Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, Kamu Denetçiliği Kurumuna gelen şikayetlerin önemli bir kısmının eğitim alanına ilişkin olduğunu belirterek, "Bu yıl, eğitimdeki şikayetler birinci sırada. İçerisinde Milli Eğitim Bakanlığı, YÖK, ÖSYM ile ilgili şikayetler var. Dolayısıyla bu konuda önemli bir sorun olduğunu kurum olarak da yapılan müracaatlardan görüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız da belli ki bu konuyu kendisine intikal eden raporlarda tespit etmiş. Bu, eğitim alanında ciddi bir reform yapmak için yol açtı, bir bakıma eğitimle ilgili kurumların harekete geçmesini temin etti. Bu, önemli bir şey." dedi.

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu'nu makamında ziyaret eden Malkoç, burada yaptığı konuşmada, insan hakları ve yargının işleyişiyle ilgili karşılıklı görüş alışverişinde bulunmak üzere bir araya geldiklerini belirtti.

Kamu Denetçiliği Kurumunun faaliyetlerine ilişkin bilgi veren Malkoç, Türkiye'nin yakın zamanda 15 Temmuz gibi ağır bir darbe teşebbüsü yaşadığını ve bu darbe teşebbüsünde bulunan örgütün üslendiği yerlerden birisinin de adliyeler olduğunu anımsattı.

Malkoç, FETÖ'nün, Türk Silahlı Kuvvetleri, emniyet ve adliye teşkilatında da örgütlendiğini belirterek, "Bunun, yargıda oluşturduğu bazı sıkıntılar var. 15 Temmuz'dan bu yana geçen zamanda bu badireler atlatmaya çalışılıyor." diye konuştu.

Adaletin önemli bir parçasının da savunma görevinde bulunan avukatlar ve avukatların mesleki örgütleri olduğuna işaret eden Malkoç, Kamu Denetçiliği Kurumunun faaliyetlerini sürdürürken bu tür meslek kuruluşlarıyla dayanışma içerisinde olmayı, karşılıklı görüş alışverişinde bulunmayı istediklerini belirtti.

Malkoç, Kamu Denetçiliği Kurumunun, idarenin eylem ve işlemleriyle ilgili şikayetler üzerine, verdiği kararların tavsiye niteliğinde olduğunu aktararak, bu kararların etkin hale gelmesinde paydaşlarının kamuoyu olduğunu ifade etti.

Bu anlamda sivil toplum örgütleri ve basınla ne kadar irtibat içerisinde olurlarsa, etkinliklerinin de o kadar fazla olacağını söyleyen Malkoç, şöyle devam etti:

"Türkiye kamu denetçiliğinin ana görevi, kamu hizmetlerinin artırılması için çalışmak, idarenin şeffaflığını sağlamada katkıda bulunmak, hukuk uygulamalarının arzu edilen düzeyde yaygınlaşmasını sağlamak. Bunları yaparken hem basınla hem kamuoyu ile irtibat halinde ve iç içe olacağız. Çalışmalarımızın önemli bir bölümü de vatandaşın hak arama kültürünü yaygınlaştırma anlamındadır. Bir nevi vatandaşın hakkını arıyoruz. Tabii vatandaşın hakkını ararken idarenin hasmı değiliz, kararlarımızla da idareye rehberlik, danışmanlık yapıyoruz, yol gösteriyoruz."

"Kavgaya değil, el sıkışmaya, kucaklaşmaya ihtiyacımız var"

TBB Başkanı Feyzioğlu ise ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Kamu Denetçiliği Kurumunun gelişmesi, tanınması için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi.

Mustafa Kemal Atatürk'ün, Nutuk'taki, "Türkiye'nin koşulsuz olarak milli siyasete ihtiyacı vardır. Milli bir duruşa, milli bir bakışa ihtiyacı vardır." sözlerini aktaran Feyzioğlu, bu milli duruş, milli siyaset, milli bakışın çağdaşlığı, evrenseli reddeden değil, çağdaşa katkıda bulunan, evrenseli alan, geliştiren bir bakış olduğunu ifade etti.

Türkiye'nin zor bir coğrafyada bulunduğunu ve zor bir dönemden geçtiğini dile getiren Feyzioğlu, şöyle konuştu:

"Dünyanın küresel güçleri, bu bölgeyi şekillendirmek isteyen pek çok güç, Türkiye'ye de müdahale için çok çeşitli senaryoları hayata geçirmeye çalışmakta. Bunlara karşı milli birliğimizi, beraberliğimizi sloganlarla değil, doğru bir milli bakışla, doğru bir milli duruşla sağlayabiliriz, akıllı bir tavırla başarabiliriz. Bu noktada, içeride 80 milyonun adalet paydasında, hukuk paydasında kucaklaştırılması gerekiyor. Toplumsal barışa ihtiyacımız var. Kavgaya değil, el sıkışmaya, kucaklaşmaya ihtiyacımız var. Kamu Denetçiliği Kurumu bizi devletimizle, idaremizle kucaklaştıracak. Birbirimizle kavga etmeden uzlaşının yolunu gösterecek önemli bir kurumdur. Biz doğru yaparsak, vatandaşlarımızın hak ve hürriyetlerini başkalarının müdahalesine, çoğu zaman iyi niyetli olmayan müdahalelerine izin vermeden biz korumayı başarırsak hiç kimseye çeşitli mazeretler üretmeyiz, çeşitli mazeretlerle Türkiye'ye müdahalenin önünü açmayız."

"2017 yılının Ağustos ayına kadar başvuru sayımız 12 bin 500 oldu"

Konuşmaların ardından Kamu Başdenetçisi Malkoç, bir gazetecinin, TEOG'un kaldırılacağı şeklindeki açıklamaların ardından Kurum'a bu konuda bir şikayetin gelip gelmediği yönündeki sorusu üzerine, geçen yıl çeşitli konularda 5 bin 500 başvuru yapıldığını, bu başvurularda birinci sırayı, yüzde 35 oranıyla kamuda çalışan personelinin şikayetlerinin aldığını belirtti. Malkoç, şöyle devam etti:

"2017 yılının Ağustos ayına kadar başvuru sayımız 12 bin 500 oldu. Geçen yılın yarısından fazla... Bu sefer şikayetlerin önemli bir kısmı eğitim alanında. Bu yıl, eğitimdeki şikayetler birinci sırada. İçerisinde Milli Eğitim Bakanlığı, YÖK, ÖSYM ile ilgili şikayetler var. Dolayısıyla bu konuda önemli bir sorun olduğunu kurum olarak da yapılan müracaatlardan görüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız da belli ki bu konuyu kendisine intikal eden raporlarda tespit etmiş. Bu, eğitim alanında ciddi bir reform yapmak için yol açtı, bir bakıma eğitimle ilgili kurumların harekete geçmesini temin etti. Bu, önemli bir şey."

Bir ülkenin kalkınması ve refahında pek çok önemli unsurun bulunduğunu, ancak adalet ve eğitim sistemlerinin en önemlileri olduğunu vurgulayan Şeref Malkoç, Türkiye'nin, 2023 ve 2071 hedeflerini yakalaması arzu ediliyorsa, adalet sisteminin yenilenmesi, eğitim sisteminin de anayasasının belirlenmesi gerektiğini kaydetti.

Malkoç, eğitim konusunda da çalışmalarının bulunduğunu aktararak, "Sevindirici olan husus şu, Sayın Milli Eğitim Bakanımız bütün görüşlere açık bir arkadaşımız ve bu anlamda çalışan kurum, kuruluş sivil toplum örgütleriyle irtibat halinde. Bizim de Milli Eğitim Bakanımız ile görüşmemiz var. Hazırladığımız raporları ve bize gelen şikayetler konusundaki çalışmalarımızı kendisine intikal ettireceğiz." ifadelerini kullandı.