Sivas İdare Mahkemesi’nin geçtiğimiz 16 Eylül’de oy birliği ile aldığı karar, Kemah’a bağlı Pınarönü Köyü’nde yaşayan Zarife-Riza Peker çiftinin Av. Duygu Kılıç Çaylı aracılığı ile başlattığı yargı süresi sonrası alındı.

Dava dosyasına, Gölpınar Köyü ve Pınarönü Köyü muhtarları da müdahil oldu.Dava başvurusunun temelinde, Fırat Nehri’nin Karasu kolu üzerinde yapılması planlanan ve 160 MV kurulu gücü olan Kemah Barajı ve HES I, HES II olarak planlanan iki santral projesi yer aldı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile projeyi yapacak olan AK-EL Kemah Elektrik Üretim A.Ş.’ye karşı açılan davada planlanan projelerin bir dizi çevresel soruna yol açacağına işaret edilmişti.

‘SULAR KURUR ORMANLAR YOK OLUR’ 
24 köyü etkilemesi beklenen proje nedeni ile yapılan dava başvuru dilekçesinde özetle “Bu proje hayata geçerse sular kuruyacak, doğal yaşam ortamları, ormanlar ve tarım alanları yok olacak. Söz konusu proje aynı zamanda 1. derece deprem bölgesinde bulunuyor” denildi. Açılan davada, projenin hayata geçmesine olanak sağlayacak olan ve geçtiğimiz yıl şubat ayında verilen ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) Olumlu Kararı’nın yürütmesinin durdurulması istendi.

‘EKONOMİK FAYDASI VAR’
Açılan davaya savunmalarını veren bakanlık ve şirket avukatları ise projenin hukuka uygun olduğuna işaret etti. Şirket savunmasında, projenin ekonomik ve sosyal açıdan bir dizi faydasının olduğuna vurgu yapılarak, davanın reddine karar verilmesi istendi. Proje bölgesinde 24 köy bulunuyor. Baraj nedeni ile 10'a yakın köyün sular altında kalacağı ifade ediliyor.

HEYELAN RİSKİ VAR
Mahkeme, tarafların görüşlerini aldıktan sonra proje bölgesinde keşif yaptırdı bilirkişi raporları hazırlattı. Mahkemenin kararı da büyük ölçüde hazırlanan raporlara dayandı. Kararda ÇED raporunda bir dizi eksik şöyle sıralandı: ‘Baraj inşaatı nedeni ile yapılacak patlatmalara ilişkin net bir ifade yok. Yine kesilecek ağaçlar ile ilgili yapılan inceleme eksik. Baraj altında kaç ağacın kalacağı belli değil. Bölgede heyelan riski var; heyelan bölgesinde kaç ağacın kesileceği belli değil. Kuşlar ve memeli türleri için nasıl bir çalışmanın olduğu belli değil. Bu proje Munzur Vadisi Milli Parkı içindeki bitkisel çeşitliliği de vurur.

ÖNCE YÜRÜTMEYİ DURDUMA VERDİ
ÇED Olumlu Kararı’nı iptal eden kararın esas dayanak noktasını ise baraj ve HES’ler nedeni ile yaşam alanları tehlikeye düşecek olan balıklar oluşturdu. ÇED raporunda balıklar için balık asansörü kurulacağı belirtilerek ‘Asansör Tipi Balık Geçidi’ ifadesine yer verildi. Ancak, kararda bu konu ile ilgili özetle: ‘Baraj duvarı temelden yüksekliği 95 metre olacak. Balıkların, bu yükseklikte önerilen asansörü kullanması imkânsız. Kaldı ki barajın önünde iki de HES var. Balıkların bu HES’leri de geçmesi gerekecek. Dolayısı ile balıkların HES II ve HES I engelini nasıl aşacakları belirsiz. Balıkların yumurtlama dışında, beslenme ve kışlanma amacıyla yapacakları göçlerin zamanlaması planlanmadı. Ayrıca raporda deprem riski analizi ile ilgili bir çalışmaya raporda rastlamadık’ denilmişti. 

Sivas İdare Mahkemesi, daha önce,  ÇED Olumlu Kararı için yürütmenin durdurulması kararı vermişti. Mahkeme geçtiğimiz günlerde taraflara tebliğ edilen kararında ise söz konusu kararın iptaline karar verdi.

MAHKEME, TAAHHÜDÜ YETERLİ GÖRMEDİ
Davacı köylülerin avukatı Av. Duygu Kılıç Çaylı, kararın bir ilk olma özelliği taşıdığına işaret ederek  “Mahkeme, taahhüt eksiklik giderilme ile ÇED raporunum denetiminin olamayacağını değerlendirdi. ÇED raporunu bir bütün olarak değerlendirdi. Tespit edilen eksiklikler yönünden ÇED olumlu kararını hukuka aykırı buldu. Kararda, Bilirkişi Raporunun aksine, raporda belirtilen eksikliklerin giderilmesi ve taahhütlerin yerine getirilmesi koşuluyla ÇED in mevzuata uygun olacağı kanaatinde olmamış ve aşağıdaki gibi hüküm tesis etmiş oldu” dedi.


Dinçer GÖKÇE/Hürriyet