Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, "mahrem imamlar"a yönelik operasyonun Gaziantep ayağında yakalanan, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmayı talep eden A.Ö, örgütün emniyet teşkilatındaki mahrem yapılanmasına ilişkin önemli bilgiler verdi.  FETÖ'yle ilk 2004 yılında, kapatılan Gaziantep'teki Sefa Dershanesi'nde öğrenciyken tanıştığını belirten A.Ö, Dicle Üniversitesi Fizik Öğretmenliği Bölümü'nü kazandığını ve örgütle temasının Diyarbakır'da da devam ettiğini söyledi.

A.Ö, "Diyarbakır'da örgütün yurdunda kaldım. Burada bana 'Görev verilse yapar mısın?' diye sordular. Ben de ders verme gibi bir görev olacağını düşünerek kabul ettim. Bu teklifi kabul eden 12 kişiyi bir evde topladılar. Dörderli kişilerden oluşan 3 gruba ayrıldık ve bize farklı gruptakileri sokakta dahi görsek tanımayacağımızı söylediler." ifadelerini kullandı.

POLİS OKULUNDAKİ ÖĞRENCİLERİ FİŞLEMİŞ

Örgüt tarafından kaldıkları evlerin her yıl değiştirildiği bilgisini paylaşan A.Ö, verilen görev kapsamında Ali Gaffar Okan Polis Meslek Eğitim Merkezi öğrencileriyle iletişime geçtiğini ve topladığı kişisel bilgileri kendisinden sorumlu kişiye ilettiğini kaydetti.  A.Ö, şunları anlattı: "12 kişiden bizim grupta olan diğer 3 kişi de polislerle ilgileniyordu. Sistem şu şekilde işliyordu, polis okuluna gelen öğrencilerin ismi ve telefon numaraları üstümüz Ahmet Keskin'den bize iletiliyordu. Biz de hafta sonları arayıp, geldiği yerdeki sorumlusunun selamını iletiyorduk. Bu şekilde diyalog kurup görüştükten sonra kişisel bilgilerini Keskin'e iletiyorduk. O da bu bilgileri bilgisayara taktığı flaş bellekteki dosyaya yazıyordu. Onu da üstü olan 'Mikail' isimli şahsa veriyordu. 'Mikail' isimli şahıs en son FETÖ'nün emniyet yapılanmasının Ege Bölge sorumlusuydu. 'Mikail' isimli şahıs, Keskin'den flaş belleğe aldığı bilgileri Gaziantep bölge sorumlusu 'Bayram' isimli şahsa teslim ediyordu. Bilgisayarlarda bu bilgiler kayıt altında tutulmuyordu. Flaş belleği alan FETÖ sorumlusu, kendi flaş belleğine ilgili bilgileri yükleyip, getiren kişiye teslim ediyordu. Bu flaş bellekler bölge sorumlusuna iletildikten sonra nerede tutuluyor bilmiyorum."

Polis okulu öğrencilerini ilk zamanlar "sayısal", "sözel" ve "eşit ağırlık" şeklinde gruplara ayırdıklarını, daha sonra 5'lik sisteme göre derecelendirildiklerini ifade eden A.Ö, kendilerinin topladığı bilgiler üzerinden gruplandırma yapıldığı ve polis olan FETÖ mensuplarının tayin edildikleri ilde bu sisteme göre gruplandırıldığı bilgisini verdi. 2006, 2008 ve 2010 mezunlarıyla ilgilendiğini itiraf eden A.Ö, "İstihbarat, konsolosluk gibi önemli yerlere atanan polisler, 5'likler arasından seçilirdi. Tedbirli olmak adına görüştüğümüz polis memurlarının telefonlarını kaydetmeyip küçük kağıtlara not ederdik." dedi. 

ÇALINTI SORULARI KURAN'A EL BASIP GÖSTERDİLER

2010 yılında "Mikail" isimli şahsın yerine Ömer Sun'un getirildiğini belirten A.Ö, şunları kaydetti: "KPSS'den iki gün önce Ömer Sun, sınava Gaziantep'te gireceğini belirterek, bana 'Birlikte gidelim, sen de aileni görürsün.' dedi. Birlikte Karataş semtinde bir eve geldik. Bizi 'Hasan' isimli kişi karşıladı. Odaya almadan önce 'Birazdan göreceğiniz şeyleri kimseye anlatmayacaksınız, söylemeyeceksiniz. Namusunuz ve şerefiniz üzerine yemin edin.' dedi. Elinde Kur'an-ı Kerim vardı. El bastırıp yemin ettirdi. Oda içerisinde kanepelerde 15-20 kişi vardı. İlk önce korktum. KPSS soruları projeksiyonla tekrar tekrar gösterildi.  Biz de soru ve cevapları ezberledik. Ben sınavda 91 puan aldım. Bu ev, KPSS sınavının iptal edilmesinin ardından kapatıldı."