Şanlıurfa'da, 5 Aralık 2009 tarihinde izinsiz gösteri düzenleyerek, polise molotof kokteyli, havai fişek ve taşlarla saldırması üzerine çıkan olaylarda, 15- 17 yaşlarındaki 1'i kız 13 çocuk gözaltına alındı. Gözaltına alınan çocuklar savcılık sorgularının ardından serbest bırakıldı. Dosyayı inceleyen Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı 13 çocuk hakkında, ‘terör örgütünün propagandasını yapmak’, ‘2 bin 911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet etmek’, ‘Tehlikeli maddeleri izinsiz bulundurmak’ ve ‘Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek’ suçlarından 14 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanmaları istemiyle iddianame hazırladı.
İddianameyi inceleyen Diyarbakır 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi, söz konusu tarihte 15 yaşından küçük olan Fidan K. ile İsmail Ç. için Şanlıurfa Çocuk Hastalıkları Hastanesi'nden verilen ‘cezai sorumluluk' raporununda ‘Çocuklar suçu anlamıyor ve sonuçlarını algılayamıyor’ raporunu göz önüne alarak, iddianameyi iade etti. Rapora atıfta bulunan mahkeme kararında, ‘Terör örgütünün propagandasını yapmakla suçlanan çocukların suçun anlam ve sonuçlarını algılayamadıklarını, suçla ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneklerinin gelişmediğini’ belirtti.

AVUKAT ATABAY: MAHKEMENİN KARARI YERİNDE BİR KARAR

Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Komisyonu üyesi Canan Atabay, Türk Ceza Kanunu'nun 31'inci maddesine göre, 12- 15 yaş grubundaki çocuklarla ilgili ceza yargılamalarında mutlaka cezai sorumluluk raporunun alınması gerektiğini söyledi. Atabay, “Bu raporlarda eğer ‘Bu çocukların bu suçu anlama yetileri yoktur, eylemlerini yönlendirme yetilerine yoktur’ dediğinde, dava açılmaz. Savcının bu tür durumlarda tedbir uygulaması gerekir ve çocuğu aileye teslim eder. Dolayısıyla mahkemenin kararı yerinde bir karar” dedi. (dha)