Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanıklar Bahadır Esendik, Kasım Ersoy ve Burhan Koç ile tutuksuz 16 sanık, müdahiller ve tarafların avukatları katıldı.

Duruşmada, haklarında yürütülen soruşturmada daha önce verilen takipsizlik kararına müdahil avukatlarının itirazı üzerine dava açılan ve mahkemenin önceki davayla birleştirdiği dosyanın 9 sanığı savunma yaptı.

Birinci patlamanın meydana geldiği Özkanlar adlı iş yerinin sahibi Hasan Özkan, sosyal ilişkilerine bakan, işe güce çok fazla ilgisi olmayan biriyim. İşle daha çok kardeşim Aydın Özkan ilgilenir" dedi.

Ersoygaz'dan 1987'den beri tüp aldıklarını kaydeden Özkan, "Alınan tüpler sadece bakılarak kontrol edilebilir. Patlayan tüpler duyduğum kadarıyla patlama sabahı veya bir gün öncesi gelmiş. Daha önce gelen tüplerle patlayan tüplerin şekli ve rengi aynıydı" ifadesini kullandı.

Zeki Özdemirel de Ersoygaz'da şoför olduğunu bildirerek, "Siparişleri Kazan'a götürürüm. Sabah çıkarım, akşam gelirim. Ostim'de patlayan tüpleri ben vermedim. Kimin verdiğini bilmiyorum" dedi.

Metin Biçer ise Ersoygaz'a bağlı Asgazsan'da patlamadan sonra pazarlamacı olarak başladığını bildirerek, "Olaydan iki gün sonra işe girdim. O yüzden hiçbir şey bilmiyorum" diye konuştu.

Abbas Kalaycı da Ersoygaz'da sipariş almak, irsaliye ve fatura kesmekle görevli olduğunu bildirerek, imalat ve tüp dolumunda görevi bulunmadığını söyledi. Kalaycı, patlayan tüplerin ne zaman sipariş verildiğini hatırlamadığını kaydetti.

Ayhan Özkan, Özkanlar'da finans ve muhasebeye baktığını belirterek, tüplerle bağlantısının olmadığını söyledi.

Mustafa Saydam, olay tarihinde Özkanlar'da teknik ressamlık yaptığını ve patlama sırasında şirketin 4. katındaki proje ofisinde bulunduğunu ifade ederek, işçi güvenliği veya tüple ilgili bir kısımda çalışmadığım için suçlamayı kabul etmediğini belirtti.

Kenan Ersoy ise 2006'da tüplerin üretildiği şirketten ayrıldığını bildirdi ve işleri kardeşi Kasım Ersoy ile teknik ekibin yürüttüğünü anlattı.

"Sarımsak kokusu gibi bir koku"

Ersoygaz çalışanı Coşkun Çamurcu da tüplerin testini yaptığını kaydederek, "Müşterilerden boş tüpler geldiğinde kontrol ederim. Doluma müsait, sağlam tüpler tekrar doluma gider. Doluma uygun olmayan tüpler hurdaya ayrılır. Dolumdan sonra tüpler bir kez daha kontrol edilmez, doğrudan satışa gider" dedi.

Çamurcu, heyetin diğer soruları üzerine, patlamadan sonraki sürece ilişkin şunları söyledi:

"Tüpler boş olarak geldiğinde temizlememiz istendi. Tüplerin içinde sarımsak kokusu gibi bir koku vardı. Bunu söyledim. Bunların test amaçlı doldurulduğu, yıkanıp hurdaya ayrılacağı söylendi. Kasım Ersoy da yine temizleme talimatı verdi. Temizleyip, yıkadık, kuruttuk. Buna rağmen koku çıkmadı. Tahminen bu şekilde 30 tüp vardı. Bunlar doluma gitmedi. Doğrudan Asgazsan'daki hurdaya ayırdığımız yere gitti."

Çamurcu, "patlayan tüplerin nasıl temizlendiği ve doldurulduğu konusunda bilgisi olmadığını" savundu, yalnızca müşterilerden gelen tek tüpleri kontrol ettiğini, paketlenmiş tüplerle ilgilenmediğini anlattı.

Söz alan tutuklu sanık Burhan Koç, "Tüplerin 5 ve 15 yıllık kontrol tarihleri var. Teslim yapılması yaklaşık 20 dakika alıyor. Her tüpün gelip yıkanması, kurutulması söz konusu olmaz. Bu yapılsa tüpler küflenir. Tüpün fiziksel bir sıkıntısı yoksa dolum tarihi de geçmemişse doğrudan doluma gider" dedi.

Koç'un beyanını doğrulayan Çamurcu, "Test tarihleri üzerinde bellidir. Ancak yine de gelen tüpleri haricen test ederiz. Darbeli, kırık tüpleri Sincan'a hurdaya göndeririz" diye konuştu.

Selma Güleç de METSAN'da eşi Numan Güleç'in müdür olarak çalıştığını, kendisinin hissedar olduğunu ve hiçbir yetkisinin bulunmadığını anlattı ve patlamaları televizyondan duyduğunu söyledi.

Müdahil ve sanık avukatları, mahkemeden yeni bilirkişi raporu almalarını, hakkında yeni dava açılan sanıkların kusur durumlarının belirlenmesini talep etti.

Tutuklu sanıkların avukatları da müvekkillerinin tahliyelerini istedi.

Tutuklu sanık Burhan Koç, 32 aydır tutuklu olduğuna işaret ederek, "Halen 3 tutuklu sanık var. Ben de diğer sanıklarla aynı şartlarda olmak, tutuksuz yargılanmak istiyorum" dedi.

Cumhuriyet Savcısı Erdinç Hakan Özdabakoğlu, kusur durumunun ortaya çıkarılması amacıyla ek bilirkişi raporu alınmasını ve tutuklu sanıkların bu durumlarının devamını talep etti.

Mahkeme, daha önce rapor hazırlayan İTÜ'ye dosyanın yeniden gönderilmesine ve ek rapor alınmasına karar verdi. Mahkeme, rapor hazırlayacak heyette petrol ve doğalgaz mühendislerinin de yer almasını ve avukatların raporla ilgili itirazlarının göz önünde tutulmasını da ara karar altına alarak, duruşmayı erteledi.

Adliye önünde basın açıklaması

Duruşma öncesinde, patlamada hayatını kaybedenlerin yakınları, Ankara Adliyesi önünde toplanarak "Ostim'i/İvedik'i unutmadık, unutturmayacağız" yazılı pankart açtı.

Grup adına hazırlanan basın açıklamasını, ilk patlamada hayatını kaybeden Mükremin Atmaca'nın eşi Azize Atmaca okudu.

Atmaca, 2,5 yılı aşkın zamandır adalet aradıklarını belirterek, "18. duruşmadayız. 100 duruşma da sürse takipçisi olacağız. Bütün kaygımız ve mücadelemiz, ekmek mücadelesinin işçinin hayatına mal olmamasıdır. İşçi güvenliğinin sağlandığı, daha insani çalışma koşullarının yaratılmasıdır. Denetim sorumluluğu olanların görevlerini gereği gibi yapmasıdır" dedi.




AA