Üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın öldürülmesiyle ilgili haklarında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen tutuklu 3 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması bugün Tarsus Adliyesi'nde görüldü. Duruşmada savunmalarını yapan zanlılar, cinayeti nasıl işlediklerini soğukkanlılıkla anlattılar. Özgecan'ın emekli astsubay amcası Yaşasın Aslan, Mersin'deki faili meçhul cinayetlerin iyi araştırılması gerektiğini belirterek, "Çok tecrübeli, pişkin, profesyonelce cinayeti anlatıyorlar. Bunların başka faili meçhulleri vardır. Araştırılsın"dedi. Sanıklardan Necmettin Altındöken'in avukatı İbrahim Kaplan'ın"Müvekkilime yönelik algı operasyon yapılmıştır. Müvekkilime karşı linç kampanyası yapılmaktadır, tahliyesini talep ediyorum" savunması tepkilere neden oldu. Duruşma 9 Eylül tarihine ertelendi.

ÖZGECANLAR DAVASI

Mersin’in Tarsus İlçesi Adliyesi’nde görülen Özgecan Aslan duruşmasının ardından açıklama yapan Aslan ailesinin avukatı Sevim Küçük, duruşmada önemli bir gelişme sağlandığını belirtti. İddianamede, hakkında cinsel saldırı ile ilgili sevk maddesi bulunmayan Fatih Gökçe hakkında ek iddianame hazırlanmak üzere duruşma tutanağının savcılığa gönderilmesine karar verildiğini aktaran Küçük, "Ayrıca Suphi Altındöken’in de ek savunması alınacak. Kağıt üzerinde her ne kadar Özgecan davası görülse de, Özgecanlar davası olarak nitelendiriyoruz. Toplumsal cinsiyete dayalı şiddete maruz kalan kadınların yaşam haklarını savunmak için ve şiddeti uygulayan erkeklerin hak ettikleri adil cezalar ile karşı karşıya kalmaları açısından önemli. Ana mücadelemiz bu. Bu konuda mahkemelerce verilen az cezalar, ceza verilmemezlik ya da çok basit, hukuken kabul edemeyeceğimiz sebeplerle indirim maddelerinin uygulanması, kamu vicdanını yok etmiştir" dedi.

ÖRNEK BİR DAVA OLMASINI İSTİYORUZ

Davada, kadın cinayetlerine verilen cezalar anlamında çok farklı karar alınmasını beklediklerini kaydeden Küçük, Necmettin Altındöken hakkında tahliye talebinde bulunduğunun altını çizerek şunları söyledi: 

"Bütün mücadelemiz bu. Örnek bir dava olmasını istiyoruz. Henüz esasa ilişkin iddialarımızı ileri sürmedik. İkinci duruşmada ileri sürülecek. Duruşmamız 9 Eylül’e ertelendi. Bütün baro ve kurumların müdahale talepleri reddedildi. Mahkemenin bu kararı bizi üzmüştür ve ayrı bir infial söz konusudur. Bu davada, kamuya mal olmuş davada tam tersi bir karar çıkmasını bekliyorduk. Avukat arkadaş, dava ile ilgili bir karşılaştırma yaptı ne yazık ki. Garipoğlu davasında da babanın konumunu öne sürerek orada da babanın serbest bırakılmış olduğunu, kendilerince her hangi birilerinin olmaması dolayısı ile davayı da örnek göstererek baba hakkında tahliye talebinde bulundu ve reddedildi. Talep etmek bile abesle iştigal."  

ADİL BİR YARGILAMA OLDU

Özgecan Aslan’ın amcası Yaşasın Aslan ise, adil bir yargılanma olduğunu belirterek, "Karşı tarafın avukatları babayı sütten çıkmış gibi göstermeye çalıştılar. Neredeyse bir suçu yokmuş, masum gibi göstermeye çalıştılar. İnanıyorum ki, mahkeme buna inanmayacaktır. Avukatlarımız çok iyi temsil ettiler. Ek iddianamenin gündeme gelmesi tabii ki delilleri daha çok güçlendirdi, lehimize bir durum oldu" diye konuştu. 

Özgecan Aslan davasında sanık Suphi Altındöken'den skandal savunma geldi. Gün boyu duruşmada yaşanan gelişmeler dakika dakika şöyle:

19.22: Sanık Fatih Gökçe hakkında mahkeme suç duyurusunda bulunarak, cinsel saldırı yapmış olma ihtimalinin araştırılmasını istedi. Tüm sanıkların bir sonraki duruşmada ifadelerinin SEBGİS sistemiyle alınması için cezaevine yazı yazılmasına karar verildi.

19.19: Mahkeme Heyeti, “Sanık Fatih Gökçe hakkında duruşma zaptının Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilerek, işlem akıbetiyle ilgili mahkemeye bilgi verilmesine ve tüm sanıkların tutukluluk hallerinnin devamına” karar vererek duruşmayı 9 Eylül’e erteledi.

19.15: Savcı, sanıklardan Fatih Gökçe için cinsel saldırı yönünden de suç duyurusunda bulundu. Diğer sanık Suphi Altındöken hakkında ise TCK 102/3-6 ek savunma süresi verilmesini istedi.

18.59: Mahkeme ara karar verdi: Müştekiler Songül Aslan, Mehmet Aslan, Beste Güler Aslan, Yaşasın Aslan ve Barış Aslan’ın davaya katılma talebi ile yetki belgesi veren avukatların müdahil olma talepleri kabul edildi. Aile Ve Sosyal Politikalar Bakanlığının davaya katılma talebi de kabul edildi. Kadin derneklerinin ‘suçtan doğrudan zarar görmedikleri’ gerekçesiyle davaya katılma talepleri ise reddedildi. Ortaya çıkan yeni bir delilin olmaması ve dosyayı incelemeye vakit bulunmuş olması nedeniyle müşteki vekillerinin süre talepleri ise reddedildi.

18.55: Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu, 49 baro adına davaya katılma talebinde bulundu.

18.35 Avukat Efkan Bolaç, Evrensel Gazetesi’ne yaptığı değerlendirmede “Suphi ve babası ifadelerinde değişikliğe gittiler. Baba hiç bir şekilde cesedi görmediğini ve olaya karışmadığını söyleyerek kendini aklama çabasında. Ancak daha önce jandarmaya verdiği ifadesinde cinayeti ayrıntılı olarak anlatmıştı. Görünen o ki bu işi isteyerek ve görerek üç zanlı ortak işlemişlerdir. Kadını katleden, yok sayan zihniyetin cezalandırılmasını istiyoruz” dedi

18.21: Baba Necmettin Altındöken’in avukatı İbrahim Kaplan “Tutuklu kaldığı süre göz önüne alınarak tahliye edilmesine karar verilmeli” dedi.

18.16: Sanık Necmettin Altındöken’in Avukatı İbrahim Kaplan “Müvekkilime yönelik algı operasyon yapılmıştır. Müvekkilime karşı linç kampanyası yapılmaktadır. Müvekkilimin olayda herhangi bir suçu yoktur. Maktüle kanımca Ehlibeyt şehidi olmuştur” dedi.

18: 08: Fotoğraflar gösterilirken ekrana yansıyan kesilmiş bilek görüntülerine duruşmayı izleyenler tepki gösterdi.

18: 06: Duruşmada olay yerinin fotoğrafları gösteriliyor.Zanki Suphi Altındöken'in kullandığı bıçakı teşhis etmesi istendi.

18: 00: Tutanakların okunması tamamlandı

17.30: Duruşmada ölü muayene tutanağı okunmaya başlandı. Tutanak okunurken salonda sesler yükseldi.

17.05: Avukat Yıldız Koca, Neslihan Altındöken’e “Eşiniz eve geldiğinde ruh hali nasıldı’’ sorusunu yöneltti. Neslihan Altındöken bu soruya “Eve geldiğinde tedirgindi fakat bu Suphi’nin normal haliydi. Suphi sürekli sinirlenirdi ruh hali çok asabiydi” dedi.

17.00: Neslihan Altındöken “Olay günü Suphi bana kıyafetlerini verdi ben de çamaşır makinasında yıkadım. Kıyafetlerin üzerinde kan görmedim. Ben de çok mağdurum. 6 yıl boyunca Suphi Altındöken’den şiddet gördüm. Ben de mağdurum” dedi.

16.55: Neslihan Altındöken’in ifade işlemine yeniden başladı

16.53: Tanık Osman Taş’ın ifadesi tamamlandı

16.47: Avukat Efkan Bolaç tanık Osman Taş’ a sen hiç benzinle çalışan otobüs gördün mü? şeklinde soru yöneltti. Osman Taş ise “Bilmiyorum o an bunu düşünmedim” şeklinde cevap verdi.

16.35: Osman Taş “Olay günü 5 TL’lik benzini ben aldım ve otobüse götürüp Fatih Gökçe’ye verdim” dedi.

16.34: Fatih Gökçe’nin arkadaşı Osman Taş yaşanan olayla ilgili tanık olarak ifade vermeye basladı.

16:33: Sebgis sisteminde yaşanan arızadan dolayı Neslihan Altındöken’in ifadesinin alınmasına ara verildi.

16.31: Neslihan Altındöken “Suphi eve geldiğinde yüzünde çizikler vardı, üzeri kanlıydı ben de ne olduğunu sordum kavga ettim” dedi. Neslihan Altındöken, Suphi Altındöken’in kendisine kıyafetlerimi yıka dediğini soyledikten sonra Fatih Gökçe’nin yanına gideceğini söyleyerek evden ayrıldığını söyledi” dedi.

16.23: Suphi Altındöken’in eşi Neslihan Altındöken’in SEBGİS sistemiyle, tanık olarak ifadesi alınıyor.
Neslihan Altındöken: “Bu olayı sadece kavga olarak biliyordum. Karakola çağırıp ifadem alındıktan sonra gerçeği öğrendim.

16:30: Mahkeme başkanı Özgecan'ın emekli astsubay amcası Yaşasın Aslan söz aldı; 122 gündür cehennem hayatı yaşıyoruz. Ateş düştüğü yeri yakar. Biz ateşin içindeyiz. Özgecan, aile vekendi adıma öyle bir karar istiyorum ki dünyaya ve ülkemize örnek olsun. Çocuklarımızın başına gelme ihtimali bertaraf olsun. Canilerin ruhundaki sapıklıklar ortaya çıkmasın. Bu değerli millet için istiyorum ki herkes mutlu yaşasın. Çok tecrübeli, pişkin, profesyonel anlatıyorlar ki. Bunların başka faili meçhulleri vardır. Araştırılsın. Tarsus bölgesindeki faili meçhullerin bunlardan kaynaklandığını düşünüyorum. En ağır şekilde bu canilerin safsatalarına inanmadan en ağır cezayıvermenizi istiyorum.

Mahkeme Başkanı sordu: Müdahil olmak istiyor musun?

-Evet istiyorum.

15:30

Müdafi avukat Fatih Gökçe'ye sordu: ''Suphi senin kemerini toplayıp fermuarını çektiğini, tecavüz ettiğini söylüyor''

Fatih Gökçe: Olur mu hiç öyle şey. Benim kızım var. Suphi ile babası yapmıştır.
 

15:05

Müdafi avukat Suphi Altındöken'e sordu: Fatih seni, sen Fatih'i suçluyorsun. Sen, o yaktı diyorsun.

Suphi Altındöken: Ben yakmadım. Aşağı inip yakan Fatih'ti.

Avukat: Özgecan neden çıplaktı, neden gazete örttünüz?

Suphi Altındöken: Hatırlamıyorum, görmedim.

Avukat: Paltosu, bluzu, kazağı vardı. Baban eve götürdü. Özgecan'ın inmesi için kapıyı açıp beklemen yeterliydi.

Suphi Altındöken: İnmedi. Ben de indirmek için arkadan bindim.

Avukat: Özgecan'ın neden yüzünü, gözünü, elmacık kemiklerini tırmaladın? Sağ alt bacağının arkasında ve vücudunda neden bizler oluştu? Pantolonun yok muydu o sırada?

Suphi Altındöken: Ben tepiklerken cırmaladı.


14:45

Mahkeme Başkanı, Fatih Gökçe'ye, banttan bir bölümü okunan önceki ifadesini sordu.

Gökçe, "Jandarma hep 'şunu şöyle, bunu böyle yap' dedi. Neredeyse ben öldürdüm diyecektim. Halbuki 'yaktıkları şeyi' jandarmaya ben gösterdim."


14:25

Sanık Fatih Gökçe konuşuyor:

"Hastaneye götürmesini birkaç kez tekrarladım. "Gerek yok zaten ölük" dedi. Kaçtım. Beni bulmalarından korktum. Annem gibi tansiyon hastasıyım. Babasına yalvardım, Suphi'yi polise götürmesi için yalvardım. O da "Keşke engel olsaydın" dedi. Babası polise git deseydi giderdi.

Suphi babasından bıçak istedi. Önceden hazırlamış gibi verdi hemen. Suphi arabaya girdi, 3 dakika sürdü. İndiğinde elinde maktule ait elleri gördüm. Onları bir poşete koydu."

14:15

"BENİM DE KIZIM VAR"

Necmettin Altındöken ilk ifadesini reddetti. Hüngür hüngür ağlayarak, "Benim de kız evladım var. Bilsem engellerdim" Başkan, "Cesetle onca saat gezmişsin ama" deyince reddetti.

"DOKTOR BENİ COPLA DÖVDÜ"

İlk ifadesinde gözlerinin iyi görmediği için avukatın getirdiği ifadeleri okumadan imzaladığını, polisin küfrettiğini, sağlık kontrolü için götürüldüğü doktorun kendisini copla dövdüğünü ağlayarak iddia etti.

Soruşturma Savcılığı'na verdiği ifade banttan okunan baba Necmettin Altındöken'in çelişkileri ortaya çıkıyor. Arabada bir şey görmediğini söyleyen sanık, önceki ifadesinde araçta duyduğu hırıltıyı tarif ediyor. Cesedi oğlu Suphi ile Fatih'in nasıl yaktıklarını seyrettiğini de  anlatıyor.

"ONLARI KOVDUM"

Özgecan'ın ellerini evde gördüğünü, giysi ve eşyalarını sobada yaktığını söyledi. Cesedi evine koymalarına itiraz ettiğini, küfrederek kovduğunu anlattı.

Oğul Ahmet Suphi babasını, baba da oğlunu masumlaştırma çabasında. Baba şimdi de oğlunun psikolojik rahatsızlığı olduğunu, kına gecesi kendisini bıçakladığını örnek olarak gösterdi. Bol bol gözyaşı döktü.

14:00

Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde ikinci sanık Fatih Gökçe, çok heyecanlı olduğu için en son ifade vermek istediğini bildirdi. Mahkeme kabul etti. Suphi'nin babası sanık Necmettin Altındöken ifadesinde olaydan jandarmayla aynı anda haberdar olduğunu söyledi.

"Emekliliğime 111 gün kalmıştı. Yüksek tansiyonum var, böbreklerim rahatsız. Jandarmada gözaltında iki öğün kahvaltıdan başka bir şey yemedim" deyince Mahkeme başkanı, "Ne alakası var?" dedi.

Sanığın soruşturma savcılığındaki ifadesi banttan okunmaya başladı.

13:45

Duruşmanın ikinci bölümünde sanık Baba Necmettin Altındöken konuşuyor:

"Parasızım" dedikçe ağlıyor.

"Uzun yol şoförüyüm. 11 Şubat'ta hastaneye gidip böbrek tahlillerimi aldım, eve geldim. Evden çıkmam. Dizi fimlerim onları seyrederim."

Oğlu ve Fatih'in 15 dakika sonra geldiğini, arabaya bindiğini söyledi. Mahkeme başkanı, "Arabanın içi kan gölü. Nasıl görmedin, kan kokusu almadın mı?" deyince "Hayır efendim. Önde oturuyordum. Bu olayla uzaktan yakından alakam yok."

12:00

Kayseri Barosu'ndan avukat soruyor Suphi'ye:

- Anlatırken ağlıyorsun. Özgecan'ı keserken ağlamadın mı hiç?

Suphi gayet rahat: "Allah kimseye vermesin. Böyle olmasını kimse istemez." dedi. Sanki basit bir kaza ya da kusurdan söz ediyordu.

Duruşmaya 13.30'a kadar ara verildi.

11:50

Suphi dikkeniyor mahkemede. "Sinirli adamım. Hem o bayan bana ne söyledi biliyor mısınuz?" diyor. Mahkeme başkanı "söyle" diyor.

Suphi "şerefsiz" dedi deyince salondan uğultu yükseliyor: "Biz de söylüyoruz..."

11:30

Gaziantep Barosu'ndan bir avukat, mahkeme bakanından ateşli silah taşıyanların (polis ve jandarma) duruşma salonundan çıkarılmasını istiyor. Mahkeme başkanı bu talebi reddediyor. Çok sayıda kadın örgütünün yanı sıra duruşmaya Yargıtay 2. Hukuk Dairesi üyesi Mustafa Ateş, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nı temsilen Av. Hülya Yasa Güney de katıldı. KADEM ( Kadın ve Demokrasi Derneği) Kahrmnmaraş, Elazığ ve Antep yöneticisi avukat kadınlar geldi.

10:30

Sanık Suphi Altındöken Özgecan'a nasıl kıydığını tüm detaylarıyla anlatırken o kadar sık ağlama molası veriyor ki.. Mahkeme Başkanı Ercan Kumubal azarlıyor. Suphi, "bacanak" dediği Fatih Gökçe'yi suçlamayı, saf bir çocuğun kötü yola yöneltilmesi gibi anlatmayı ihmal etmiyor. Elinde mikrofon... Kim inanır? Kimi kandıracak? Yüreğimin ritmi yükseliyor. Nefes alamıyorum. Tarafsız değilim. Özgecan'ın  ve katledilen, tecavüze uğrayan tüm kadınların tarafındayım çünkü.

10:10

Sanık Suphi Altındöken'in savunmasına geçildi. Altındöken şunları söyledi:

"Maktül bindi, yorgundum, ben Mersin'e gitmeyecektim, 100 TL istedim, patrona yalan söyleyip 30 TL'sini verecektim. O yüzden kimse görmesin diye şehre girmeyip otobana girdim, itiraz edince ilerde U dönüşünden dönecektim, ama maktül çantasından bir şey çıkardı. 'Bayan niye böyle yapıyorsun' deyip arabayı durdurup arkaya yanına gittim. Ben sinirli biriyim, herkes bilir.

Kapıyı açmama rağmen inmedi, yüzümü tırmalamaya başladı. Ben de sinirlenip dövmeye başladım. Kafası demire çarptı, bayılınca panikledim, hastaneye beraber götürmek için diğer sanık Fatih'i çağırdım.  Geldi, dur kardeş önce konuşalım dedi. Issız bi yere gittik. Fatih maktüle bir baktı, sonra arkadaşı Osman'ı arayıp benzin istedi. Buluşmak üzere ayrıldık, ben eve gittim. Babamı aradım, benim eve geçtik, elimi yüzümü temizledim. Fatih geldi, koltukların kanlı başlıklarını topladık.

"BUNU İLK KEZ SÖYLÜYORUM"

Bunu ilk kez burada söylüyorum. Bir baktım Fatih arabadan kemerini düzelterek iniyordu. Fatih dedi ki 'öldürmemiz lazım' Ben bıçağı aldım, boğazına sapladım.

(Bu sırada Fatih, Suphi'ye hücum etmeye yelteniyor. Jandarmalar engel oluyor)

Hadi gidiyoruz dedik, babam 'nereye' dedi. Fatih 'pikniğe gidiyoruz mangal yakarız' diye espri yaptı. Ben paniktim, Fatih soğukkanlıydı. Fatih bana yüzümü maktülün tırmalayıp, tırmalamadığımı sordu, 'evet' deyince "Kimliğini bırakmışsın sen, elini kes" dedi, kestim ellerini. Önce çuvala koyup gömecektik, sonra Fatih babamdan mazot istedi. Bıçakları temizledi.

"ÇOLUĞUNU ÇOCUĞUNU YAKARIM DEDİ"

Bana 'kız güzelmiş' dedi, 'sen bir şey mi yaptın' dedim. Sus sesini çıkarma yoksa seni ihbar ederim dedi. Ayrı arabalarla yola çıktık, geminin orda onu bekledim, fatih aradı üniversitenin oraya çağırdı. Buluştuk, ben onun aracını takip ettim, bi sürü köyden geçtik, bir yerde durduk. Cesedi indirdim, bana benzini getir dedi, ben öyle bir niyetim olmadıgı için benzin şişesini kasten düşürdüm, yakmayalım dedim, o ısrar etti. Ertesi gün buluştuğumuzda Fatih elini omzuma koydu, "Bak, dün otobüste kıza öyle yaklaştığımı söylersen çoluğunu çocuğunu kaçırırım' dedi."

10:10

Sanık Suphi Altındöken'in savunmasına geçildi. Altındöken şunları söyledi:

"Maktül bindi, yorgundum, ben Mersin'e gitmeyecektim, 100 TL istedim, patrona yalan söyleyip 30 TL'sini verecektim. O yüzden kimse görmesin diye şehre girmeyip otobana girdim, itiraz edince ilerde U dönüşünden dönecektim, ama maktül çantasından bir şey çıkardı. 'Bayan niye böyle yapıyorsun' deyip arabayı durdurup arkaya yanına gittim. Ben sinirli biriyim, herkes bilir.

Kapıyı açmama rağmen inmedi, yüzümü tırmalamaya başladı. Ben de sinirlenip dövmeye başladım. Kafası demire çarptı, bayılınca panikledim, hastaneye beraber götürmek için diğer sanık Fatih'i çağırdım. Geldi, dur kardeş önce konuşalım dedi. Issız bi yere gittik. Fatih maktüle bir baktı, sonra arkadaşı Osman'ı arayıp benzin istedi. Buluşmak üzere ayrıldık, ben eve gittim. Babamı aradım, benim eve geçtik, elimi yüzümü temizledim. Fatih geldi, koltukların kanlı başlıklarını topladık.

"BUNU İLK KEZ SÖYLÜYORUM"

Bunu ilk kez burada söylüyorum. Bir baktım Fatih arabadan kemerini düzelterek iniyordu. Fatih dedi ki 'öldürmemiz lazım' Ben bıçağı aldım, boğazına sapladım. Hadi gidiyoruz dedik, babam 'nereye' dedi. Fatih 'pikniğe gidiyoruz mangal yakarız' diye espri yaptı. Ben paniktim, Fatih soğukkanlıydı. Fatih bana yüzümü maktülün tırmalayıp, tırmalamadığımı sordu, 'evet' deyince "Kimliğini bırakmışsın sen, elini kes" dedi, kestim ellerini. Önce çuvala koyup gömecektik, sonra Fatih babamdan mazot istedi. Bıçakları temizledi.

 "ÇOLUĞUNU ÇOCUĞUNU YAKARIM DEDİ"

Bana 'kız güzelmiş' dedi, 'sen bir şey mi yaptın' dedim. Sus sesini çıkarma yoksa seni ihbar ederim dedi. Ayrı arabalarla yola çıktık, geminin orda onu bekledim, fatih aradı üniversitenin oraya çağırdı. Buluştuk, ben onun aracını takip ettim, bi sürü köyden geçtik, bir yerde durduk. Cesedi indirdim, bana benzini getir dedi, ben öyle bir niyetim olmadıgı için benzin şişesini kasten düşürdüm, yakmayalım dedim, o ısrar etti. Ertesi gün buluştuğumuzda Fatih elini omzuma koydu, "Bak, dün otobüste kıza öyle yaklaştığımı söylersen çoluğunu çocuğunu kaçırırım' dedi."

09:50

İddianame, bant kaydından okunuyor. Özgecan'ın nasıl vahşice katledildiğinin ayrıntıları bir bir sıralandıkça  yürekler daralıyor, boğazlar düğümleniyor.  Dayanmak çok güç. Özgecan'ın anne ve babası yok duruşmada. Ailesini temsilen gelen amcası Yaşasın Aslan heykel gibi donuk gözlerle bakıyor. Vakur, başı dik, metin...

09:35

Mersin Barosu'na başvuran ve Özgecan Aslan davasında müdahele talebinde bulunan bin avukat nedeniyle duruşma, adliyenin 6. Katındaki 110 koltuklu konferans salonunda yapılıyor. Üçeriye 100 avukat alındı.

09:20

Tarsus 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşma 9:20'de başladı. Sanıklardan önca Suphi Altındöken ardından babası Necmittin Altındöken sonra da Fatih Gökçe geldi. İfadeleri alınmaya başladı. (Hürriyet/Gülden Aydın)