Muğla’da, üniversiteli Şerzan Kurt’u vurarak öldürdüğü gerekçesiyle 16 yıl hapis cezasına çarptırılan polis memuru Gültekin Şahin’in, tutuklanmasına yaptığı itiraz edildi. Şahin’in avukatı Kemal Ertuğrul, sunduğu itiraz dilekçesinde, “Müvekkil açılım sürecine kurban edilmiştir” demişti. Avukat Ertuğrul, Şahin’in kasten öldürme suçundan cezalandırılmasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak, “Müvekkil işlemediği bir suçtan ötürü yeterince mağdur edilmişken, bu kere kasten öldürme suçundan cezalandırılarak hukuk ve adil yargılama tamamen ortadan kaldırılmıştır” demişti.  Cezada takdir indirimi yapılmadığını kaydeden Ertuğrul, “İlk duruşma öncesinden bu yana programlı bir biçimde uygulanan haksız linç kampanyasına mahkeme de katılmış ve müvekkil açılım sürecine kurban edilmiştir” görüşünü savunmuştu. Ertuğrul’un itirazını değerlendiren Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 25 Şubat’ta verdiği kararında, 'mahkemenin takdirinde herhangi bir isabetsizlik görülmediği' için Şahin’in tutuklu kalmasına hükmetti. Kurt Ailesi’nin avukatı Erkan Şenses, bu kararla birlikte Şahin’in hükme kesinleşinceye kadar tutuklu kalacağını vurguladı.   

ŞERZAN KURT EYLEMDE VURULDU

Muğla’da 11-12 Mayıs 2010’da, sol görüşlü bir kadın öğrenciye küfredilmesi üzerine gerginlik çıkmıştı. Kürt öğrencilerin gözaltına alınması üzerine, aralarında üniversiteli Şerzan Kurt’un da bulunduğu gençler bunu protesto için yürüyüş yapınca, üzerlerine ateş açılmıştı. Polis Gültekin Şahin’in silahından çıkan mermi, Şerzan Kurt’un canına mal olmuştu. Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, ‘olası kastla cinayet’ suçundan yargılanan polis Şahin, 7 Eylül 2012’de son duruşmada sekiz yıl hapis cezasına çarptırılarak, tahliye edilmişti. Mahkeme, Türk hukuk tarihine geçecek ölçüde skandal bir ‘formül’ bularak, ilkin ‘olası kastla cinayet’ suçundan 20 yıla çarptırdığı polis Şahin’e, ‘suça yardım’ indirimi yaparak, sekiz yıl vermişti.

Gerekçeli kararda; Kurt’u öldürme eyleminin 2005’te yürürlükten kaldırılan 765 sayılı TCK’daki ‘faili belli olmayacak şekilde adam öldürme’ kapsamına girdiği savunuldu. Suç böyle tanımlandığı takdirde eski TCK’nın 65/3. fıkrasındaki ‘suça yardım’ indiriminin yapıldığı eklendi. Fakat bu suç türünün yeni TCK’da yer almadığı kabul edilip olağanüstü bir yoruma gidildi. Mahkeme, 2010’da işlenen cinayet için eski TCK’nın 65/3. fıkrasını yeni TCK’ya uyarladı. Yeni TCK’da ‘suça yardım’ı düzenleyen 39/2-c. maddesi ile eski maddenin ayrı olduğunu savunan mahkeme, “Hakkâniyete uygun bir çözüm bulunmalı. Eski kanun döneminde uygulanan fer-i fail olarak sanığın kabul edildiği uygulama, hakkâniyetli, uygun bir uygulama idi” diye, kararını savunmuştu.
 
YARGITAY BOZMUŞTU
 
Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nin geçen yıl 14 Nisan’da oy çokluğuyla verdiği kararında, polis Şahin’e TCK’nın 81. maddesi gereğince ‘kasten öldürme’ suçundan müebbet hapis cezası verilmesi gerektiği kaydedilmişti. Ancak, aralarında Şerzan Kurt’un da olduğu göstericilerden polise taş atıldığı gerekçesiyle cezada ‘haksız tahrik’ indirimi yapılması ve Şahin’e 12 yıldan 18 yıla kadar hapis cezası verilmesi istendi. Ayrıca daire, TCK’nın 53/5. maddesine göre, bir hak ve yetkinin kötüye kullanılması halinde cezanın infazından sonra da aldığı cezanın yarısından bir katına kadar bu yetkinin kullanılmasının yasaklanmasını talep etti. Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde son duruşması 20 Şubat’ta görülen davada polis Şahin’e ‘cinayet’ten müebbet hapis cezası verildi. Ardından Şerzan Kurt’un da aralarında olduğu göstericiler tarafından polise taş atıldığı iddiasından hareketle ‘tahrik’ indirimi yapıldı. Bu nedenle ceza, 16 yıla indirildi. Şahin tutuklanarak, cezaevine gönderildi.


Haber: İSMAİL SAYMAZ - Radikal