Üniversite öğrencisi bir kadını zorla kaçırarak tecavüz ettikleri iddiasıyla yakalanan ve tutuklu yargılanan Tolga Deniz ve Arif Yavuz’un bugün yapılan 3. duruşmasında, 2 kadın 1 erkek üyeden oluşan mahkeme heyeti, tecavüz eylemi dosyadaki deliller ile sabit olmasına rağmen, sanıkların tutukluluk sürelerini dikkate alarak ve dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan dönüşünün uzun süreceğini gerekçe göstererek 2 sanığın tutukluluk hallerini kaldırıldı.

Mağdur kadın, 18 Mart 2010 akşamı saat 20.00–20.30 sularında bir savcının çocuğuna özel ders verdikten sonra ders çalışmak üzere arkadaşının evine giderken 100.Yıl Öğretmenler Caddesi'nde 2 erkek tarafından bir beyaz pick-up ile kaçırılarak Ayaş-Sincan tarafına götürüldü, yol boyu ölümle tehdit edildikten sonra Ayaş civarında kendisi kaçıran erkekler tarafından tecavüze maruz bırakıldı.

ERKEKLERDEN BİRİNE AİT SPERM ÖRNEĞİ BULUNDU

Erkeklerin aralarında çıkan bir anlaşmazlık sonucunda öldürülmeden ellerinden kurtulmayı başardı. Hemen karakola giderek şikâyetçi oldu. Savcılık, Ankara Adli Tıp Şube Başkanlığı'na sevk etti. Adli Tıp mağdur kadında darp ve cebir izlerini tespit etti. Numune Hastanesi ruhsal sağlığı bozulmuştur raporu verdi. Vajinal muayenede erkeklerden birine ait sperm örneği bulundu. Ankara Üniversitesi ve Gazi Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanlıkları mağdurun “Post Travmatik Stres Bozukluğu” yaşadığına, yani ruhsal durumunun bozulduğuna dair raporlar verdi. Tecavüz ettikleri iddia edilen şüpheliler tutuklandı…

Mağdur avukatları tarafından, duruşmalarda ve dilekçelerde İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan raporun iki seneden önce gelmesinin mümkün olmadığı söylendi. Devlet Denetleme Kurulu tarafından Temmuz ayında yayınlanan rapor ile Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün Üniversite Hastanelerinden rapor alınabileceği yönündeki Haziran ayında yayınlanan genelgesi hatırlatıldı.  Mağdurun İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderilmemesi, dosyada zaten 2 ayrı Üniversite Hastanesi'nden alınan “ruh sağlığı bozulmuştur” raporu olduğu, Adli Tıp'a gönderilecekse Ankara Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü'ne sevk edilmesi talep edildi.

TANIKLAR DİNLENMEDİ

İlk duruşmada Mahkeme tarafından mağdur avukatlarına, İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınmadığı takdirde Yargıtay'ın kararı bozacağı söylenerek, mağdurun İstanbul Adli Tıp Kurumu'na sevk edilmesine karar verildi.

19 Ekim 2010 tarihinde yapılan 3. duruşmada, mağduru tecavüzden sonra ilk gören kişilerin tanık olarak dinlenmesi gerekiyordu. Ancak Mahkeme heyeti dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu'nda olduğunu söyleyerek tanıkların dinlenemeyeceğini ifade etti.

Mağdur avukatları söz alarak, dosyada sanıkların cinsel ilişkiye girmediklerini beyan etmelerine rağmen sperm örneği olduğunu, mağdura ait darp ve cebir izi olduğuna dair rapor bulunduğunu, mağdurun ruh sağlığının bozulduğuna dair iki ayrı üniversiteden alınmış rapor bulunduğunu, bu hali ile dahi tecavüz eyleminin sabit olduğunu belirttiler. Henüz tanıkların dinlenmediğini ve sanıkların tanıklara baskı yapabileceklerini ifade ettiler. İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan rapor gelmesinin uzun süreceği gerekçe gösterilerek iki tecavüzcünün salınmasının toplum için tehlike arz edeceğini, mağdurun can güvenliğinin olmadığını söylediler. Tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini talep ettiler.

"TUTUKLULUK SÜRELERİ 'MAĞDURİYETE' YOL AÇIYOR"
Sanık vekili söz alarak, tutukluluk süresinin uzunluğunun sanıkların “mağduriyetine” yol açtığını, İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan raporun beklenmesi halinde sanıkların mağduriyetinin artacağını belirterek tahliye talep ettiler.

Mahkeme heyeti, mağdur avukatlarının itirazlarını dikkate almayarak, sanıkların tahliyesine karar verdi. Bunun üzerine mağdur avukatları Mahkeme kararını vicdani ve mesleki olarak kabul edemeyeceklerini belirtip, cübbelerini çıkartıp, duruşma salonunu terk ederek kararı protesto ettiler. Salonu terk ederken hangi gerekçe ile salonu terk ettiklerinin tutanaklara geçirilmesini, hatta gerekirse haklarında ceza davası açılmasını talep ettiler. Avukatlar ayrıca tüm süreci CEDAW’a ve AİHM 'e taşıyacaklarını belirttiler.

Duruşma salonunu toplu olarak terk eden ve dayanışma için hazır bulunan ve karara itiraz eden bir grup kadın örgütü temsilcisine yönelik olarak Arif Yavuz, cezaevi arabasına bindirilirken tehditlerde bulundu.



Habertürk