(DHA) -- İstanbul'dan 23 Haziran cumartesi günü memleketi Trabzon'a tatile gitmek için yola çıkan Beykent Üniversitesi öğretim görevlisi Ahmet Ofluoğlu'nun otomobili, aynı gün Kastamonu'nun Cide ilçesi yakınlarında 400 metrelik uçuruma yuvarlandı.

Tenha bir bölgedeki kazayı 3 gün süreyle kimse fark etmezken, 2 çocuğu ve bir arkadaşının can verdiği kazada ağır yaralanan Ahmet Ofluoğlu, 3 gün boyunca cesetlerle birlikte kaldı.

Kaza, kendisinden haber alamayan ailesinin, olaydan 2 gün sonra jandarma ve polise başvurmasının ardından ortaya çıktı.

Ailenin başvurusuyla İstanbul-Trabzon güzergahında arama çalışmaları devam ederken Ahmet Ofluoğlu'nun cep telefonu sinyallerinin Kastamonu'ndan geldiği saptandı.

Arama çalışmaları bu bölgede yoğunlaştırılarak, Karadeniz sahil kesimi karış karış tarandı. Ekipler, sabah, Cide ilçesi yakınlarındaki Fenertepe mevkiinde ormanlık alanda 400 metrelik uçurumun dibinde Ahmet Ofluoğlu'nun 34 AKA 34 plakalı otomobiline ulaştı.

Ekipler, dik yamaçtan uçuruma inip hurdaya dönen otomobilin yanına gittiklerinde 60 yaşındaki Ahmet Ofluoğlu'nu yaralı halde, yanında 3 cesetle buldu. Ölenlerin Ahmet Ofluoğlu'nun oğlu Kaan ve kızı Canan ile arkadaşı Bülent Çebi olduğu belirlendi.

Sesini kimseye duyuramadı

Yanındaki 3 kişinin öldüğü kazadan yaralı kurtulduktan sonra kimseye sesini duyuramayan, vücudundaki kırıklar nedeniyle uçurumdan da çıkamayıp 3 gün aç susuz bekleyen Ahmet Ofluoğlu, hemen Cide Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak ilk tedavisi yapıldı. Bitkin haldeki Ofluoğlu, şoka girdiği için konuşamadı.

Ahmet Ofluoğlu'nun, İstanbul'dan cumartesi günü erken saatlerde yanına iki çocuğunu ve arkadaşı Bülent Çebi'yi de alıp tatil için memleketi Trabzon'a gitmek üzere yol çıktığı, Karadeniz salihinden Sinop'a uğramayı planlarken, Cide yakınlarında saat 16.30'da kaza yaptığı belirlendi.



Karayolları 1. dereceden kusurlu

Kaza sonrası soruşturma başlatan Cide Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Teknik Üniversitesi profesörlerinden oluşan bilirkişi heyetinin raporunu inceledi.

Bilirkişi raporunda, Karayolları'nın 'asli ve 1'inci derecede hizmet kusurlu' olduğu belirtildi.

Savcılık, bu rapora dayanarak dönemin Karayolları 15'inci Bölge Müdürü Abdulkadir Renklibay, Bölge Müdür Yardımcısı Ali Kan, Şube Şefi Ziya Şenoğlu ve Bakım Başmühendisi Selver Saylan hakkında 'taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak' suçundan Türk Ceza Kanunu'nun 85/2 maddesi gereğince 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırladı.

İnebolu Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen iddianame kabul edildi. İddianamenin kabul edilmesiyle Türkiye'de ilk kez ölümlü trafik kazası sonrası karayolları yetkilileri hakkında ağır ceza mahkemesinde dava açılmış oldu.