AYM kararında “Aramanın kanuna aykırı olduğu açıktır” denilmesine rağmen şüpheliden ele geçirilen Kaçak şarapların delil sayılarak mahkumiyet kararı verilmesinin ihlal olmadığı savunuldu. Karara karşı çıkan üye Nuri Necipoğlu ise Anayasa’daki “Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemeyeceği” hükmünü hatırlatarak “Yargılamalarda bireylerin temel hak ve özgürlüklerine saygı gösterilmesi” gerektiğine işaret etti.

89 bin TL ceza
Polis, “izinsiz şarap üretim, satış ve nakliyesinin yapıldığına” ilişkin bir ihbar üzerine Mardin’in Midyat ilçesinde yaşayan Gabriel Jokop’un evinde arama yaptı. Midyat Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen karara istinaden 23.30’da yapılan aramaya savcı katılmazken, Jokop ile mahalle muhtarı hazır bulundu. Aramada 17 bin 400 litre şarap ile 165 adet markalı şişelere doldurulmuş şarap bulundu. Jokop, Midyat Asliye Ceza Mahkemesi’nce “izinsiz içki üretmek” suçundan önce 1 yıl hapis ve adli para cezasına mahkum oldu, mahkeme bu cezayı 89 bin TL para cezasına çevirdi.

Kararın Yargıtay’ca onanmasının ardından Jokop, AYM’ye başvurarak suçüstü veya gecikmede sakınca bulunan hal olmamasına rağmen konutunda gece vakti arama yapıldığını, kanuna aykırı olarak ihtiyar heyeti veya komşulardan iki kişinin bulundurulmadığını belirtti. Jokop, kanuna aykırı yapılan aramaya dayanılarak verilen hükme göre 89 bin TL ödemek zorunda kalacağını, ödemediği takdirde hapse gireceğini belirterek para cezasının iptalini talep etti.

Delillerin sıhhati etkilenmemiş!
AYM 1. Bölümü, 1’e karşı 4 oyla Jokop’un başvurusunu reddetti. Kararda, arama sırasında ihtiyar heyeti veya komşulardan ikinci bir kişinin bulunmaması eleştirilerek “Bu çerçevede başvuruya konu aramanın kanuna aykırı olarak yapıldığı açıktır” denildi. Ancak AYM kanuna açıkça aykırı bulduğu aramada ele geçirilen delillerin hükme esas alınabileceğini şöyle savundu:

“Başvurucu, gerek arama sırasında, gerekse soruşturma ve kovuşturma aşamasındaki beyanlarında, delillerin sıhhatine ve gerçekliğine yönelik somut herhangi bir itirazda bulunmamıştır. Başvurucu, belirtilen suç eşyasının zilyedi olduğunu inkâr etmemiştir. Arama işlemindeki kanunda belirlenen usule ilişkin eksikliğin, bu işlemin sıhhatini ve bu işlem sonucunda elde edilen delillerin gerçekliğini şüpheli hale getirmediği gibi, başvurucu da bu kapsamda herhangi bir itirazda bulunmamıştır.
Bu çerçevede, başvuruya konu arama işlemindeki anılan eksikliğin, delillerin güvenilirliğine zarar vermediğinin ve yargılamanın adilliğini zedelemediğinin kabulü gerekir.”



KEMAL GÖKTAŞ / MİLLİYET