Mardin’in Bilge köyünde 44 kişinin hayatını kaybettiği katliama ilişkin davanın gerekçeli kararı açıklandı. Çorum Ağır Ceza Mahkemesi, gerekçeli kararında olayın nedenine ilişkin çarpıcı değerlendirmeler yaptı. Kararda katliamın sanıklarının köyün tamamını ele geçirmek için ana tarafından bütün akrabalarının tamamına yakınını öldürdükleri belirtilerek ‘Bir seferde hayatını kaybeden kişi sayısı bakımından bırakın Türkiye’yi, belki de dünyadaki en vahim olaylardan biri’ değerlendirilmesi yapıldı.

Mahkeme bir numaralı sanık ‘Şıh Hamo’ lakaplı Mehmet Çelebi’nin, olayın nedenini ‘namus meselesi’ olarak gösteren iddiasını da inandırıcı bulmadı.

Nişanda kurşun yağdı
Bilge köyünde geçen yıl nişan için toplananların birkaç dakika içinde Kalaşnikoflarla kadın erkek, çoluk çocuk taranarak öldürüldüğü olayın davası, güvenlik gerekçesiyle Mardin’den Çorum’a alınmıştı. Çorum Ağır Ceza Mahkemesi yedisi çocuk, biri hamile 44 kişiyi öldüren sanıklara ceza yağdırmıştı.

Mahkeme altı kişiye 44 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verirken, olay tarihinde 14 yaşında olan M.Ç’ye de 44 kez 15 yıl, evinde silah bulunduran bir kişiye 15 yıl, havaya ateş açtığı iddiasıyla tutuksuz yargılanan bir kişiye ise altı ay hapis cezası vermişti. Mahkeme, merakla beklenen kararın gerekçesini açıkladı.

‘Tamam, namaz başladı’
Gerekçeli karara göre, 4 Mayıs 2009 gecesi, Mehmet, Abdülhakim, M. Sait, Süleyman, M. Emin, Ömer ve 14 yaşındaki M.Ş.Ç köyün tamamını ele geçirmek için köyde yaşayan anne tarafından akrabalarını (iki dayı, dört teyze, bunların çocuk ve gelinleri) ‘sükûnet ile öldürme kararı’ aldı. Sonra plan yapmaya başladılar. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar hesapladılar. Gerekçeli karara göre sanıklar, eylem günü olarak sanıkların anne tarafından akrabaların toplu olarak bir arada olduğu nişan törenini seçti. Sanıklar, nişan töreninde de özellikle yatsı namazı saatini belirledi. Çünkü nişan evindeki erkeklerin de bir kısmını koruyucuydu. Onların da silahları vardı, eve saldırdıkları sırada evdekilerin de silahla karşılık vermeleri durumunda çatışma çıkabilirdi. Namaz saatinde, öldürülen ailenin erkeklerinin yanında silah olmayacağı, namaz kılan insanların doğal olarak ibadete yoğunlaşacağını düşündüler. Evdekiler namaza durduğu sırada Mehmet Emin Çelebi kamyonla evin önünde geçti.

Kamyon planın parçası
Gerekçeli karara göre bu kamyonun o saatte evin önünde geçmesi de planın bir parçasıydı. Kamyonun şoför mahalli yüksek olduğundan Çelebi evin önünden geçerken içeridekilerin namaza başladıklarının söyledi ve bunun üzerine sanıklar nişan evine yöneldi.

Namazın başlamasıyla katliamın bir numaralı sanığı Şıh Hamo lakaplı Mehmet Çelebi, kardeşi Abdülhakim Çelebi ve oğlu M.Ş.Ç.’yle harekete geçti. Mehmet Çelebi, erkeklerin bulunduğu odaya yönelirken, Abdülhakim de kadınların toplandığı odaya gitti.

Sanıkların odaların kapılarını açmalarıyla ateşe başlamaları bir oldu. Ateş devam ederken küçük M.Ş.Ç de babasının biten şarjörlerini dolduruyordu. İçeride ateş devam ederken, eve doğru yönelen maktül yakınlarından Ferhat Çelebi’ye kamyondan inen Mehmet Emin tarafında ateş açıldı.

Çatıda da pusu...
Yine planın bir parçası olarak Süleyman Çelebi de karşı evin çatışına çıkarak evden kaçanlar olursa onları öldürmek için bekledi. Katliam evinde kaçmayı başaranlar, dışarıda Süleyman Çelebi’nin açtığı ateş sonucu hayatını kaybetti. Olaydan sonra yine yapılan bir parçası olarak jandarma aranılarak köye teröristler tarafından basıldığı haberi verildi. Katliamın bilançosu ağırdı. Yedisi çocuk biri hamile toplam 44 kişi hayatını kaybetti.
Türkiye’yi ayağa kaldıran ve dünyada da yankı bulan katliamın nedenleri tartışma konusu oldu. Mahkemenin kararına göre çeşitli iddialar ortaya atıldı. Mahkeme kararında olayın nedenine ilişkin olarak ileri sürülen ‘alabalık çiftliklerinden kaynaklanan rant kavgası’, ‘bankalarda yüz binlerce liralık hesaplar olduğu’, ham petrol hırsızlığından kaynaklanan para anlaşmazlığı’, ‘Mehmet Çelebi’nin PKK ile hareket ettiği’ gibi iddiaların, en ince detayına kadar araştırıldığı kaydedildi.

Bu iddiaların tek başına olayın nedeni olarak görülmediği belirtilen karara göre Mehmet Çelebi’nin olayın nedenini ‘namus meselesi’ olarak gösteren ifadesi de ayrıntılı tartışıldı.

‘Önce kadın öldürülür’
Mahkeme, Şıh Hamo lakablı Mehmet Çelebi’nin, eşi Fersi ile öldürülen aileden Fesih Çelebi ile ilişkisi olduğu için katliam yaptığı iddiasını inandırıcı bulmazken şu yorumu yaptı:

“Güneydoğu bölgesinde yaşayan ve bölgede yaşayan olmamakla birlikte o bölgelerden çalışmış herkesçe bilindiği üzere olayda namus cinayetinin özellikleri ve işleniş biçimleri hiç bulunmamaktadır. Kadının eşini aldatması veya aldattığından şüphelenmesi halinde öncelikle kadın öldürülür. Zorla cinsel ilişkide bulunulan kadın bile namusu kirlendi diye öldürülürken Mehmet Çelebi’nin eşine hiçbir eyleminin olmaması düşünülemez. Olay namus cinayetine uymamaktadır. Mehmet Çelebi’nin gözü namus cinayeti işlemek için nişan evini basacak kadar dönmüş ise ilk önce karısını rahatsız eden Fesih Çelebi’yi öldürmesi gerekirdi. Ancak en son Fesih Çelebi öldürülmüştür.”

‘Boşayacağım, sen al...’
Kararda Mehmet Çelebi’nin ifadesinde karısıyla ilişkisi olduğu söylenen Fesih’e olaydan önce, “Eşimle ilişkin doğru ise ben imamı çağırıp onu boşayacağım, onu al çünkü ihaneti kabul etmiyorum” dediği de hatırlatılarak, “Bu beyan hayatın olağan akışına aykırıdır. Türkiye’nin hiçbir yerinde bir erkek karısı ile kendisini aldattığını düşündüğü bir başka erkeğe ‘doğru ise boşayacağım onu sen al’ demez. Bu beyan hayal ötesi imkânsızdır” denildi.

Boylarından büyük silah
Kararda, olayı soruşturan Cumhuriyet savcısının ‘hiçbir sebebin böyle bir sonuç doğurmasının haklı sebebi olmayacağı’ şeklindeki değerlendirmesinin son derece doğru olduğunu da ifade edilerek şöyle devam edildi:
“Kalaşnikof tüfeğin boyu olay sırasında iki yaşında olan maktül çocukların boyundan daha uzundur. İki, üç yaşındaki bir çocuğu boyundan büyük otomatik saldırı silahı ile öldürmenin hangi mantıkla açıklanabilen somut ve haklı bir sebebi olabilir? Bu değerlendirmeler ışığında sanıklar bakımında tahrik şartlarının oluşmadı kabul edilmiştir.”

‘Kan davası böyle olmaz’
Mahkeme gerekçeli kararında bölgede namus cinayetleri bir yana kan davalarında bile kadın ve çocukların öldürülmediğine de dikkat çekti.

‘Çocuk öldürülmez’
Kararda şu saptamalar yapıldı:

“Mehmet Çelebi eşinin rahatsız edilme olayını öğrendikten sonra öldürme eylemine kadar bir aydan fazla zaman geçtiği halde neden olay günü nişandan önce veya nişan ertesi günü Fesih’i öldürmedi? Yine namus cinayetlerinde sadece aldatmayı yapan kadın öldürülür.

Bırakın namus cinayetlerini kan davasında bile kadına ve çocuğa kurşun sıkılmaz. Bu nedenlerle olayın namus cinayeti olmadığı sanığın tahrik indirimlerinden yararlanmak için namus cinayeti olduğunu söylediği kanaatine varılmıştır.”

‘Dayı ve teyzeler hedefti’
Kararda, Bilge köy katliamının ‘dünyadaki en vahim olaylardan biri’ olduğunun altı çizilerek, şöyle denildi:
“Olayın işleniş sebebi olarak gerek taraflarca, gerek kamuoyunda ve basında ileri sürülen tüm sebepler araştırılmış olayın oluşuna uygun somut tek bir sebebe ulaşılamamıştır.

Dava konusu olayın köyde yaşayan ailelerden birinin köydeki diğer ailelerinin bazılarını tamamen yok etmesi hadisesi olduğu düşündürmektedir. Özellikle olayda sanıkların iki dayılarını, dört teyzelerini ve ağırlıklı olarak dayı ve teyze çocuklarını gelinlerini ve torunlarını öldürdükleri dikkate alındığında, sanıklar ana tarafından akrabalarının tamamını yakını öldürmüşlerdir. Sonuç olarak olayın tek bir sebebe bağlı olmaksızın genel bir rant kavgası, köyün tamamını ele geçirmek saiki ile işlendiği kanısı uyanmaktadır.

Dava konusu olay terör, uçak kazası vb. olaylar hariç kasten öldürme olayı olarak bir seferde hayatını kaybeden kişi sayısı bakımından bırakın Türkiye’yi, belki de dünyadaki en vahim olaylardan biri.” (Radikal)