Yargıtay 16. Ceza Dairesi, onama kararında, "Bylock" kullanan ve örgüt talimatı sonrası Bank Asya'ya para yatıran sanığa verilen cezanın hukuka uygun olduğunu vurguladı.

Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, 'terör örgütüne üye olmak' suçundan dava açılan eski başpolis Y.B. hakkında üst sınırdan verilen 9 yıl hapis cezası Yargıtay tarafından onandı. Yargıtay 16. Ceza Dairesi, onama kararında, Bylock kullanan ve örgüt talimatı sonrası Bank Asya'ya para yatıran sanığa verilen cezanın hukuka uygun olduğunu vurgulayıp tahliye talebini de reddetti.

15 Temmuz darbe girişiminin ardından Adana'da yürütülen soruşturmalar kapsamında Kozan İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görevli eski başpolis Y.B., tutuklandı. Örgütün gizli haberleşme programı ByLock kullandığı tespit edilen ve kapatılan Bank Asya'da hesap hareketleri bulunan B., Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'terör örgütü üyesi olmak' suçundan açılan davada 6 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, üzerine atılı suçu örgüt faaliyetleri çerçevesinde işlediğine kanaat getirerek cezayı yarı oranında arttırıp sanığa 9 yıl hapis cezası verdi. İstinaf başvurusu üzerine dosyayı görüşen Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi, sanık avukatının bozma talebini reddedip Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararını onadı. Temyiz üzerine dosya, Yargıtay 16. Ceza Dairesi'ne gönderildi. Dosyayı görüşen daire, 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin üst sınırdan verdiği kararı hukuka uygun bularak onadı.

Yargıtay 16. Ceza Dairesi onama kararında, "Kullanılması ve teknik özellikleri itibarıyla yalnız FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarınca kullanılan kriptolu iletişim ağı Bylock'u kullandığının tespit edildiği, örgüt talimatı sonrası Bank Asya hesabına yüklü miktarda para yatırmış olduğunun bilirkişi raporuyla belirlenmiş olduğu ve diğer FETÖ sanıklarıyla yoğun bir şekilde şahsi irtibat kurduğu, bu şekilde hükme esas alınan tüm delillerin uygun elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla, sanık müdafisinin temyiz davasının esastan reddiyle hükmün onanmasına, tahliye talebinin reddine oy birliğiyle karar verildi" denildi.