Zaman'dan Metin Arslan'ın haberine göre, Yeni daire kurulmasına karşı çıkan Yargıtay yöneticileri, henüz incelenemeyen 1,5 milyonun üzerindeki dosyayı özverili bir çalışmayla 2-3 senede bitirebileceklerini savunuyor. Ancak eldeki veriler bu iddianın gerçekleşmesinin zor olduğunu ortaya koyuyor. Sadece Yargıtay Başsavcılığı ve Yargıtay Ceza Daireleri'nde incelenemeyen dosya sayısı 1 milyonu aştı. Bir Yargıtay dairesinin geçtiğimiz yıl, karara bağlayabildiği ortalama dosya sayısı ise 19 bin. Bu durumda Yargıtay'a hiç dosya gelmese ve bölge adliye mahkemeleri (istinaflar) devreye girse bile biriken dosyaların 5 yıldan önce sonuçlanması mümkün görünmüyor. Bu yüzden Yargıtay'a ek daire kurulması taleplerinin bir an önce gerçekleştirilmesi gerekiyor.

9 bölgede kurulacak istinaf mahkemeleri, üst sınırı 5 yıl olan hapis cezalarına bakacak. Ağır cezalık davalar ile 5 bin TL'nin üzerindeki maddî anlaşmazlıklar yine Yargıtay'ın önüne gelecek. Verilere göre bu mahkemeler, Yargıtay'a giden davaların yüzde 50-60'ını karara bağlayabilecek. Yargıtay Başsavcılığı'na her yıl artarak gelen 350 bin civarında dosyadan yarıdan biraz fazlası kesilecek. Ancak mevcut dosyaların büyük bölümünün zaman aşımına uğrama tehlikesi devam edecek.

Türkiye'nin son dönemdeki en önemli gündemi CMK'nın 31 Aralık'ta yürürlüğe giren 102. maddesi. Söz konusu maddeye istinaden aralarında Hizbullah terör örgütü mensubu ve katillerin de bulunduğu bazı isimlerin tahliye edilmesi kamuoyunda tepkiyle karşılandı. Adalet Bakanlığı, kanunun yürürlüğe gireceğinin yıllar öncesinden bilinmesine rağmen gerekli hassasiyeti göstermeyen Yargıtay'ı suçladı. Yargıtay ise 'iş yoğunluğunu' gerekçe göstererek topu hükümete attı. Çözüm için çalışmalarını sürdüren Adalet Bakanlığı, bu alandaki hâkim ve savcı açığı için yıl içinde en az 3 sınav açılacağını bildirdi. İstinaf mahkemeleri kurularak, Yargıtay'daki daire sayısının artırılması ise iş yükünün azaltılmasında önemli adımlardan biri olacak. Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, istinaf mahkemelerinin kurulmasını olumlu bulurken, daire sayısının artırılmasına karşı çıkıyor, buna gerek olmadığını dile getiriyor.

Gerçeker, Yargıtay'da yeni daire kurulmasına ilişkin önceki gün yaptığı basın toplantısında, henüz incelenemeyen 1,5 milyonun üzerindeki dosyayı özverili bir çalışmayla 2-3 yılda bitireceklerini söyledi. Ancak veriler Yargıtay Başkanı'nın öngörüsünün tutmasının zor olduğuna işaret ediyor. Sadece Yargıtay Başsavcılığı ve Yargıtay ceza dairelerinde incelenmeyi bekleyen dosya sayısı 1 milyonu aştı. Bir Yargıtay ceza dairesi geçtiğimiz yıl ortalama 19 bin dosyayı karara bağlayabildi. 11 adet ceza dairesi 2010'da 206 bin davada karar verdi. Yargıtay Başsavcılığı'nda 2010'daki toplam 851 bin dosyadan 216 bini (ceza dairelerine gönderilen) incelendi. Yargıtay Hukuk dairelerinde ise 524 bin dosyadan ancak 346 bini karara bağlanabildi. Bu rakamlara göre bölge adliye mahkemeleri (istinaf) devreye girse, Yargıtay'a hiç dosya gelmese bile devreden 1 milyon dosyanın 5 yıldan önce sonuçlanamayacağı belirtiliyor. Bu yüzden Yargıtay'da ek daire kurulması taleplerinin bir an önce gerçekleştirilmesi gerekiyor.

İstinafların Yargıtay'a giden mevcut davaların yüzde 50-60'ı civarını karara bağlayacağı belirtiliyor. Bu durumda Yargıtay Başsavcılığı'na her yıl artarak gelen 350 bin civarında dosyadan 175 bini gelmeye devam edecek. Yargıtay'ın istinafların faaliyete geçmesi sonrası gelecek dosyaları ancak inceleyebileceği kaydediliyor. Bu durumda da mevcut dosyaların karara bağlanması uzun yıllar sürecek. Yeni daire kurulmaması durumunda mevcut dosyaların büyük bölümünün zamanaşımı tehlikesiyle karşı karşıya kalacağı vurgulanıyor. Yargıtay'da 2009 yılında zamanaşımı sebebiyle ortadan kaldırılan dosya sayısı 14 bini geçti. Yargıtay'ın bu iş yüküyle devam etmesi halinde zamanaşımına uğrayan dosya sayısı katlanarak büyüyeceği tahmin ediliyor. Yargıtay'ın verilerine göre, 2014'te zamanaşımına uğrayacak dosya sayısı 55 bini bulacak.(Zaman)