Yeni Şafak'ta memurların özlük hakları ve çalışma koşullarına dair soruları yanıtlayan Ahmet Ünlü,  "Teşkilatları düzenleyen kararnameler kamu personelini nasıl etkileyecek?" başlıklı yazısında, kamuda çalışan yüz binlerce kişinin yeni sistemden nasıl etkileneceğini yazdı.

İşte kamu personelinin koşullarında yaşanacak değişiklikler:

Kamu kurumlarına özgü düzenlemeler kaldırıldı

Yeni sistemde kamu kurumlarının teşkilat kanunlarındaki kendilerine özgü düzenlemeleri kaldırıldı. Normal şartlar altında bunun uygun bir düzenleme olduğu düşünülebilir. Ancak, bazı kurumlar vardır ki bu kurumlardaki özel düzenlemeleri kaldırarak genel uygulamalara tabi kılarsanız bu kurumları da genel bir kurum haline getirerek sıradanlaştırırsınız.

Teşkilat kararnamesinde atama yetkisi yoksa atama nasıl yapılacak?

Kamu kurum ve kuruluşlarının teşkilatlarını düzenleyen Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinde atamaya ilişkin herhangi bir düzenlemeye yer verilmemişse atama usulü “Üst Kademe Kamu Yöneticileri İle Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Atama Usûllerine Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nde” yer alan hükümlere göre yapılacaktır.

Bu Kararnamenin Atama usulü başlıklı 2’nci maddesinde; Bu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ne ekli (I) sayılı cetvelde yer alan kadro, pozisyon ve görevlere Cumhurbaşkanı kararıyla, (II) sayılı cetvelde yer alan kadro, pozisyon ve görevlere Cumhurbaşkanı onayı ile atama yapılır. Bu cetvellerde sayılmayan kadro, pozisyon ve görevlere, ilgili Cumhurbaşkanı Yardımcısı, bakan veya atamaya yetkili amirler tarafından atama yapılır. Cumhurbaşkanı yardımcısı ve bakan bu yetkisini alt kademedeki yöneticilere devredebilir. Bu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ne ekli (I) sayılı cetvelde yer alan kadro, pozisyon ve görevlerin boşalması hâlinde ilgili Cumhurbaşkanı yardımcısı veya bakan tarafından görevlendirme yapılabilir. Bu görevlendirmeler aynı gün Cumhurbaşkanlığına bildirilir.” hükmüne yer verilmiştir.

Bu hükme göre teşkilat kanunlarında veya kararnamelerinde atamaya yetkili amirin kim olduğu belirtilmemişse atama yetkisini doğrudan ilgili bakanlar kullanacaktır. Çünkü, 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin eki cetvellerinde sayılmayan kadro, pozisyon ve görevlere, ilgili Cumhurbaşkanı yardımcısı, bakan veya atamaya yetkili amirler tarafından atama yapılacağı ifade edilmiştir. Atamaya yetkili amirin kim olduğu ise açıkça belirtilmediği sürece yani ilgili mevzuatta belirtilmediği müddetçe belli değildir. Bu nedenle son çıkan 4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine göre özerk birçok kamu kurumunun atama yetkisi ilgili bakanlara geçmiştir. Yani, kurum yöneticilerinin hiçbir atama yetkisi kalmamıştır.

Kurum başkanlarının atamalardaki teklif yetkileri kaldırılmıştır

Birçok kamu kurumunun kadrolarına atama yapılabilmesi için ilgili kurum amirlerinin teklifleri gerekmekteydi. Yeni mevzuat değişiklikleri sonrasında bu yetkiler tamamen ortadan kaldırılmıştır. Bu durum uygulamada zaman zaman sıkıntılara sebep olabilmekteydi. Çünkü, ilgili kurum amirleri teklif yapmazlarsa atama gerçekleştirilemiyor, bu durum ise gerginliklere sebep oluyordu. Yani, ben özerk kurumum, söylemleri tamamen tarihe karıştırıldı.

Üst Kademe Kamu Yöneticisi kadrolarına vekaletler hemen bildirilmek zorunda

3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile vekaleten görevlendirmelerde önemli bir düzenleme getirilmiştir. Buna göre, 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine ekli (I) sayılı cetvelde yer alan kadro, pozisyon ve görevlerin boşalması hâlinde ilgili cumhurbaşkanı yardımcısı veya bakan tarafından görevlendirme yapılabilecek ve bu görevlendirmeler aynı gün cumhurbaşkanlığına bildirilecektir.

Bazı bakanlıkların üst düzey kadroları bakan onayı ile yıllarca vekaleten yürütülmekteydi. Zaman zaman bu tür uygulamalar müşterek kararnameli görevlerin bakan onayı ile yürütülmesi rahatsızlık oluşturmaktaydı. Başbakanın veya cumhurbaşkanının uygun görmediği üst düzey kamu görevlileri vekaleten görevlerini yürütmekteydi. Dolayısıyla ilgili bakan boşalan üst kademe kamu yöneticisi kadrolarına vekaleten atama yapabilecek ancak aynı gün cumhurbaşkanlığına bilgi vermek zorunda kalacak.

Birçok kamu kurumunun personel ücretlerine tavan getirildi

Teşkilat kanunlarındaki özel düzenlemeler nedeniyle kendi ücretlerini kendileri belirleyen birçok kamu kurumunun çalışanlarının ücretlerine tavan getirildi.

4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile birçok kamu kurumun teşkilat kararnamesine kurumlarda 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 28 inci maddesine göre iş mevzuatı çerçevesinde personel istihdam edilebileceği ifade edilmiştir.

375 sayılı KHK’nin ek 28 inci maddesinde: “Bunlara, mali ve sosyal hak ve yardımlar kapsamında yapılan bütün ayni ve nakdi ödemelerin bir aylık toplam net tutarı; 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 11 inci maddesi uyarınca belirlenen emsali personele mali ve sosyal hak ve yardımlar kapsamında yapılması öngörülen ödemelerin bir aylık toplam net tutarını geçememek üzere cumhurbaşkanı veya yetkilendireceği makamca belirlenir” hükmüne yer verilmiştir.

Buna göre, ek 11 inci madde gereğince: İlgili mevzuatı uyarınca ödenen her türlü maaş, aylık, ücret , ek ücret , prim, zam, tazminat, ikramiye, fazla çalışma ücreti, kâr payı ve her ne ad altında olursa olsun yapılan diğer ödemeler ile sosyal hak ve yardımlar kapsamında yapılan bütün ayni ve nakdî ödemelerin bir aylık toplam net tutarı, ilgili kurumun önerisi Devlet Personel Başkanlığının görüşü ve Maliye Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca belirlenecek emsali devlet memuruna ilgili mevzuatında kadrosuna bağlı olarak malî haklar ile sosyal hak ve yardımlar kapsamında yapılması öngörülen ödemelerin bir aylık toplam net tutarını geçemez. Emsal alınacak memur unvanlarının tespitinde, kadro veya pozisyon unvanları ile ifa ettikleri görevler itibarıyla 657 sayılı kanuna göre girebilecekleri sınıflardaki aynı veya benzer görevlerin aynı veya benzer kadro, unvan veya derecesi dikkate alınır.

Görüleceği üzere, kamu kurumlarında istihdam edilen işçi statüsündeki personel ücretlerine tavan getirilmiştir. Burada açık olmayan husus ise toplu sözleşme ile belirlenen ücretlerin tavan ücrete nasıl indirileceğidir. Yani işçi sendikalarıyla karşı karşıya kalınması kaçınılmazdır.

 666 sayılı KHK’nin ücrete ilişkin düzenlemeleri unutulmuş

 4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 409 uncu maddesinde 666 sayılı KHK ile getirilen düzenlemeler unutularak Yönetim Kurulunun görevleri arasına kurum personeline ödenecek ek ödeme, ikramiye ve fazla mesai ücretlerine ilişkin usul ve esasları belirme de koyulmuş. Anlaşıldığı kadarıyla önceki düzenleme aynen kopyalanmış ancak, 666 sayılı KHK ile bu ifadeler anlamsız kalmıştı. Anlaşıldığı kadarıyla düzeltme kararnamelerine kısa sürede ihtiyaç duyulacaktır.

 Yeni düzenlemelerin kargaşası bir genelge ile giderilmelidir

 Son bir hafta içerisinde çok sayıda KHK ile Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıkarılmıştır. Haliyle yeni bir sistem kurgulanmış ve yeni sistemin de ister istemez anlaşılması zor bir hal almıştır. Çünkü, kararnamelerdeki birbirine yapılan atıflar veya KHK’nin oluşturduğu boşluğun kararname ile giderilmesi nedeniyle metni kaleme alanların amacı ile ortaya çıkan metnin amacı farklılık arzedebilmektedir. Yani metni yazanlarla metni okuyanlar veya uygulayacak olanlar farklı bir algıya sahip olabilmektedir. Bu karmaşanın önlenmesi için mutlaka ikincil bir düzenleme çıkarılarak bazı konulara açıklık getirilmelidir. Aksi takdirde uygulamada ciddi bir karmaşa olması kaçınılmazdır.