Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuksuz sanıklardan Celalettin Erkal, Kemal Atilla Şensoy ve Zafer Yoldaş ile sanık avukatları katıldı.

Sanık Celalettin Erkal, emekli binbaşı olduğunu, emekli olduktan sonra kurduğu şirketiyle faaliyet yürüttüğünü söyledi.

İddianameye konu bilgi ve belgelerin pek çoğunun, açık kaynaklarda, internette ve hatta Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının yazarlık yaptığı savunma sanayisiyle ilgili dergilerde bulunabilecek bilgi ve belgeler olduğunu kaydeden Erkal, ''Dolayısıyla herhangi bir şekilde gizli kalması gereken bir belgeyi temin etmedim ve kullanmadım'' dedi.

Şirketinin aynı zamanda 81'liler Kültür ve Dayanışma Derneğinin genel merkezi işlevini de gördüğünü ve derneğe gelen üyelerin zaman zaman şirketin bilgisayarlarını da kullandıklarını belirten Erkal, bu nedenle bilgisayarındaki her bilginin kendisine ait olduğunun söylenemeyeceğini ifade etti.

Kuzey Irak ile 2003 yılında iş bağlantıları kurduğunu, bu kapsamda Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'la tanıştıklarını söyleyen Erkal, şunları kaydetti:

''Aziz Yıldırım, bağlantılarımızı kullanmak suretiyle Kuzey Irak'ta iş yapmak istedi. Bu çerçevede birlikte iş yaptığım Amerikalılardan bazılarını birkaç kez Türkiye'ye getirip götürdük ve Aziz Yıldırım'la görüştürdüm. Bu geliş gidişlerin masrafları ve ayrıca Kuzey Irak'ta klasik haberleşme sistemlerinin yeterli olmaması sebebiyle özel haberleşme sistemlerinin satın alınması noktasında bir kısım masraflarımıza katkıda bulundu. Bu çerçevede karşılıklı para transferleri olmuştur.''

Erkal, daha sonra çeşitli nedenlerle Aziz Yıldırım'ın Kuzey Irak'ta iş yapmaktan vazgeçtiğini belirtti.

Sanık Kemal Atilla Şensoy ise albay rütbesiyle emekli olduktan sonra Erkal'ın şirketinde yaklaşık 1 yıl çalıştığını kaydederek, iddianameye konu belgelerle ilgisi olmadığını, gizli kalması gereken belge ve doküman temin etmediğini ileri sürdü.

Şensoy, ''Soruşturma aşamasında dosyayı ve özellikle de bilgisayar inceleme tutanaklarını incelememiz mümkün olmamıştır. Dolayısıyla hangi belgenin hangi tarihte yaratıldığı veya silindiği konusunda bilgilere de sahip olmadım. Bir kısım belgenin benim de kullandığım bilgisayarda yer aldığı iddia edilmiş ancak söz konusu belgelere ilişkin bilgim yoktur'' diye konuştu.

Sanık Zafer Yoldaş da 2006'da Eğitim ve Doktrin Komutanlığında konsept subayı olarak görev yaptığını, 2006-2008 yıllarında rahatsızlığı nedeniyle hava değişimi aldığını ve bu dönemde söz konusu birimde çalışmadığını söyledi.

Celalettin Erkal'ın şirketinin bulunduğu adrese, derneğe ziyarete gittiğini belirten Yoldaş, Erkal'ın şirketinde çalışmasının söz konusu olmadığını kaydetti.
Suçlamaları reddeden Yoldaş, bilgisayarında niteliği itibariyle gizli kalması gereken bir belge bulunmadığını ifade etti.

Sanık avukatlarından bazıları, müvekkillerinin bilgisayarlarında yapılan arama ve incelemenin CMK'nın 134. maddesine aykırı biçimde yapıldığını savunarak, elde edilen bilgi ve belgelerin bu nedenle yasak delil olarak nitelendirilmesini ve dikkate alınmamasını talep etti. Bazı avukatlar ise yeni bilirkişi raporu hazırlatılmasını istedi. Mahkeme, yeni bilirkişi incelemesi yaptırılması talebinin diğer sanıkların savunmaları alındıktan sonra değerlendirilmesine ve bu aşamada reddine karar verdi.

Sanıklardan Aziz Yıldırım'ın ifadesinin alınması için İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesine yazılan talimat cevabının beklenmesine karar veren mahkeme, duruşmayı erteledi.
İddianamede, Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığa TCK'nın 334. maddesinde düzenlenen ''açıklanması yasaklanan ve nitelik bakımından gizli kalması gereken bilgileri temin ettikleri'' suçlaması yöneltiliyor.


AA