Merkez Bankası'nın "uzman yardımcılığı" için 2009 yılında açmış olduğu sınavda yapılan mülakat sonucunda 36 aday başarılı olmuştu. Sınav sonucunda başarısız bulunan bir aday sınav sonucunda yapılan atama işlemlerinin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay'da dava açtı. Danıştay 12. Dairesi, "sınavda sorulara verilen cevaplar ve belirtilen hususlar yönünden adaylara komisyon üyelerince takdir edilen puanların ayrı ayrı gerekçeleriyle belirtilmesi gerekliliği karşısında komisyon üyelerinin görüşlerini olumlu ya da olumsuz görüş vermekle sınırlayan Yönetmeliğin 6. maddesi ve sınavın belirtilen ölçütlere uygun olarak sesli ve görüntülü kayıt yapılmak suretiyle gerçekleştirilmemesi" gerekçesiyle atamaların yürütmesini durdurdu.

Bunun üzerine Merkez Bankası'nca, bu yargı kararını aşmak için tek maddelik bir yönetmelik değişikliği yapılarak, yönetmeliğe "25-28 Ağustos 2009 tarihleri arasında yapılan Uzman Yardımcılığı sözlü sınav mülakatında olumsuz olarak değerlendirilenler, bu yönetmelik hükmüne göre sözlü mülakata alınırlar. Bankaya Uzman Yardımcısı olarak atmaları yapılanların, sınav sonucuna ilişkin hakları saklıdır" hükmü eklendi. Banka, bu hüküm doğrultusunda başarısız sayılan adayları yeniden sözlü sınava aldı ve hepsini yeniden eledi. Fakat, sınavda ataması yapılanlara ise banka tarafından herhangi bir işlem yapılmadı.

Bunun üzerine, aynı davacı yönetmeliğe eklenen söz konusu maddenin de iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle tekrar Danıştay'da dava açtı. Danıştay 12. Dairesi, söz konusu maddenin de yürütmesinin durdurulmasına oy birliğiyle karar verdi.
Davayı görüşen Danıştay 12. Dairesi kararında, yargı kararlarının gerekçesi ile bir bütün olduğunu ifade edilerek şöyle denildi: "Daha önce verilen karar uyarınca, sınav ve sınav sonunda yapılan atamalar hukuka aykırı bulunarak yürütülmesi durdurulduğundan davalı idarece gecikmezsizin yapılan atamalar yönünden kararın uygulanması gerekmektedir. Bu kararın uygulanmasını geçersiz hale getirecek şekilde tesis edilen yönetmeliğe eklenen maddenin yargı kararının uygulanamaması sonucunu doğurduğu, bu yönüyle hukuka ve mevzuata açıkça aykırı olduğu ve uygulaması halinde telafisi güç zararların doğmasına yol açacağı sonucuna varılmaktadır."



ANKA