Savcı, ek delillere ilişkin hazırladığı raporda, 1978 yılında Malatya eski belediye başkanlarından ''Hamido'' lakaplı Hamit Fendoğlu'na yönelik suikastın, darbeye zemin hazırlamak amacıyla, Zirve Yayınevi cinayetlerini planlayan ''siyah kuvvetler'' ve ''beyaz kuvvetler''in görevini yapan birimler tarafından gerçekleştirildiğini savundu.
 
 Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 10. maddesiyle görevli Malatya Cumhuriyet Savcısı, Zirve Yayınevi cinayetleri davası kapsamında tutuklu bulunan muvazzaf asker Haydar Yeşil'in kayınbiraderi H.K. tarafından teslim edilen harddiskin içeriğine ilişkin rapor hazırladı.
 
 Raporunda, 17 Nisan 1978 tarihinde Malatya Belediye Başkanı Hamit Fendoğlu'nun, evine paketle gönderilen bombanın patlaması sonucu iki torunu ve geliniyle birlikte öldürülmesinin ''darbeye zemin hazırlamak amacıyla'' yapıldığını ileri süren savcı, kamuoyunda ''Hamido cinayeti'' olarak da bilinen olayın, Türkiye Ulusal Stratejiler ve Hareket Dairesi'ne (TUSHAD) bağlı ''siyah kuvvetler'' ve ''beyaz kuvvetler''in görevini yapan birimler tarafından gerçekleştirildiğini iddia etti.
 
 Raporunu Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunan savcı, devlet içine sızmış ve gizli şekilde kurulan kuvvetlerin, devletin tüm imkan ve kabiliyetlerini sonuna kadar kullandığının tespit edildiğini belirtti.
 
 Savcı, raporunda, ''Daha önceki tarihlerde siyah ve beyaz kuvvetlerin görevlerini yapan birimler tarafından, darbeye ortam hazırlamak amacıyla Malatya'da meydana gelen olaylar ve bu olaylar sonucu yine devlet içine sızmış gizli şekilde kurulan karanlık kuvvetlerin 17 Nisan 1978 tarihinde öldürdükleri Hamit Fendoğlu ile ilgili basında çıkan haberlerin arşivlendiği tespit edilmiştir. Yapılan çalışmalarda haber alma ödeneğinin etkin bir şekilde kullanıldığının ikrar edildiği ve bu şekilde devletin tüm imkan ve kabiliyetinin sonuna kadar kullanıldığı tespit edilmiştir'' ifadelerine yer verdi.
 
 -TUSHAD 3. bölge hücre yapılanmasındaki faaliyetler-
 
 Tespitlerinde ''TUSHAD'ın 3. bölge hücre yapılanmasının'' Malatya'da olduğuna dikkati çeken savcı, Zirve Yayınevi cinayetlerinden tutuklu eski Malatya Jandarma Alay Komutanı Mehmet Ülger'in başında bulunduğu ekibin, Türkiye'nin başka bölgelerinde de misyonerleri takip ettiklerini, bunun TUSHAD talimatıyla JİTEM mensuplarınca yapıldığını ileri sürdü.
 
 Örgütün, göç eden ailelere yardım amaçlı kurulan bir derneğin faaliyetlerinin misyonerlik olarak gösterilmesini sağladığını savunan savcı, Diyarbakır, Mersin, İstanbul, Van gibi kentlere göç eden ailelere yönelik yardımları da misyonerlerce yapılmış gibi gösterdiğini ve bu konuda çok sayıda belge ve fotoğraf düzenlendiğini iddia etti.
 
 Savcı, ''Söz konusu belgeler ve resimlerin Mersin'de bulunan Abdullah Atılgan tarafından elde edilerek, Malatya'ya Mehmet Ülger ve ekibine gönderdiği, Ülger ve ekibinin bunlar üzerinde ekleme ve çıkarmalar yaparak belgeleri kullandıkları, Mehmet Ülger'in başında olduğu TUSHAD 3. Bölge Malatya hücre yapılanması ile Mersin'de TUSHAD'a bağlı faaliyet yürüten JİTEM mensubu Abdullah Atılgan'ın koordineli bir şekilde çalıştıkları, hükümeti devirme, azınlıklar ve gayrimüslimlere yönelik cinayetlere ortam hazırlama faaliyetleri yürüttükleri görülmektedir'' değerlendirmesinde bulundu.
 
 -Özel bilgi kitapçığı hazırlanmış-
 
 Raporunda, Mehmet Ülger ve ekibi tarafından, ''geçmişten günümüze faaliyet gösteren dini motifli terör örgütleri, dini gruplar, tarikatlar ve misyonerlik faaliyetleriyle ilgili özel bilgi kitapçığının hazırlandığını'' öne süren savcı, bu kitapçıkta Malatya'nın aşırı sağ faaliyetleri açısından hassasiyetleri bulunduğu ve misyonerler açısından merkez seçildiğinin belirtildiğini aktardı.
 
 Savcı, kitapçık içindeki bilgiler doğrultusunda, Kayseri Jandarma Bölge Komutanlığı'nda bağlı illerin de katılımıyla misyonerlikle ilgili seminerler düzenlendiğini savundu.
 
 -Zirve Yayınevi cinayetleri-
 
 Malatya'da 18 Nisan 2007'de Zirve Yayınevi'nde çalışan Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske ile Necati Aydın ve Uğur Yüksel bıçaklanarak öldürülmüştü. Zirve Yayınevi cinayetleriyle ilgili açılan davada, ilk iddianamede 6'sı tutuklu 9 sanık yargılanmış, ardından oluşturulan ikinci iddianamede sanık sayısı 19'a yükselmişti.
 
 Davaya ilişkin ikinci iddianamede, emekli Orgeneral Hurşit Tolon, eski Malatya Jandarma Alay Komutanı emekli albay Mehmet Ülger ve Binbaşı Haydar Yeşil'in yanı sıra astsubay Abdullah Atılgan, uzman çavuşlar Murat Göktürk, Mehmet Çolak, Adem Gedik ve Adil Akçay, İnönü Üniversitesi öğretim görevlisi Ruhi Abat, Levent Ercan Gelegen, Aykut Saka, İlker Çınar ile olaya ilişkin devam eden mevcut davada da sanık olarak bulunan Emre Günaydın, Abuzer Yıldırım, Salih Gürler, Cuma Özdemir, Hamit Çeker, Varol Bülent Aral ve Hüseyin Yelki sanık olarak gösterilmişti.
 
 Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın son duruşmasında Hurşit Tolon ile tutuksuz sanıklar Hüseyin Yelki, Levent Ercan Gelegen ve muvazzaf asker Adem Gedik hakkında tutuklama kararı çıkarılmıştı.
 


AA