YARGITAY 3. Hukuk Dairesi 
ESAS: 2015/10576
KARAR: 2015/18488

Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y   K A R A R I

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin öğrenci olduğunu, eğitimine devam edebilmek için davalı babasının yardımına ihtiyaç duyduğunu, davalının, müvekkiline maddi destek vermediğini belirterek; aylık 1.800,00 TL nafakanın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin, bugüne kadar davacı kızının bütün eğitim ve bakım giderlerini karşıladığını, davacı dışında, eğitimi devam eden 17 yaşında bir kızı ve 7 aylık ikiz çocuklarının bulunduğunu savunarak; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece; aylık 300,00 TL yardım nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından, hükmedilen nafaka miktarının müvekkilinin ihtiyaçlarını karşılamayacağı gerekçesiyle temyiz edilmiştir.

Dava; yardım nafakası istemine ilişkindir.

Temyize konu uyuşmazlık; mahkemece takdir edilen aylık 300,00 TL nafakanın, davacının ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek miktarda olup olmadığı hususunda toplanmaktadır.

Kural olarak; anne babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. 

Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa ana ve baba, durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdür. (TMK m. 328/2) Diğer taraftan; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. (TMK m.364) 

Eğitimine devam eden reşit birey, kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise anne babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. 

Bu bağlamda belirlenecek nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olması gerekir. Mahkemece nafaka miktarı tayin edilirken; davacının ihtiyaçları ve anne babanın geliri göz önünde bulundurulmalı, TMK'nın 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi gözetilmelidir.

Bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; 08.10.1995 doğumlu davacının, Muğla Sıtkı Kocaman Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü öğrencisi olduğu, Kredi Yurtlar Kurumundan geri ödemeli aylık 330,00 TL öğrenim kredisi aldığı, Muğla'da üç arkadaşıyla evde kaldığı, payına düşen aylık kira giderinin 330,00 TL olduğu, davacının dava dışı annesi ile dava1ı babasının 1994 yılında evlenip, 2006 yılında boşandıkları, 1969 doğumlu babanın, 2008 de yeniden evlendiği, 2008 yılından önce çalıştırdığı tüp bayiliğini 2008 yılında eşine devrettiği, Kızılcıhamam'da kendi evinde eşi ve çocuklarıyla birlikte yaşadığı, kira giderinin bulunmadığı, 1978 ve 1991 model iki aracının ve eşinin işlettiği iki katlı tüpçü dükkanın bulunduğu, kendisinin inşaatlarda çalıştığı, davacı dışında 17 yaşında bir kızı ve 7 aylık ikiz çocuklarının olduğu, davacının dava dışı 1973 doğumlu annesinin, onkoloji hastanesinde röntgen teknisyeni olarak çalıştığı, aylık 2.500,00 TL geliri bulunduğu, kirada oturduğu, bekar olduğu ve tek başına yaşadığı anlaşılmaktadır.

Hal böyle olunca mahkemece; nafakanın niteliği, davalı babanın ve mirasçılıkta da aynı sırada yer alan dava dışı annenin gelir durumu ile davacının ihtiyaçları birlikte nazara alındığında, hükmedilen nafaka miktarının az olduğu kanaatine varılmış, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülerek, daha yüksek oranda nafaka takdiri için hükmün bozulmasına karar verilmiştir. 

SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



kararara.com