YARGITAY 23. Ceza Dairesi
Esas: 2015/451
Karar: 2015/367

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; başkasına ait olup da, muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyetliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, failin kendisinin veya başkasının yararına olarak zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunması veya bu devir olgusunu inkar etmesi gerekmektedir.

Bu açıklamalar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; sanığın ...Barosu'na kayıtlı Avukat iken ...15. noterliğinden düzenlenen 12.09.2005 tarihli vekaletname ile katılanın vekilliğini üstlendiği, müvekkili olan katılanın bilgisi ve talimatı olmadan davacı vekili sıfatıyla ...Asliye 4. Hukuk Mahkemesi'nin 2005/238 esasına kayden tapu iptali ve tescîl davasını açtığını öğrenen katılanın görüşmeye gelmesi üzerine, ihtiyati tedbir kararı aldırmak için masraf yatırılmasının gerekli olduğunu, aksi takdirde bedelini ödediği dava konusu taşınmazın el değiştirebileceğini, mağduriyetin doğacağını söyleyerek katılanı ikna ettikten sonra teminat parası ve masraf adı altında çeşitli tarihlerde toplam 6.250 yeni Türk Lirası'nı müvekkilinden haksız olarak alıp uhdesinde tuttuğu, söz konusu davada karşı tarafa yemin teklif etme hakkı verildiği hâlde kullanmadığı ve 13/03/2006 tarihli duruşmada mazeret bildirmeksizin katılmadığı, davalı tarafın davayı takip etmesi üzerine mahkemece davanın reddine karar verilmesi nedeniyle müştekinin mağduriyetine sebebiyet verdiğinin iddia edildiği olayda; 

Sanığın almış olduğu vekaletname uyarınca davayı açıp takip ettiği ve söz konusu kararı temyiz ettiği, davanın yanlış açıldığı iddiasının görevi kötüye kullanma suçunu oluşturacağının yerinde bulunmadığı, almış olduğu masraf ve vekalet ücretini iade etmemesinin ise; davanın açılmış olması, harçların yatırılması ve davanın temyiz edilmesininde masraf gerektirmesi karşısında haksız olarak alınıp bulundurduğu ve iadesi gereken bir paranında bulunmaması karşısında, sanığa yüklenen suçların unsurlarının oluşmadığına dair kabulde bir isabetsizlik bulunmamıştır.

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılanın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, 06/04/2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.