TBB DİSİPLİN KURULU KARARI
Tarih - Esas No - Karar No Konu
T. 01.12.2013
E. E.2012/498
K. K.2013/32

Av. Yas. 34, 13 TBB Mes. Kur 3, 4, 43

Şikâyetli avukatın, şikâyetçinin vekili olarak …’da geçirdiği trafik kazası nedeni ile sorumluları hakkında açılacak maddi ve manevi tazminat davaları için vekâlet verildiği halde, adına hangi davaların açıldığı ve sonuçları ile ilgili bilgi vermediği, kendisine toplam 7.000,00.-TL. sı dışında bir ödeme yapmadığı, öğrendiğine göre karşı taraf ile rıza ve bilgisi olmaksınız sulh anlaşması yaptığı, kaç dava açtığı, hangi davalarda ne sonuç alındığı ve adına ne miktar tahsilat yapıldığını bilmediği, iddiası ile ve şikayetli avukatın karşı tarafla anlaşmasına ilişkin belgeyi de ekleyerek yaptığı şikayet üzerine, soruşturmacı üyenin raporu doğrultusunda açılan disiplin kovuşturması sonucunda Baro Disiplin Kurulunca eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir. 

Şikâyetli avukat, disiplin soruşturma ve kovuşturması aşamalarında, yapılan tebligatlara rağmen savunma vermemiştir. 

Şikâyetçinin ayın eylemlerle ilgili olarak, şikâyetçi avukat hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına da şikâyette bulunduğu, Adalet Bakanlığı’nın 10.09.2009 tarihinde soruşturma izninin verilmesini kararlaştırdığı, yapılan ihzari soruşturma sonucunda 27.02.2012 tarihinde Avukatlık Yasasının 59. maddesine göre kovuşturma izni verilmesine gerek görülmediği anlaşılmıştır.

Şikâyet dilekçesi ekinde, şikâyetli avukatın şikâyetçi ile birlikte aynı kazada zarara uğrayan diğer müvekkillerini de temsilen, … … San, tic. Ltd. Şti. ile yaptığı 22.04.2008 tarihli “ sulh-ibraname sözleşmesi ve makbuz” başlıklı belge fotokopisi de sunulmuştur. Şikâyetli avukatın bu belgeye bir itirazı bu kovuşturma dosyasında bulunmadığı gibi, yapılan ihzari soruşturmada da olmadığı anlaşılmıştır.

Şikâyetli avukat, soruşturma ve kovuşturma aşamalarında savunma vermemiş ve delil sunmamış olup, Cumhuriyet Savcılığına yapılan şikâyet üzerine yapılan ihzari soruşturmada, şikâyetçiye iki defada 1.000,00.-TL. sı bir defasında da 35.000,00.-TL. sı ödediğine ilişkin belge sunduğu, bu belgelerden 35.000,00.-TL. sı miktarlı olanın tarihsiz olduğu ve şikayetçi tarafından kabul edilmediği, şikayetçi tarafından şikayetli avukat aleyhine açılan … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/202 Esas sayılı dosyasında yaptırılan Adli Tıp incelemesinde imzanın şikayetçiye ait olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır..

Şikâyetli avukatın şikâyetçi ile birlikte diğer müvekkillerini de temsilen, … … San, tic. Ltd. Şti. ile yaptığı 22.04.2008 tarihli “ sulh-ibraname sözleşmesi ve makbuz” başlıklı belgenin incelenmesinde, dosya no.ları yazılan beş dosya ile ilgili olarak şikâyetçinin de aralarında bulunduğu 8 kişinin vekili olarak, karşı taraf ile sulh anlaşması imzaladığı, ödenecek toplam miktarın 415.000,00.-TL. sı olduğu, her dosya veya her müvekkili için ne miktar olduğunun belirtilmediği, bir kısım rücu hakları ve sigortaya karşı ileri sürülebilecek taleplerin karşı tarafa devredildiğinin, teminatların ve hacizlerin belirtilen şartlarla kaldırılacağının, temyizde olan davalarla ilgili olarak temyizden feragat edileceğinin belirtildiği, kaza ile ilgili olarak başkaca talepte bulunulmayacağı ve dava açılmayacağının kabul ve taahhüt edildiği, ödenecek miktar ile ilgili olarak sözleşme tarihinden 17.10.2008 tarihine kadar süren taksitler düzenlendiği, bunlarla ilgili çeklerin teslim alındığı, sözleşmenin altında şikayetli avukat ile davalı şirket ve tanıkların imzalarının bulunduğu görülmüştür.

Baro Disiplin Kurulu tarafından, ilgili dava dosyaları, icra takip dosyaları ile şikâyetçi tarafından şikâyetli avukat aleyhine açıldığı bildirilen … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/202 Esas sayılı dava dosyası getirtilerek incelenmemiş ise de bu dosyalar … Cumhuriyet Başsavcılığının 17.06.2009 tarihli fezlekesinde ve Adalet Bakanlığının 27.02.2012 tarihli kovuşturma izni verilmesine gerek bulunmadığına ilişkin yazısında detayları ile incelenerek özetlenmiş bulunduğu için, bu husus eksiklik olarak görülmemiştir.

Avukatlık Yasasının 141. maddesine göre, “Disiplin kovuşturması Yönetim Kurulu tarafından verilen bir karar ile açılır.” Disiplin kovuşturmasında iddianame niteliğinde olan Baro Yönetim Kurulu kararı, disiplin kurullarını, kovuşturma konusu edilen eylem açısından bağlayıcı, hukuki değerlendirme açısından bağlayıcı değildir.

Baro Yönetim Kurulu, soruşturmacı üye raporu doğrultusunda o tarihte ihzari soruşturma izni verilmiş bulunan ve devam eden soruşturma ve sulh sözleşmesine hangi müvekkili için ne miktar tazminata anlaşıldığının belirtilmemesi, özen yükümlülüğünün yerine getirilmemiş olması ve dosyanın genel içeriğini kovuşturma konusu olarak belirlemiştir.

Şikâyetli avukatın, yukarıda özetlenen sulh sözleşmesi ile varılan sonuç ve sözleşmede vazgeçilen haklar ile ilgili olarak müvekkilinden yazılı izin almak yükümlülüğünde bulunmasına rağmen, bu yönde bir muvafakat aldığı yönünde bir savunması bulunmadığı gibi bu yönde bir belge de bulunmamaktadır. Sulh sözleşmesinde, 8 ayrı müvekkili ile ilgili olarak toplam bir tazminat miktarı için anlaşma yapmakta iken, ölenlerin mirasçılarının ve yaralananların bulunduğu, dolayısı ile tazminat hakları çok farkı miktarlarda olan kişiler için hangi miktarların toplamın içinde yer aldığını gösteren bir döküme yer vermemiştir. Bu durum, her kazazede için açılan dava tutarlarının da gösterilmemesi karşısında, hak sahiplerinin kendileri ile ilgili miktarları bilememesine ve şüpheye yer verecek nitelikte olup, özen ve bilgi verme yükümlülüğüne aykırıdır.

Disiplin kovuşturmasında, şikâyetçi ile şikâyetli avukat arasındaki varsa alacak miktarının hesaplanması değil, şikâyetli avukatın kovuşturma konusu eylemlerinin Avukatlık Yasası ve Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları karşısındaki değerlendirmesi yapılacaktır. Taraflar arasındaki … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen alacak davasında hukuki ihtilaf karara bağlanacaktır. Bu nedenle, şikâyetli avukat tarafından şikâyetçiye ödendiği savunulan 35.000,00.-TL. lık belgenin tarihsiz olarak düzenlenmiş olması, belgedeki imzanın şikâyetçiye ait bulunması halinde geçerliliğini kaybettirmemekte ise de, şikâyetli avukatın bu konuda da kendisinden beklenen titizlik ve özeni göstermediğini göstermektedir.

Şikâyetli avukatın, şikâyetçiye ödeme yaparken, kendisi adına tahsil edilen miktarı, bu miktardan hak ettiği ücreti belirterek Avukatlık Yasasının 166. maddesine göre hapis hakkını kullandığı miktarı ve kalan miktarı açıkça belirterek hesap ve bilgi vermesi ve tahsil edilen miktarı derhal kendisine ödemesi gereklidir. Bu yönde düzenlenmiş bir belge bulunmadığı gibi, dava ve ihtilaf konusu ödeme belgesinin tarihsiz olması bu yönden de derhal ödeme yükümlülüğünün yerine getirilip getirilmediğini denetleme imkânı vermemektedir.

Avukatlık Yasasının 34. maddesi “Avukatlar yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurullarına uymakla yükümlüdür “Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3.maddesine göre “Avukat, mesleki çalışmasını kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işine tam sadakatle yürütür.” 4.maddeye göre de “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.” 43. maddesine göre “ Müvekkil adına alınan paralar ve başkaca değerlen geciktirilmeksizin müvekkile duyurulur ve verilir. Müvekkille ilgili bir hesap varsa, uygun sürelerde durum yazı ile bildirilir”

Şikâyetli avukatın eylemi Avukatlık Yasasının 34. maddesine ve Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3, 4 ve 43. maddelerine aykırı olmakla eylem disiplin suçunu oluşturmaktadır. Bu nedenle Baro Disiplin Kurulunun eylemin disiplin suçunu oluşturduğuna ilişkin değerlendirmesinde ve Avukatlık Yasasının 158. maddesindeki ilkelerde nazara alınmak suretiyle takdir edilen para cezasında hukuka aykırılık görülmemiş kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

Sonuç olarak, şikâyetçinin ve şikâyetli avukatın itirazının reddi ile … Barosu Disiplin Kurulunun “214,00.-TL. sı para cezası verilmesine” ilişkin kararının “ONANMASINA, oybirliği ile karar verildi. 

(Kararara.com)