T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO. 2013/4195
KARAR NO. 2013/9316
KARAR TARİHİ. 17.6.2013

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği düşünüldü:

KARAR : Borçlu şikayetinde; icra takibinde avukat olduğu için doğması muhtemel C.M.K. ücret alacaklarına haciz konulduğunu ancak doğması muhtemel bir alacağın haczedilemeyeceğini bu sebeple C.M.K.ücret alacaklarına uygulanan haczin iptaliyle kesilen paraların tarafına iadesine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece C.M.K.uyarınca, ileride doğacak avukatlık ücreti alacaklarının haczinin mümkün bulunmayacağından ve ayrıca Avukatlık Kanunu'nun 164/son maddesinin avukatlık ücretleri haczedilemez, şeklindeki hükmüne göre de, C.M.K.alacaklarına konulan haczin kaldırılmasına karar verilmiştir.

1136 Sayılı Avukatlık Kanunu'nun 164/son maddesi uyarınca, "Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu sebebiyle takas ve mahsup edilemez, haciz edilemez" (HGK'nun 7.4.2004 tarih ve 2004/12-213 Esas, 2004/215 Sayılı Kararı) Bu madde avukat olan borçlunun kendi borcu için değil üçüncü kişi olan işverenin borcu için avukata ait vekalet ücretinin haczedilemeyeceğini düzenlemiştir.

Ayrıca kural olarak, iki kişi arasında mevcut olan bir hukuki ilişkiye (temele) dayanan, henüz doğmamış olmakla birlikte ilerde doğması muhtemel bulunan alacaklara müstakbel alacak denir. Müstakbel (beklenen) ya da doğacak alacaklar için haciz ihbarı ya da haciz yazısı gönderilebilmesi, üçüncü kişiyle borçlu arasında süregelen bir hukuki ilişkinin varlığına bağlıdır. Hukuki münasebetin varlığı ve bu ilişki sebebiyle borçluya ödenecek ve devamlılık arz eden bir alacağın bulunduğu hallerde, üçüncü kişiye haciz yazısı gönderilebilir. Müstakbel (beklenen) bir alacaktan bahsedilebilmesi için, bir hukuki ilişkinin (temelin) mevcut olması, bu hukuki ilişkiden doğacak alacağın cinsinin ve borçlunun (olayda borçlunun çalıştığı kurumun) belli olması yeterlidir. Alacağın miktarının belli olup olmaması veya böyle bir alacağın doğmama ihtimalinin bulunması önemli değildir. İşçiler ve memurların işveren nezdinde işleyecek ücret alacakları, müstakbel alacaklara örnek olarak gösterilebilir. (B. Kuru İcra ve İflas Hukuku El Kitabı-sh 428 vd.) Kanun, ücret hacizlerinde, bu anlamdaki müstakbel alacakların haczedilebileceğini açıkça kabul etmektedir (İ.İ.K.83, 355, 356).

Somut olayda, Hidayet Çabuk aynı zamanda avukat olmasına rağmen kendisinin taraf olduğu kira sözleşmesinden kaynaklı alacak sebebiyle takip borçlusu konumundadır. C.M.K.nun zorunlu müdafilik hükümleri gereğince, avukatların zorunlu müdafi olarak girdikleri davalardan tarifeye göre vekalet ücret alacaklarının, yukarda açıklandığı üzere yasa gereği rutin olarak Çanakkale Barosu tarafından görevlendirilmesiyle süregelen bir hukuki ilişki sonucunda doğacağı bellidir. Böylece borçlunun mesleğinin avukatlık olması sebebiyle Çanakkale Barosu tarafından görevlendirme sonucu C.M.K.ndan kaynaklı vekalet ücreti alacaklarına haciz konulmasında yasaya aykırılık söz konusu değildir. Sonuç olarak şikayetin reddi gerekirken yazılı gerekçeyle borçlunun C.M.K.alacaklarına konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle Mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İ.İ.K.nun 366 ve 6100 Sayılı H.M.K.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 Sayılı H.U.M.K.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca H.U.M.K.nun 388/4. (H.M.K.m.297/ç) ve İ.İ.K.nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 17.6.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. K.A.C



kararara.com