Bilindiği üzere, Emniyet personeline verilecek disiplin cezalarının dayanağı Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'dür.
 
Bu tüzüğün dayandığı mevzuat ise 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun 83. maddesidir. Bu madde şu şekildedir:
 
"Madde 83- Gerek inzibat komisyonları tarafından ve gerek salahiyet dairesinde re 'sen verilecek inzibat cezalarını icap ettiren fiil ve hareketlerin ne olduğunu ve cezaların derece ve miktarı, polis mesleğinin haiz olduğu hususiyet ve ehemmiyet gözetilerek tanzim edilecek nizamnamede tayin olunur. Memuriyette ihraç cezası müstesnadır. "

Anayasa Mahkemesi, açılan bir davada, disiplin cezalarının kanunla belirlenmesi gerektiğini belirterek, disiplin cezalarının tüzükle belirlenmesine imkan veren bu hükmünün birinci cümlesini iptal etti.
 
AYM iptal kararının 1 yıl sonra yürürlüğe girmesini uygun gördü.
 
Buna göre, 29/01/2017 tarihine kadar, emniyet personeline verilecek disiplin cezalarına dair bir kanun çıkarılması gerekmektedir. Bu tarihe kadar bir kanun çıkarılmazsa, 29/01/2017'den sonra verilecek tüm cezalar yok hükmünde olacaktır. (memurlar.net)

EMNİYET TEŞKİLATI MENSUPLARININ DİSİPLİN SUÇLARINA İLİŞKİN KARARIN BASIN DUYURUSU

(Karara ulaşmak için tıklayınız)

Anayasa Mahkemesi, 13.1.2016 tarihli toplantısında, 4.6.1937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun 83. maddesinin, emniyet teşkilatı mensupları yönünden disiplin cezalarını gerektiren fiil ve hareketler ile cezaların derece ve miktarının, polislik mesleğinin haiz olduğu önem ve özellik gözetilerek düzenlenecek tüzükle belirleneceğini hükme bağlayan birinci cümlesinin iptaline karar vermiştir.

İtiraz Konusu Kural

İtiraz konusu maddenin ilk cümlesi ile emniyet teşkilatı mensupları yönünden disiplin cezalarını gerektiren fiil ve hareketler ile cezaların derece ve miktarının, polislik mesleğinin haiz olduğu önem ve özellik gözetilerek düzenlenecek tüzükle belirleneceği hükme bağlanmıştır.

Başvuru Gerekçesi


Başvuru kararında özetle itiraz konusu kuralda emniyet teşkilatı mensuplarının hangi fiillerine, hangi disiplin cezalarının verileceği hususunun tüzükle düzenlenmesinin öngörüldüğü, disiplin işlemleri konusunda kamu görevlisi olan emniyet teşkilatı mensupları için getirilmiş kanuni bir güvencenin bulunmadığı, disiplin uygulamalarıyla ilgili genel ilkelerin belirlenmediği belirtilerek kuralın, Anayasa’nın 38. ve 128. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Mahkemenin Değerlendirmesi


Emniyet teşkilatı mensuplarının disiplin suçlarının, Anayasa'nın 38. ve 128. maddeleri uyarınca kanunla düzenlenmesi öngörülen hususlardan olduğunu belirten Anayasa Mahkemesi, 3201 sayılı Kanun’da disiplin cezalarının türlerinin, disiplin cezası vermeye yetkili makamların ve cezaların kesinleşme usulünün belirlendiği hâlde söz konusu cezaların verilmesini gerektiren disiplin suçlarının tüzükle belirlenmesini öngören kuralla getirilen tek ölçütün, “polislik mesleğinin haiz olduğu önem ve özelliğin gözetilmesi” olduğunu, bunun dışında herhangi bir temel kurala yer verilmediğini, bu hâliyle disiplin suçları konusunda emniyet teşkilatı mensupları için getirilmiş kanuni bir güvencenin bulunmadığını, itiraz konusu kuralın, disiplin suçlarıyla ilgili genel ilkeleri ortaya koymadığını, çerçeveyi çizmediğini, disiplin cezalarını gerektiren eylemleri genel hatlarıyla da olsa belirlemediğini ifade etmiştir.

Anılan niteliği nedeniyle disiplin cezalarını gerektiren fiil ve hareketlerin, düzenlenecek tüzükle belirlenmesini öngören itiraz konusu kuralın, yaptırım konusu eylemleri yasal düzeyde belirlemediğine ve bu hâliyle, bireylerin hangi somut fiil ve olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını belirli bir açıklık ve kesinlikte öngörebilmelerine yasal çerçevede imkân tanımadığına dikkat çeken Anayasa Mahkemesi, bu yönüyle kuralın, Anayasa'nın 38. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen “suçta kanunilik” ve 128. maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen “kanuni düzenleme” ilkelerine aykırılık teşkil ettiğine karar vermiştir.

Sonuç olarak Anayasa’nın 38. ve 128. maddelerine aykırı bulunan 3201 sayılı Kanun’un 83. maddesinin birinci cümlesinin iptaline ve iptal hükmünün, kararın Resmî Gazetede yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir.