Diyarbakır merkezde bulunan bir okulda öğretmen olan ve aynı zamanda Eğitim-Sen Diyarbakır şube sekreteri olarak görev yapan Hasan Güngör Demokrasi Platformu’nun çağrısı üzerine Demokratik Toplum Partisi’nin 21 Nisan 2007’de düzenlendiği basın açıklamasına katıldı. Güngör hakkında siyasi parti faaliyetine katıldığı gerekçesi ile disiplin soruşturması başlatıldı. Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğü Güngör’e 1 yıl süre ile kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verdi.


Amanpaour'dan Erdoğan'a:''Gazetecilere neden savaş açtınız?''
Güngör’ün disiplin cezasının iptali istemi ile açtığı dava Diyarbakır 1. İdare Mahkemesi tarafından reddedildi. Güngör’ün temyiz ve karar düzeltme talebini ise Danıştay 12. Dairesi reddetti. İfade özgürlüğü hakkının ihlal edildiğini ileri süren Güngör, AYM’ye bireysel başvuruda bulundu.

Başvuruyu değerlendiren AYM’nın gerekçeli kararında ise şu ifadeler yer aldı: "Başvurucu üyesi olduğu sendika şubesinin sekreteri olduğunu ve sendikacı sıfatı ile dinleyici olarak basın açıklamasına katıldığını slogan atmadığını belirtmiştir. İlk derece mahkemesi başvurucunun basın açıklamasına katılan grup içerisinde bulunma dışında başka herhangi bir eylemini tespit etmemiş ve basın açıklamasının sendikal faaliyetlerle ilgili olmadığını belirlenmiştir. Serbest seçimlerin bulunduğu bir ortamda bireyin gerek siyasi tercihlerini yapabilme amacının doğurduğu ihtiyacı gerek siyasal ve toplumsal olaylarla ilgili bilgi edinme merakı göz ardı edilemez bir durumdur.

Açıklanan nedenlerle şikayet edilen, 1 yıl süre ile kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının ‘toplumsal bir ihtiyaç baskısına’ tekabül etmemesi nedeniyle ‘demokratik toplumda gerekli olmadığı’ sonucuna varılmıştır.”

Başvurucunun Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar veren AYM, yeniden yargılama yapılması için kararın bir örneğinin Diyarbakır 1. İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine hükmetti.

Başbakanlığın genelgesini hatıra getirdi

Öte yandan Anayasa Mahkemesi'nin bu kararı, Başbakanlığın Şubat ayında kamu görevlilerine hitaben yayımladığı bir genelgeyi hatıra getirdi. Genelgede, "legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten yapılar" gibi bir nitelemede bulunularak, bu yapılarla ilişki kuran veya eylem birliği içerisinde olanlar hakkında idari işlem yapılacağı ve adli mercilere başvurulacağı belirtilmişti. Bu genelge muhalefet partilerinin temsilcilerince, kamu görevlilerinin siyasi haklarının ve ifade özgürlüklerinin sınırlanması girişimi olarak eleştirilmişti.