ŞANLIURFA - Şanlıurfa Hilvan'ın Yukarıçatak Köyü'nde yaşayan tarım işçisi Bahri Sütpak, 6 Eylül 2007 günü kızları 6 yaşındaki Esra ve Kamile ile kardeşlerinin kızları Ebru, Öznur, Ümran, Gönül ve Hülya'yı halı yıkamaları için Aşağıkucak Köyü'nde bulunan Atatürk Barajı Göleti'ne götürdü.

Gölet suları altındaki Hacıkamil Köprüsü'nün su üstünde kalan kısmında halı yıkayan kızlardan 6 yaşındaki Esra suya düştü. Esra'nın düştüğünü gören ablası Kamile ile kuzenleri peş peşe suya atlayıp, küçük kızı kurtarmak istedi. Ancak yüzme bilmeyen 7 kuzen bir süre çırpındıkları suda kayboldu. Yardım çağrısı üzerine baraj gölüne gelen güvenlik güçleri ve sivil savunma ekipleri, uzun süren çalışmaların ardından 7 kızın el ele tutuşmuş cesedine ulaştı.

7 kızın aileleri 2008 yılında, ölümlerin sorumluları hakkında Şanlıurfa İdare Mahkemesi'ne maddi ve manevi tazminat davası açtı.

Ölen her kişi için Devlet Su İşleri (DSİ) ve Karayolları Genel Müdürlüğü hakkında tazminat davaları açıldı. Yargılama sürecinde mahkeme heyeti, olayın meydana geldiği baraj gölünün sorumluluğunun DSİ'de olduğunu ve köprünün su altında kalmasından dolayı 1991 yılında karayolu ağından çıkarıldığını belirleyerek Karayolları Genel Müdürlüğü'nü suçsuz buldu.

Bunun üzerine, köprünün kullanımdan kaldırılmaması ve önlemlerin alınmamasıyla olaya sebebiyet verdiği gerekçesiyle DSİ sorumlu tutularak yargılamaya devam edildi. Dava kapsamında Esra, Ebru, Kamile ve Hülya Sütpak için 20, Gönül ve Öznur Sütpak için 28 bin, Ümran Sütpak için de 40 bin lira maddi, 80 ile 110 bin lira arasında değişen miktarda manevi tazminat istendi.

YÜZDE 70 KUSURLU BULUNDULAR
Uzun süren yargılama sonunda mahkeme heyeti, ölen çocuklar ile anne ve babalarının yüzde 70 asli kusurlu olduğunu, sorumluluklarını yerine getirmeyen DSİ'nin ise yüzde 30 tali kusurlu olduğuna kanaat getirdi. Mahkeme kararında şöyle denildi:

"Davacılar, yakınının yaşı itibariyle köprünün tehlike arz ettiğini ve yüzme bilmediği için suya atlamaması gerektiğini bilmesi gerektiği, ayrıca ebeveyni olan davacıların reşit olmayan çocuklarına gerekli denetim, gözetim ve özeni göstermediği açık olduğundan olayın meydana gelmesinde asli kusurlu olarak yüzde 70, DSİ Genel Müdürlüğü'nün tali kusurlu olarak yüzde 30 oranında sorumluluğu bulunduğunun hukuk ve hakkaniyet ilkeleri uyarınca kabulü gerekmektedir."

TAZMİNAT BEDELLERİ DÜŞÜRÜLDÜ
Mahkeme bu kararının ardından, ailelerin maddi ve manevi tazminat istemlerinde de indirime gitti. Ailelerin maddi tazminat taleplerinin ardından yapılan bilirkişi incelemesi doğrultusunda, belirlenen miktarın DSİ'nin kusuru olan yüzde 30 oranında ödenmesi kararlaştırıldı.

Bu doğrultuda yaşamını yitiren Ümran Sütpak'a 4 bin 349, Esra Sütpak'a 8 bin 309, Ebru Sütpak'a 14 bin 432, Öznur Sütpak'a 8 bin 221, Hülya Sütpak'a 8 bin 160, Gönül Sütpak'a 9 bin 717 ve Kamile Sütpak'a 8 bin 658 lira maddi tazminat ödenmesi gerektiğine kanaat getirildi.

Mahkeme heyeti ayrıca 80 ile 110 bin lira arasında istenen manevi tazminat miktarlarını da 45 ile 55 bin lira arasında ödenmesi gerektiğine karar verdi.

2 YAŞINDAKİ KARDEŞE TAZMİNAT YOK
Öte yandan mahkeme heyeti, ölen Kamile ve Esra Sütpak'ın aile fertlerinin manevi tazminat istemlerinde de ilginç bir karar aldı.

Dava kapsamında, ölen 2 kız kardeşin anne ve babası için 15'er, 8 kardeşi için 10'ar bin lira olmak üzere toplam 110 bin lira manevi tazminat istendi. Mahkeme heyeti ise ilk olarak anne baba için istenen miktarı 10 bin liraya, kardeşler için istenen bedeli ise 5 bin liraya düşürdü.

Mahkeme son olarak Kamile ve Esra'nın en küçük kardeşi olan Rojin'e manevi tazminat ödenmemesi gerektiğine kanaat getirdi. Manevi tazminatın tatmin amaçlı olduğunu anlatan mahkeme heyeti, "Rojin Sütpak'ın 2005 doğumlu olduğu ve olay tarihinde 2 yaşında olduğu, bu nedenle olayın vahametini idrak edebilecek yaşta olmadığı anlaşıldığından manevi tazminata hükmedilmesine yer olmadığı sonucuna varılmıştır" görüşüne yer verdi.

ARTIK KÖPRÜDE TABELA VAR
Davanın sonucundan tatmin olmayan davalı DSİ ile davacı 7 kızın ailelerinin avukatı Devrim Polat, kararı Danıştay'a göndererek temyiz etti.

Ölen çocuklardan Ümran, Gönül ve Hülya'nın 54 yaşındaki babası Şükrü Sütpak duygularını şöyle dile getirdi: "Ben 3 çocuğum ile 4 yeğenimi bir anda kaybettim. Olay yaşandıktan sonra köprüye ulaşan yolu kapatıp, göl kıyısına uyarı tabelası koydular. Bu önlemlerin alınması için bizim 7 çocuğumuzun kurban olması beklendi. Biz bu davayı açarken kesinlikle parayı düşünmedik. İsteğimiz burada başka faciaların yaşanmasının önlenmesi için resmi kurumların duyarlılığını sağlayıp dikkatini çekmekti. Ancak, bizim ve ölen çocuklarımızın yüzde 70 kusurlu olduğu yönündeki mahkeme kararı öğrenince başımızdan kaynar sular döküldü. Biz bu haksızlığın önlenmesini istiyoruz."

Olayın meydana geldiği ve daha önce araçların inebildiği baraj gölüne giden yolun bir kilometre kala hafriyat dökülerek ulaşıma kapatıldığı, kıyıda da yükselen suların altında kalan köprüden geçmenin yasak olduğu yönünde uyarı tabelası konulduğu görüldü.


ntvmsnbc ve Ajanslar