Özü: Dosya kapsamında bu ödemeden takipten önce alacaklı veya vekilinin haberdar edildiği ispatlanamadığından alacaklı tarafından takip başlatılmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu durumda borçlunun takip masrafları, icra vekalet ücretinden ve faizden sorumlu olduğu.

T.C.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi        
Esas No      : 2017/1771   
Karar No     : 2017/3135
Karar Tarihi : 08.03.2017

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: Takibin Taliki veya İptali


Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R
.....Aile Mahkemesi'nin 2012/885 Esas-2013/934 Karar sayılı ilamına dayanılarak başlatılan ilamlı icra takibi nedeniyle borçlu takip konusu borcun icra emri tebliğinden önce dosya numarası da belirtilerek PTT kanalıyla alacaklının hesabına ödendiğinden icra takibinin iptalini istemiş alacaklı vekili yapılan ödemenin taraflarına bildirilmediğini, ödemeden açılan bu şikayet ile haberdar olduklarını belirterek dosya kapak hesabı yapılarak bakiye bedel üzerinden takibe devam edilmesini talep etmiş, Mahkemece borçlu tarafından yatırılan 5000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminat, 2.640,00 TL vekalet ücreti yönünden icranın geri bırakılmasına, 59.60 TL alacak yönünden ise takibin devamına karar verilmiş, hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Başvuru bu hali ile İİK'nun 33/1. maddesine dayalı, icra emri tebliğinden önceki döneme ilişkin itfa itirazıdır.

6098 sayılı T.B.K'nun 100. (Eski 818 sayılı BK. 84. Md.) maddesinde, ''Borçlu faiz veya masrafları tediyede gecikmiş değil ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçta düşme hakkına sahiptir. '' hükmü yer almaktadır.

Somut olayda, dayanak ilamdaki alacak, yargılama gideri, ilam vekalet ücreti ve faizlerinin tahsili amacıyla toplam 17.703.97 TL üzerinden icra takibinin 29.01.2014 tarihinde başlatıldığı, icra emrinin borçlu vekiline 12.02.2014 tarihinde yapıldığı, 27.01.2014 tarihinde 17.640,00 TL ödemenin alacaklının adı, ilamın esas ve karar numarası belirtilerek, açıklamaları da yapılarak alacaklıya havale edildiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında bu ödemeden takipten önce alacaklı veya vekilinin haberdar edildiği ispatlanamadığından alacaklı tarafından takip başlatılmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu durumda borçlunun takip masrafları, icra vekalet ücretinden ve faizden sorumlu olduğunun kabulü gerekir.

Mahkemece, TBK'nun 100. maddesi (BK'nun 84. maddesi) ve İİK'nun 33. maddesi gözetilerek Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde, bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle işlemiş faiz, icra vekalet ücreti ve takip masrafları da dikkate alınarak borç miktarının belirlenmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın temyiz edene iadesine, 08.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.