YARGITAY 8. Hukuk Dairesi 
ESAS: 2014/12952 
KARAR: 2015/21130

F... ile Y... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi davasının reddine dair Sarayköy Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nden verilen 07.10.2013 gün ve 18/334 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Davacı vekili, evlilik birliği içerisinde edinilen davalı adına kayıtlı taşınmaza ilişkin alacağın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesi savunmuştur. 

Mahkemece, taraflar arasında henüz boşanma gerçekleşmemiş olduğundan dava şartı yokluğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi üzerine, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225.maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir. Bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. 

Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi gereğince (6100 s.lı HMK'nun 30. m) bekletici mesele yapılmalıdır, 

Tasfiye davasında, mal rejiminin sona ermemiş ve sona erdirecek davanın da henüz açılmamış olduğunun anlaşılması durumunda ise davanın görülebilirlik ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekir.

Somut olayda; Mahkemece, her iki tarafın kabulündeki Avusturya mahkemesinde yargılaması yapılan boşanma davasının mevcut olup olmadığının tespiti için taraflara bu boşanma davasına ilişkin evrakları ve tercümelerini sunmaları için süre verilmesi, davanın varlığı halinde ise yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca bekletici mesele yapılması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.

SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 25,20 TL peşin harcı istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 25.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.