İstanbul’da kuaför olarak çalışan M.A, manikürcü S.A ile 1994 yılında evlendi. Bu evlilik S.A’nın ikinci evliliğiydi. Çiftin bir çocukları oldu. M.A’nın iddialarına göre eşi kendisine ve ailesine hakaretlerde bulundu. Bir kavga esnasında S.A eşine “sen erkek misin, erkek olsaydın aileni bana saydırırdın” dedi. Kavgaların artması nedeniyle çift bir yıl ayrı yaşadıktan sonra Kartal 2. Aile Mahkemesi’ne 2005 yılında boşanma davası açtı.

Kartal 2. Aile Mahkemesi ‘tarafların evliliklerinin ortak hayatı sürdürmeleri, kendilerinden beklenmeyecek derece temelinde sarsıldığı gerekçesiyle’ çiftin boşanmasına karar verdi.

Dava reddedilmeli
Karara yapılan itiraz üzerine dosya Yargıtay’a geldi. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, ‘boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri, eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması’ gerektiğini vurguladı. Ancak mevcut olayda böyle bir durum yaşanmadığını ifade eden daire, yerel mahkemenin verdiği boşanma kararını bozarak davanın reddi gerektiğini vurguladı. Ancak Kartal 2. Aile Mahkemesi ilk kararında ısrar etti. Direnme kararından sonra dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun gündemine geldi. Kurul geçen çarşamba günü verdiği kararda yerel mahkemenin kararını bozarak “Sen erkek misin, erkek olsaydın aileni bana saydırırdın” şeklindeki bir beyanın evliliğini bitirilmesine gerekçe yapılmayacağına hükmetti. (Radikal)