TURAN KOYUNCU
 
Siirt kent merkezindeki Gazi İlköğretim Okulu'nda okuyan 2'si kardeş 4 kız öğrencinin çok sayıda kişinin tecavüzüne uğradığı 2010 yılı Nisan ayında ortaya çıktı. 14 yaşındaki H.T. ve 16 yaşındaki ablası S.T.'nin başlarından geçen olayları rehber öğretmenine anlatmasıyla ortaya çıkan skandalda G.E. ve Ş.Y.'ye de cinsel istismarda bulunulduğu belirlendi. Aralarında o dönemde okul müdür yardımcısı olan Fahrettin Kuzu ile bakkal, manav, tuhafiyeci ve iki de kamu görevlisinin de bulunduğu 39 sanık hakkında, 'çocuğun nitelikli cinsel istismarı' ve 'hürriyeti tahdit' suçundan Siirt Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılırken, sanıklardan 10'u tutuklandı. Tutuklu sanıkların yargılandığı Siirt Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün yapılan karar duruşmasına tutuklu sanıklar ile avukatlar katıldı. Mağdurların yaşının küçük olması nedeniyle duruşma gizli yapıldı. 

Duruşmada, son savunmaları istenen sanıklar, yöneltilen suçlamaları kabul etmeyerek, daha önceki duruşmalarda verdikleri ifadeleri tekrarladı. Mahkeme, '4 kız çocuğuna defalarca cinsel istismarda bulunmak', 'Kişiyi hürriyetten yoksun kılmak' suçlamasıyla tutuklu sanıklar Z.F'ye 31 yıl 8 ay, İ.T'ye 26 yıl 5 ay, H.B'ye 20 yıl 10 ay, B.E'ye 15 yıl 7 ay, H.B.A'ya 12 yıl 11 ay, A.E'ye 12 yıl 6 ay, B.Z'ye 10 yıl 5 ay, M.A'ya 9 yıl 4.5 ay, T.T'ye 7 yıl 6 ay ve S.Ç'ye 5 yıl 2.5 ay hapis cezası verdi. Mahkeme, hapis cezalarının yanısıra sanıkların tümüne kamu haklarından da men cezası verdi. Kararın açıklanmasından sonra bazı sanık yakınları duruşmayı izlemek için gelen kadın örgütü temsilcilerine adliye binası içinde sözlü saldırıda bulundu. Güvenlik güçleri araya girerek olay çıkmasını engelledi. 

ÜÇ DAVADAN BİRİNCİSİ TAMAMLANDI 
Siirt Ağır Ceza mahkemesi, böylelikle Türkiye kamuoyunda büyük tepki çeken ve aralarında o dönem okul müdür yardımcısı Fahrettin Kuzu'nun da bulunduğu ve üçe ayırdığı cinsel istismar davasının ilkini bitirdi. Tutuklu 10 sanığa ceza yağdıran mahkemenin önünde Fahrettin Kuzu ve yaşı küçük olan çocuklardan oluşan iki ayrı dosya daha bulunuyor. 

Siirt'te 2010 yılı Nisan ayında Gazi İlköğretim okulunda eğitim gören 2'si kız kardeş 4 kız öğrencinin durumu öğretmenlerine anlatması ile ortaya çıkan cinsel istismar olayı üzerine 39 kişi hakkında Siirt Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılmış. 10-15 yıl hapis istemiyle yargılanan sanıkların dava dosyası tutuklu-tutuksuz ve firari sanık olarak 3'e ayrılmıştı. Olayın ardından emekliye ayrılarak kayıplara karışan ve daha sonra yakalanan okul müdür yardımcısı Fahrettin Kuzu'nun da yargılanmasına ayrı olarak devam ediliyor. 

KADIN DERNEKLERİ: ADALET YERİNİ BULDU
 Siirt'te bugün görülen cinsel istismar davasını izleyen çeşitli kadın sivil toplum örgütü üyesi kadınlar, sanıkları ceza yağmasının ardından İHD şubesi önünde biraraya gelerek basın açıklaması yaptı.Berfin Kadın Danışma Merkezi üyesi Sosyolog Katibe Demir, okuduğu açıklamada, adalete uygun olarak bir kararın çıktığını düşündüklerini ve yargılanan kişilerin 7 ile 31 yıl arasında hapis cezası aldıklarını söyleoi. Demir, "Gazi İlköğretim Okulu'nda yaşanan utanç davası olan tecavüz ve cinsel istismar davasının sanıkları adalete uygun olarak yargılanmıştır. 'Adalet mülkün temelidir' diyen bir hakimin buna uygun olarak vicdanlı bir karar verdiğini düşünüyoruz. Ve kararı doğru buluyoruz. Her ne kadar geç de olsa adaletin yerini bulduğuna inanıyoruz"dedi. 

Bu kararın kendileri için adalet, eşitlik, özgürlük ve demokrasi söyleminin ağır bir şekilde vurgulandığı bir hukuk ve sosyal devletin de gerçek tavrını ortaya çıkardığını söyleyen Demir, şöyle konuştu: 

"Cins sömürüsünün, eril düşüncenin hakim olduğu bir toplum yapısının toplumu sürüklediği uçurumun herkesin farkına varması gerektiğini ve çocuklarımıza sahip çıkılması ve geleceğimizin aydınlık olması için sağlıklı nesillerin yetiştirilmesi gerektiği düşüncesindeyiz. Bunun için bütün toplumun sağlıklı, güvenli, huzurlu ve insanlarımızın rahat bir şekilde dolaşabileceği sokakların oluşması için herkesin ortak bir şekilde, ortak bir tepki geliştirmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bunun için de başta anayasamızda mevcut olan insan hak ihlallerinin çiğnenmemesi ve adil yargılanma biçiminin de sağlanması gerekir. Kapitalizmin, erkek egemen düşüncenin insan üzerindeki tahribatlarının farkına varılması, kadınları cinsel bir meta gören anlayışın yıkılması ve cins kırımın artık sona erdirilmesi gerekmektedir. Hepimiz şunu çok iyi bilmesi gerekir ki adil olmayan, eşitlikçi olmayan, demokratik olmayan ve özgür olmayan insanların olduğu bir toplum köleci bir sisteme sahip, başkalarının boyunduruğu altında kalmaya mahkûm ve kendi kararlarını veremeyen bir toplum yapısına sahip bir toplum olur. Ve biz köleci bir toplumu reddediyoruz. Kendi kararlarını verebilen, özgür olan ve insanların kendi özgürlüklerini özgürce yaşayabileceği ahlaki ve politik bir toplum yaratmak için buradayız. Ve bunun için herkese çağrımız çocuklarımıza ve geleceğimize sahip çıkmasıdır." (DHA)