Taraflar arasında birleştirilerek görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacının temyizi üzerine Yargıtay 3.Hukuk Dairesince "yapılan keşifler sonucunda alınan bilirkişi raporlarında davaya konu dükkanların ecrimisil istenen dönemde en az aylık 2000 ve 1750 TL'ye kiraya verilebileceği, davalı tarafın sunduğu mahkemenin esas aldığı kira sözleşmelerin emsal ve rayici yansıtmadığının belirtildiği, emsal ve rayici yansıtmayan kira sözleşmeleri geçerli de olsa miktar olarak ecrimisil davalarında nazara alınmayacakları, yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taraflardan öncelikle emsallerinin istenmesi, mahkemece de emsaller getirtilip, keşif esnasında da bilirkişiler tarafından re'sen emsaller bulunup dava konusu taşınmazlar ile karşılaştırılması, bu şekilde emsal ve rayiç kiralar belirlendikten sonra ecrimisil istenen ilk dönem kira geliri belirlenerek bunun üzerine ÜFE'nin tamamı yansıtılmak suretiyle sonraki dönemler için getirebileceği kira gelirinin belirlenmesi ve bu miktarlardan az olmamak koşulu ile bulunacak miktarların toplam ecrimisil olarak hüküm altına alınması" gereğine değinilerek bozulmuş, mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bilindiği üzere; mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşur ve kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü meydana gelir.

Ancak mahkemece bozma ilamına uyulmakla birlikte hükmüne uyulan bozma ilamında yapılması gereken iş ve işlemlerin gerekleri yerine getirilmeden taraflara emsal sunmaları için süre verilmeden, resen emsal araştırması yapılmadan, taşınmazların ekonomik özelliklerine göre ecrimisil hesabı yapan bilirkişi raporu esas alınarak eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiştir. Bu durumda, hükmüne uyulan Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin bozma kararında değinilen ilkeler çerçevesinde hükme esas olacak ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde araştırma, inceleme ve uygulama yapılması, özellikle mahallinde yeniden konusunda uzman bilirkişiler aracılığıyla keşif yapılması, dava konusu taşınmazların bulunduğu mevkiideki diğer binaların dava tarihinden geriye doğru ecrimisil istenen süre içerisinde kiraya verilip verilmedikleri, veriliyor iseler nasıl ve ne şekilde kiralandıklarının taraflardan delilleri sorulmak suretiyle belirlenmesi ve varsa emsal kira sözleşmeleri ibraz ettirilerek yukarıda açıklanan ilkeler de gözetilmek suretiyle kira esasına göre, emsallerde incelenerek hüküm vermeye elverişli, ayrıntılı, denetlenebilir rapor alınması sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; hükme yeterli olmayan rapora itibar edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.

Davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

www.hukukmedeniyeti.org