Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, kendisine gelen faturada yer alan kayıp kaçak bedeline itiraz eden bir şirketin açtığı davada, “Elektrik enerjisinin nakil esnasında meydana gelen kayıp ile başka kişiler tarafından hırsızlanmak suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin (kaçak) kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek, hukuk devleti ve adalet düşünceleriyle bağdaşmamaktadır” değerlendirmesi yaptı.  Sivas’ta iş yapan bir özel firma, ÇEDAŞ’ın kendisine gönderdiği elektrik faturalarına yansıtılan haksız ve hukuka aykırı olarak yer alan “kayıp- kaçak bedeli” ve “sayaç okuma” bedelinin iptali için Sivas 1. Asliye Hukuk Mahkemesine dava açtı. Yerel mahkeme, faturalara yansıtılan bedelin yasal düzenlenmelere aykırı bir yönü bulunmadığına işaret ederek, açılan davayı reddetti.

DÜRÜST TÜKETİCİ

Firma avukatı Onur Tatar, yerel mahkeme kararına itiraz etti. Avukat Tatar, itiraz dilekçesinde, müvekkili olan firmanın dürüst bir tüketici olduğuna dikkat çekerek, “Elektrik faturaları incelendiğinde, fatura içeriklerinde kayıp kaçak bedeli ve sayaç okuma bedeli adı altında iki kalem haksız tahsilat yapıldığı görülmektedir. Dağıtıcı firmanın, bölgede yaşayan kaçak oranlarını ve elektrik hatlarında elektriğin iletiminde doğan kayıpları dürüst bir tüketici olan, ülkesine vergisini veren, istihdam yaratan müvekkil şirkete yansıtması kabul edilemez. Her fatura tutarına göre değişen, dürüst tüketiciyi adeta dürüst olmayan tüketicinin finans kaynağı gibi gören bu kalemlerin iptali istemek gerekmiştir” dedi.

ÇARPICI KARAR

Davanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, kayıp kaçak bedeli elektrik sisteminde ortaya çıkan teknik ve teknik olmayan kaybın maliyetinin kayıp-kaçak bedeli oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla belirlenen bir bedel olduğuna işaret etti. Daire, yerel mahkemenin kararını bozarak, şu değerlendirmelerde bulundu: “Davacı kurum tarafından elektrik enerjisinin üretiminden, tüketicilere ulaştırılıncaya kadar oluşan elektrik eksikliği kayıp bedeli olarak, enerji nakil hatlarından çeşitli sebeplerle sayaçtan geçirilmeksizin, herhangi bir bedel ödemeden kullanılan elektrik bedeli de kaçak bedeli olarak diğer kullanıcı aboneler yansıtılmaktadır.  Elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp ile başka kişiler tarafından hırsızlanmak suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin (kaçak) kurallara    uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmamaktadır. Hem bu hal, parasını her    halükarda tahsil eden davalı kurumun çağın teknik gelişmesine ayak uydurmasına engel olur, yani davalı kendi teknik alt ve üst yapısını yenileme ihtiyacını duymayacağı gibi, elektrik hırsızlanmak suretiyle kullanan kişilere karşı önlem alma ve takip etmek için gerekli girişimlerde de bulunmasını engeller. Oysa ki elektrik kaybının önleme ve hırsızlıkları engelleme veya hırsızı takip edip, bedeli ondan tahsil etme görevi de bizzat enerjinin sahibi bulunan davalıya aittir. Hal böyle olunca davalının kayıp –kaçak okuma bedeli tahakkuku uygulanmasının  yerinde olmadığı, nazara alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekir.”

Vatandaş parasını nasıl alabilir?
DAVAYI kazanan şirketin avukatı Onur Tatar, Yargıtay’ın verdiği karara yerel mahkemenin uyacağını düşündüklerini belirterek, şunları söyledi: “Bu karar elektrik faturalarında tahsil edilen kayıp kaçak bedellerinin hem şahıslar hem şirketler yönünden hukuka aykırı olduğunu bir kez daha tescil etmiştir. Hem şahıslar hem şirketler Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin kararını emsal göstererek, dava açabilirler. Kendileri de tahsil kayıp kaçak bedelinin iadesini isteyebilir. Haksız olarak tahsil edilen bu bedelleri tahsil edilebilir. Mahkemenin Yargıtay’ın kararına uyacağını düşünüyoruz.”

2.7 milyar lirayı dürüstler ödüyor
KAYIP-kaçak oranları şu anda Türkiye’de yüzde 14-15’ler civarında. Ancak bölgelere göre oranlar değişiyor. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yüzde 70’lere kadar çıkıyor. Kayıp-kaçağın Türkiye faturasının yıllık 2.7 milyar lira civarında olduğu tahmin ediliyor.