T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2016/1620
K. 2016/9490
T. 9.5.2016

* ERKEĞİN EŞİNE FİZİKSEL ŞİDDET UYGULAMASININ AĞIR KUSUR OLUŞTURMAMASI
(Kadın Yararına Maddi ve Manevi Tazminata Hükmedilmesinin Doğru Bulunmadığı - Boşanmaya Sebep Olan Olaylarda Kadının Eşine Sürekli Yalan Söylemek Suretiyle Güvenini Sarsması Borçlanması ve Eşine Hakaret Etmesinin Eşit Kusur Oluşturduğu)

* EŞİT KUSUR (Kadının Eşine Sürekli Yalan Söylemek Suretiyle Güvenini Sarsması Borçlanması ve Eşine Hakaret Etmesi İle Erkeğin Eşine Fiziksel Şiddet Uygulaması Boşanmaya Sebep Olan Olaylarda Eşit Kusur Oluşturur - Erkeğin Ağır Kusurlu Kabulü ve Kadın Yararına Maddi ve Manevi Tazminata Hükmedilmesi Doğru Değildir)

* BOŞANMA (Kadının Eşine Sürekli Yalan Söylemek Suretiyle Güvenini Sarsması Borçlanması ve Eşine Hakaret Etmesi İle Erkeğin Eşine Fiziksel Şiddet Uygulaması Boşanmaya Sebep Olan Olaylarda Eşit Kusur Oluşturur - Erkeğin Ağır Kusurlu Kabulü ve Kadın Yararına Maddi ve Manevi Tazminata Hükmedilmesi Doğru Bulunmamıştır)

4721/m. 174

ÖZET : Boşanma davasında, davacı kadının eşine sürekli yalan söylemek suretiyle onun güvenini sarstığı, borçlandığı, eşine hakaret ettiği, davalı erkeğin ise eşine fiziksel şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır. O halde, gerçekleşen bu duruma göre, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden, erkeğin ağır kusurlu kabulü ve bu yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi doğru bulunmamıştır.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından, tamamına yönelik olarak; davacı kadın tarafından ise kusur belirlemesi, tazminatlar ve kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-) Mahkemece, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkek ağır kusurlu bulunmuş ve buna bağlı olarak davacı kadının Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddesi kapsamındaki maddi ve manevi tazminat talepleri kabul edilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacı kadının eşine sürekli yalan söylemek suretiyle onun güvenini sarstığı, borçlandığı, eşine hakaret ettiği, davalı erkeğin ise eşine fiziksel şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır. O halde, gerçekleşen bu duruma göre, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden, erkeğin ağır kusurlu kabulü ve bu yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak kadın yararına Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddesi gereğince, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi doğru bulunmamıştır.

3-)Taraflardan her biri diğer tarafın 18.1.2012 doğumlu müşterek çocuğa kötü davrandığını iddia etmektedir. Velayet, kamu düzenine ilişkindir. Velayetin düzenlenmesinde asıl olan çocuğun menfaatidir. Mahkemece yapılacak iş, 4787 Sayılı Kanun'un 5. maddesinde belirtilen uzman bilirkişilerden görüş alınarak delilleri birlikte değerlendirmek ve hasıl olacak sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir. Bu yön gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda (2.) ve (3.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, kadının kişisel ilişkiye dair temyiz itirazlarının bozma kapsamına göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istenmesi halinde yatıranlara iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.



kazanci.com.tr