T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2017/15-247
K. 2018/229
T. 14.2.2018

• ANONİM ŞİRKET OLAN DAVALI ADINA LİMİTED ŞİRKET OLARAK FATURA DÜZENLENMESİ ( KDV Alacağı İstemi - Davalı Şirketin Nev'i Değişikliği Sonrasında Eski Şirketin Devamı Niteliğinde Olduğu/Davalının Faturada Limited Şirket Olarak Gösterilmesinin Maddi Hatadan Kaynaklandığı Kabul Edilerek Uyuşmazlığın Esasının Çözümleneceği )

• ŞİRKETİN TÜR DEĞİŞİKLİĞİ ( Tür Değiştirme Bir Ana Sözleşme Değişikliği Niteliğinde Olduğundan Şirketin Tüzel Kişiliği ve Hukuki İlişkileri Değişmeyeceği Eski Şirkete Ait Tüm Hak ve Borçlar Yeni Şirketin Doğması İle Yeni Şirkete Geçeceğinin Gözetileceği/KDV Alacağı İstemi )

• KDV ALACAĞI İSTEMİ ( Anonim Şirket Olan Davalı Adına Limited Şirket Olarak Düzenlenen Faturadan Kaynaklı - Davalının Faturada Limited Şirket Olarak Gösterilmesinin Maddi Hatadan Kaynaklandığı Kabul Edilerek Uyuşmazlığın Esasının Çözümleneceği/Davalı Şirketin Nev'i Değişikliği Sonrasında Eski Şirketin Devamı Niteliğinde Olduğu )

• ESER SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLI KDV ALACAĞINA DAİR BAŞLATILAN İCRA TAKİBİNE İTİRAZIN İPTALİ ( Anonim Şirket Olan Davalı Adına Limited Şirket Olarak Düzenlenen Fatura - Davalı Şirketin Nev'i Değişikliği Sonrasında Eski Şirketin Devamı Niteliğinde Olduğu/Davalının Faturada Limited Şirket Olarak Gösterilmesinin Maddi Hatadan Kaynaklandığı Kabul Edilerek Uyuşmazlığın Esasının Çözümleneceği )
6762/m.152

ÖZET : Uyuşmazlık, sözleşme ve ek protokolün imzalandığı tarihte anonim şirket olan davalı adına limited şirket olarak düzenlenen ve icra takibine konu edilen fatura sebebiyle oluştuğu iddia edilen KDV alacağının davalı şirketten talep edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Tür değiştirme bir ana sözleşme değişikliği niteliğinde olduğundan, şirketin tüzel kişiliği ve hukuki ilişkileri değişmez, eski şirkete ait tüm hak ve borçlar, yeni şirketin doğması ile yeni şirkete geçer. Burada bir külli halefiyet durumu söz konusu değildir, çünkü tür değiştirmede aynı şirket tür değiştirmeden önce yüklendiği borçlardan yeni hukuki türü içinde de ve aynı tüzel kişi sıfatıyla sorumlu kalmaktadır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 Sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu'nun 152. maddesinde ticaret şirketinin nev'inin diğer bir ticaret şirketi nev'ine çevrilmesi kanunda aksine hüküm olmadıkça, yeni nev'e ait kuruluş merasimine tabi olup, böylece yeni nev'e çevrilen şirketin eskisinin devamı olduğu düzenlenmesi dikkate alındığında, davalı şirketin nev'i değişikliği sonrasında eski şirketin devamı niteliğinde olduğu, davalının icra takibine konu faturada limited şirket olarak gösterilmesinin maddi hatadan kaynaklandığı kabul edilerek mahkemece uyuşmazlığın esasının çözümlenmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 26.01.2012 gün ve 2010/245 E., 2012/31 K. sayılı kararı, davacı M... Proje Danışmanlık Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 29.01.2013 gün ve 2012/3447 E., 2013/440 K. sayılı kararı ile,

“…Dava, 21.07.2009 tarihli faturada belirtilen 20.250,00 TL KDV'nin tahsili için başlatılan icra takibinin davalı şirket vekilinin itirazı üzerine durması sebebiyle itirazın iptâli, icra takibinin devamı, icra inkâr tazminatının tazmini istemleriyle açılmış, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Ankara 6. İcra Müdürlüğü'nün 2009/16520 Sayılı takip dosyasına dayanak yapılan 21.07.2009 tarihli faturada borçlu olarak... İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. yazılmıştır. Dosyada bulunan Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nin 6 Ocak 2009 tarihli nüshasında... İnş. San. ve Tic. Ltd. Şirketinde nevi değişikliği yapılarak A.Ş.'ye dönüştürüldüğü, unvanının... İnş. San. ve Tic. A.Ş. olduğu belirlenmiştir. Dosyada bulunan 04.02.2009 tarihli sözleşmeyle, 11.06.2009 tarihli ek protokolde davalı şirketin unvanı... İnş. San. Tic. A.Ş. olarak yazılıdır. Davalı şirketin nevi değişikliği yaptığı uyuşmazlık konusu değildir. Davacı tarafa yaptırıldığı iddia edilen işlere dair sözleşmelerde davalı iş sahibi A.Ş. olarak gösterilmiştir. İcra takibine dayanak yapılan 21.07.2009 tarihli faturada davalının limited şirket olarak gösterilmesi maddi hataya dayalıdır. Davalı faturada belirtilen asıl borcu da ödemiştir.

Mahkemece bu durumlar dikkate alınarak davanın esası incelenip bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davalı şirket unvanının faturaya hatalı yazıldığı belirtilerek davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir…”,

Gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki bilgi ve belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan KDV alacağına dair başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.

Davacı vekili müvekkili yüklenici şirketin davalı iş sahibi şirket ile imzaladığı 04.02.2009 tarihli sözleşme ve 11.06.2009 tarihli ek protokol kapsamında davalı iş sahibinin Libya'da üstlendiği poliklinik onarım ve inşa işinde yabancı müşavir firmanın yaptığı projelerin uygulama projesi ile proje koordinasyonunun yapılarak koordinasyon projelerini hazırladığını, yapılan işe dair olarak 21.07.2009 tarihli 132.750,00 TL bedelli faturanın KDV'si olan 20.250,00 TL ödenmediğinden davalı iş sahibi hakkında icra takibi başlatıldığını, ancak davalı şirket tarafından takibe haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile asıl alacağın %40'ından aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini istemiştir.

Davalı ...Ş. vekili davacı yüklenicinin 04.02.2009 tarihli sözleşme ve 11.06.2009 tarihli ek protokol kapsamında müşavir firmanın proje taleplerine uygun olarak edimlerini yerine getirmediğini, buna rağmen iyi niyetli olarak iş bedelinin bir kısmının ödendiğini ancak yüklenici tarafından onaylı bir tek proje bile sunulmaması sebebiyle projelerin kendileri tarafından hazırlandığını, davacının gönderdiği ihtarnamede... İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti'ni muhatap olarak gösterdiğini ve takibe konu faturanın... İnş. San. Tic. Ltd. Şti. adına kesildiğini, sözleşmenin imzalandığı tarihte şirketin unvanının... İnş. San. Tic. A.Ş. olduğunu, yurt dışında gerçekleştirilen proje sebebiyle KDV ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını belirterek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece taraflar arasında imzalanan 04.02.2009 tarihli sözleşme ve 11.06.2009 tarihli ek protokolde davalı iş sahibinin türünün anonim şirket olduğu, 06.01.2009 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi'ne göre... İnş. San. Tic. Ltd. Şti'nin nev'i değişikliği sonrası... İnş. San. Tic. A.Ş.'ye dönüştüğü, icra takibine dayanak 21.07.2009 tarihli faturada ise davalı şirketin unvanının hatalı yazıldığı, davacı yüklenicinin bu faturaya dayalı olarak davalı şirketten alacağını talep edemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarda başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.

Mahkemece önceki gerekçeler tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, sözleşme ve ek protokolün imzalandığı tarihte anonim şirket olan davalı adına limited şirket olarak düzenlenen ve icra takibine konu edilen 21.07.2009 tarihli fatura sebebiyle oluştuğu iddia edilen KDV alacağının davalı şirketten talep edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

Taraflar arasında 04.02.2009 tarihinde davalının Libya'da üstlendiği poliklinik onarım ve inşa işinde yabancı müşavir firmanın yaptığı projelerin uygulama projesi ve “ shop drawing” ler ile proje koordinasyonunun yapılarak koordinasyon projelerinin hazırlanmasına dair sözleşme ve 11.06.2009 tarihli ek protokol imzalanmıştır. Sözleşme ve ek protokolde davalı şirketin unvanı... İnş. San. Tic. A.Ş. olarak yer almakta olup, dosyada bulunan Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nin 06.01.2009 tarihli nüshasında... İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti'nde nev'i değişikliği yapılarak A.Ş.'ye dönüştürüldüğü, unvanının da... İnş. San. ve Tic. A.Ş. olduğu uyuşmazlık konusu değildir.

Davalı şirket tarafından icra takibine dayanak yapılan 21.07.2009 tarihli faturada belirtilen asıl borcun ödendiği dosya içerisinde yer alan ödeme dekontlarından anlaşılmaktadır.

Bir ticaret ortaklığı hukuki şeklini değiştirebilir. Yeni türe dönüştürülen ortaklık eskinin devamıdır. Yeni türe dönüştürülen ortaklığın, eski tür zamanındaki haklarında, alacak, borç ve yükümlülüklerinde hiçbir değişiklik olmadan yeni türde de devam eder. Burada hukuki kişilik tek olup, aynı tüzel kişi yani ticaret ortaklığı başka bir ticaret ortaklığına dönüşmektedir. Hukuki kişi tek olduğundan tür değiştirmede mal varlığı devri yoktur. Eski hukuki ortaklık ne feshedilir, ne münfesih olur ne de tasfiyeye tabi tutulur. İşlemler sonunda bir ticaret ortaklığı sadece başka bir türe dönüşür ( Reha Poroy, Ünal Tekinalp, Ersin Çamoğlu, Ortaklık Hukuku I, İstanbul 2014, s.167, 168 ). Tür değiştirme bir ana sözleşme değişikliği niteliğinde olduğundan, şirketin tüzel kişiliği ve hukuki ilişkileri değişmez, eski şirkete ait tüm hak ve borçlar, yeni şirketin doğması ile yeni şirkete geçer. Burada bir külli halefiyet durumu söz konusu değildir, çünkü tür değiştirmede aynı şirket tür değiştirmeden önce yüklendiği borçlardan yeni hukuki türü içinde de ve aynı tüzel kişi sıfatıyla sorumlu kalmaktadır ( Hasan Pulaşlı Şirketler Hukuk Şerhi Cilt I, Ankara 2011, s. 261, 261 ). Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 Sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu'nun 152. maddesinde ticaret şirketinin nev'inin diğer bir ticaret şirketi nev'ine çevrilmesi kanunda aksine hüküm olmadıkça, yeni nev'e ait kuruluş merasimine tabi olup, böylece yeni nev'e çevrilen şirketin eskisinin devamı olduğu düzenlenmesi dikkate alındığında, davalı şirketin nev'i değişikliği sonrasında eski şirketin devamı niteliğinde olduğu, davalının icra takibine konu 21.07.2009 tarihli faturada limited şirket olarak gösterilmesinin maddi hatadan kaynaklandığı kabul edilerek mahkemece uyuşmazlığın esasının çözümlenmesi gerekir.

Hâl böyle olunca tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Açıklanan sebeplerle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle davacı M... Proje Danışmanlık Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istenmesi halinde temyiz peşin harcının yatırana iadesine, tebliğ tarihinden itibaren on beş günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.02.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.

kazanci.com.tr