İstemin_Özeti : Ukrayna uyruklu olan ve Türk vatandaşıyla evlenen davacının, evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanmak istemiyle yaptığı başvurunun, 5901 sayılı Türk

Vatandaşlığı Kanunu'nun 16.maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen şartı taşımadığından bahisle reddine ilişkin 14/9/2011 tarih ve 80970 sayılı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle açılan davada; davacının üç yılı aşkın süredir bir Türk vatandaşı ile evli olması, bu evlilikten de bir çocuk sahibi olması ve evliliği süresince de her hangi bir fuhuş olayına karışmaması ile, hakkında yapılan inceleme ve mülakatların olumlu olması nedeniyle vatandaşlığa alınma şartlarını taşıdığı sonucuna varılan davacı hakkında tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yolunda verilen Ankara 9. İdare Mahkemesinin 15/6/2012 tarih ve E.2011/2348, K.2012/863 sayılı kararının; hukuka aykırı olduğu, vatandaşlığa alınma hususunda mevzuatın kişilere kesin bir hak tanımadığı, idarenin takdir hakkı bulunduğu ileri sürülerek 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesi uyarınca temyiz yoluyla incelenerek bozulmasına karar verilmesi istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulüyle dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü: 

İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden, temyiz isteminin reddi ile Ankara 9. İdare Mahkemesinin 15/6/2012 tarih ve E.2011/2348, K.2012/863 sayılı kararının ONANMASINA 13/10/2015 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.


KARŞI OY :

Türk vatandaşlığına kabul etme konusunun Devletin hükümranlık yetkisine ilişkin olduğu gözetildiğinde, idarenin takdir yetkisi çerçevesinde davacı hakkında tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle çoğunluk kararına katılmıyoruz.

kararara.com