T.C.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
E. 2017/3038
K. 2017/9042
T. 9.11.2017

* FAİZ ALACAĞI İSTEMİ ( Maluliyet Aylıklarının İşlemiş Faizleriyle Birlikte Tahsili İstemi - Davacının Davalı Kurum'a Yönelik Faiz İsteminin Saklı Tutulduğuna Yönelik İhtirazî Kayıt İleri Sürdüğünü Tanık Deliline Dayandırdığı/Birikmiş Maluliyet Aylıklarının Toplu Ödeme Tarihi Esnasında ve Öncesinde Davacı Tarafından Faiz Alacağının Saklı Tutulduğuna Yönelik İhtirazî Kaydın Yazılı Olarak İleri Sürülmemesini İsabetsiz Olduğu )

* İHTİRAZÎ KAYIT ( Maluliyet Aylıklarının İşlemiş Faizleriyle Birlikte Tahsili İstemi - Birikmiş Maluliyet Aylıklarının Toplu Ödeme Tarihi Esnasında ve Öncesinde Davacı Tarafından Faiz Alacağının Saklı Tutulduğuna Yönelik İhtirazî Kaydın Yazılı Olarak İleri Sürülmemesi/Eldeki Davanın da Toplu Ödeme Tarihinden Sonraki Bir Tarihte Açılmış Olması Sebebiyle Faiz İsteme Hakkı Düştüğünden Bu Yöndeki İstemin Reddi Gerekirken Aksi Yönde Karar Verilmesinin Bozmayı Gerektirdiği )

5510/m.28

ÖZET : Dava, maluliyet aylıklarının işlemiş faizleriyle birlikte tahsili istemine ilişkindir.

Davacının davalı Kurum'a yönelik faiz isteminin saklı tutulduğuna yönelik ihtirazî kayıt ileri sürdüğünü tanık deliline dayandırmasına göre, davalı Kurum'un yetkilisi huzurunda sözlü beyanın halin icabından anlaşılan durum olarak değerlendirilemeyeceği açıktır. Kesinleşen mahkeme ilamının faize dair olarak herhangi bir hüküm içermemesi, birikmiş maluliyet aylıklarının toplu ödeme tarihi esnasında ve öncesinde davacı tarafından faiz alacağının saklı tutulduğuna yönelik ihtirazî kaydın yazılı olarak ileri sürülmemesi, eldeki davanın da toplu ödeme tarihinden sonraki bir tarihte açılmış olması sebebiyle faiz isteme hakkı düştüğünden bu yöndeki isteminin reddi gerekir iken aksi yönde karar verilmesi isabetsizdir.

DAVA : Davacı, 17.12.2008-16.09.2014 tarihleri arasında maluliyet aylıklarının işlemiş faizleriyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.

Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.

Dava, davacının faiz alacağı istemine ilişkindir.

Mahkemece kurulan davanın kabulüne dair hüküm Dairemizin 07.03.2016 tarih, 2015/11461 Esas ve 2016/3693 Karar numara lu ilamı ile bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına “uyma” kararı verilerek yapılan yargılama neticesinde “davanın kabulü” ile yazıldığı şekilde sonuca gidilmiştir.

506 Sayılı Kanun'un 116. maddesiyle 5510 Sayılı Kanun'un 42. maddesi “Kurum, Sigortalı ve hak sahiplerine bağlanacak gelir, aylık veya toptan ödemeleri, gerekli belgelerin ve incelemelerin tamamlandığı tarihten en geç üç ay içinde hesap ve tespit ederek sonuçlarını yazı ile bildirir.” hükmünü içermektedir.

TBK'nun 131. maddesine göre asıl borç ifa yada diğer bir sebeple sona erdiği takdirde, rehin, kefalet, faiz ve ceza koşulu gibi buna bağlı hak ve borçlarda sona ermiş olur. İşlemiş faizin ve ceza koşulunun ifasının isteme hakkı sözleşme ile veya ifa anına kadar yapılacak bir bildirimle saklı tutulmuş ise ya da durum ve koşullarda saklı tutulduğu anlaşılmaktaysa bu faizler ve ceza koşulu istenebilir.

Somut olayda, davacının davalı Kurum'a yönelik faiz isteminin saklı tutulduğuna yönelik ihtirazî kayıt ileri sürdüğünü tanık deliline dayandırmasına göre, davalı Kurum'un yetkilisi huzurunda sözlü beyanın halin icabından anlaşılan durum olarak değerlendirilemeyeceği açıktır. Gerçekten kesinleşen mahkeme ilamının faize dair olarak herhangi bir hüküm içermemesi, birikmiş maluliyet aylıklarının toplu ödeme tarihi esnasında ve öncesinde davacı tarafından faiz alacağının saklı tutulduğuna yönelik ihtirazî kaydın yazılı olarak ileri sürülmemesi, eldeki davanın da toplu ödeme tarihinden sonraki bir tarihte açılmış olması sebebiyle faiz isteme hakkı düştüğünden bu yöndeki isteminin reddi gerekir iken aksi yönde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

Mahkemece yukarda açıklanan bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan yazılı olduğu şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ : Hükmün yukarda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, 09.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

kazancı.com.tr