Hakim Muhammet Güngör gerekçeli kararında, davanın askeri yasak bölgeler kapsamında açılmış olmasına rağmen toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı kapsamında da değerlendirme yapılması gerektiğini belirtti. Kanun, anayasa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarından alıntılar yapan Güngör, kararında şu ifadeleri kullalndı:

"İfade özgürlüğü, dolayısıyla toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma özgürlükleri, belirli bir ölçüde abartmayı, hatta tahrik etmeyi de kapsar. Toplumun genelini rahatsız edebilecek, endişelendirecek, hatta şoke edecek veya onların belirli düzeyde tepkisini çekecek bazı fikirleri savunma amacıyla da toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlenebilir. AİHM'nin kararlarında sık sık kullandığı 'çoğulculuk', 'hoşgörü', 'açık fikirlilik' kavramları içi boş kavramlar değildir. Çoğulculuğun sağlanabildiği, vatandaşların ve bu arada devletin farklı fikirlere karşı gerçek bir hoşgörü gösterecek zihniyete sahip oldukları nispette demokrasi o ülkede yerleşebilecektir."

'Roboski katliamı'

Kararda, bir yargı metninde ilk defa Uludere yerine Kürtçe ismi olan, "Roboski katliamı" ifadesine yer verildi.

Kararda katliamın "vahim nitelikte olduğu" ve "başta aileleri ve yöre insanlarını olmak üzere tüm Türkiye'yi derin şekilde yaraladığı" belirtildi.