T.C.
YARGITAY
4.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2012/9185
KARAR NO: 2012/11566
KARAR TARİHİ: 03.07.2012


MANEVİ TAZMİNAT.
HAKARET VE TEHDİD OLAYININ BİRLİKTE DEĞERLENDİRİLMESİ, SADECE HAKARETTEN HÜKÜM KURULMAYACAĞI.
CEZA MAHKEMESİ KARARINDA HAKARETİN TEK TARAFLI YAPILDIĞI HUSUSTA HÜKÜM KURULDUĞU, KARŞILIKLI HAKARET KONUSUNDA HÜKÜM BULUNMADIĞI.
HUKUK HAKİMİ BU OLAYI KARŞILIKLI HAKARET OLARAK YORUM YOLU İLE AFAKİ DEĞERLENDİRME İLE HÜKÜM KURAMAZ.
CEZA MAHKEMESİ KARARININ HUKUK HAKİMİ YÖNÜNDENDE BAĞLAYICI OLDUĞU.

ÖZET: Dava, hakaret ve tehdit suretiyle kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı, hem hakaret hem de tehdit eylemlerinden dolayı manevi tazminat istediğine göre, mahkemece sadece hakaret eylemi değerlendirilerek, tehdit eyleminden dolayı istenilen manevi tazminat konusunda değerlendirme yapılmaması doğru değildir.

DAVA ve KARAR: Davacı H. Ş. vekili tarafından, davalı B. E. aleyhine 22/03/2011 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 23/03/2012 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

1- Dava, hakaret ve tehdit suretiyle kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, istem kısmen kabul edilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı dava dilekçesinde, davalının başkalarının yanında kendisine hakaret edip ve tehditte bulunması nedeniyle uğradığı manevi zararının ödetilmesini istemiştir.

Davalı davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece dinlenen tanık beyanları dikkate alınarak taraflar arasında karşılıklı küfürleşme olduğu, davalının sinkaflı küfür etmesi karşısında davacının da davalıya hakaret etmemiş olmasının hayatın olağan akışına uymayacağı, ceza mahkemesi kararının hukuk hakimini bağlamayacağı gerekçesiyle, sadece hakaret eylemi yönünden değerlendirme yapılmak suretiyle manevi tazminata hükmedilmiştir.

Davacı, hem hakaret hem de tehdit eylemlerinden dolayı manevi tazminat istediğine göre, mahkemece sadece hakaret eylemi değerlendirilerek, tehdit eyleminden dolayı istenilen manevi tazminat konusunda değerlendirme yapılmaması doğru değildir. Kararın bu yönden bozulması gerekir.

2- Dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgelerden, dava konusu olay nedeniyle davalı hakkında yapılan ceza yargılaması neticesinde, davacıya yönelik hakaret ve tehdit suçlarını işlediği sabit görülerek her iki suçtan ayrı ayrı mahkumiyetine karar verildiği, hakaretin tek taraflı olduğunun kabul edildiği, davalı lehine haksız tahrik hükümlerinin uygulanmadığı, verilen adli para cezalarının kesin mahiyette olduğu anlaşılmaktadır.

Borçlar Kanunu'nun 53. maddesi gereğince ceza mahkemesince belirlenen maddi vakıa hukuk hakimi yönünden de bağlayıcıdır. Somut olayda davalı hakkında verilen ceza mahkumiyet hükmü hukuk hakimi yönünden de bağlayıcı olduğundan, ceza mahkemesi kararında hakaretin karşılıklı olduğu yönünde bir kabul olmamasına rağmen afaki gerekçelerle hakaretin karşılıklı olduğunun kabulü ve tazminat miktarının da buna göre tayini doğru değildir. Kararın bu yönden de bozulması gerekir.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda 1 ve 2 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 03.07.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.


kararara.com