İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin davanın tutuklu sanıklarından Yasin Hayal'i, "Hrant Dink'i tasarlayarak öldürmek" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Yasin Hayal, "Dink cinayetine azmettirmekten" suçlu bulundu. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Erhan Tuncel azmettirme suçlamasından beraat etti. Erhan Tuncel'e bombalama eylemi nedeniyle 10 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Hrant Dink cinayeti nedeniyle ceza verilmedi.

Mahkeme, sanıklardan hiçbirini "örgüt üyeliğinden" suçlu bulmadı. Yasin Hayal'in ağabeyi Osman Hayal de beraat etti.

DHA'nın haberine göre cezaları az bulan savcı, mahkemenin kararına itiraz edecek.

Duruşmadan detaylar....

Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin görülen davada, bugün karar çıkması bekleniyor. Ancak Dink ailesinin avukatları, cinayete ilişkin Trabzon emniyetinden hiçbir görevlinin yargı önüne çıkarılmadığı ve üst örgütün deşifre edilmediği gerekçesiyle, davanın sonlandırılmasına karşı çıkıyor.

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin 2'si tutuklu 19 sanığın yargılandığı davanın 25. duruşması başladı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Erhan Tuncel ve Yasin Hayal katıldı. Davanın tutuksuz sanıklarından Ersin Yolcu da duruşmada hazır bulundu.

Bir süre önce yapılan duruşmada Mahkeme Heyeti Başkanı Rüstem Eryılmaz'ın karar vereceği yönünde uyarısında bulunması nedeniyle bu duruşmaya müdahil avukatlar ile bütün sanık avukatlarının katıldığı görüldü. Dink ailesi ise duruşma salonuna girmedi.

Duruşmada, Kadriye Ceylan adlı bir kadının davaya müdahil olmak amacıyla mahkemeye dilekçe gönderdiği belirtilerek, Ceylan'ın dilekçesinde "Oğlu Tolga Baykal Ceylan'ın 10 Ağustos 2005 tarihinden beri kayıp olduğu, gazeteci Mehmet Baransu'ya gönderilen bir ihbar mektubunda Ceylan'ın sanıklardan Osman Hayal ve arkadaşları tarafından işkenceye uğrayarak öldürüldüğünü öne sürdüğü" iddia ederek, mağdur olması nedeniyle davaya müdahil olarak katılma talebinde bulunduğu aktarıldı.

Bu taleple ilgili görüşü sorulan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hikmet Usta, talebin CMK'nın yasal koşullarını taşımadığını ve yerinde olmadığını belirterek, talebin reddine karar verilmesini istedi.

Tutuksuz sanıklardan Osman Hayal'in avukatı Eda Salman da Savcı Usta'nın görüşüne katıldığını bildirdi.

Mahkeme heyeti, Kadriye Ceylan'ın suçtan zarar gördüğüne ilişkin bilgi ve belge olmadığı gerekçesiyle bu talebin reddine hükmetti.

Savcı mütalaasını tekrar etti

Duruşmada daha önce sunduğu mütalaası sorulan Cumhuriyet Savcısı Hikmet Usta, mütalaasının aynen geçerli olduğunu ve tekrar ettiğini belirtti. Söz alan Dink ailesinin avukatlarından İsmail Cem Halavut, Savcı Usta'nın geçen duruşmada sunduğu beyanlarıyla ilgili söyleyeceklerinin olduğunu belirterek, Usta'nın sadece Hrant Dink'in cinayetine odaklanarak gerçeği göremediğini savundu.

Kamu görevlileri için defalarca başvurduk!

Avukat Halavut, Hrant Dink'in Türkiye'deki azınlık politikalarını eleştiren haberler üzerine hedef seçilip tehdit edildiğini ve öldürüldüğünü öne sürerek, Dink'in bu tür haberler yazmaması durumunda hedef seçilmeyeceğini ve öldürülmeyeceğini ifade etti.

Savcı Usta'nın mütalaasında Dink cinayetiyle ilgili "Ergenekon" örgütünün Trabzon hücre yapılanmasını işaret ettiğini anlatan Halavut, oysa cinayetin sadece Trabzon hücre ayağıyla gerçekleşen bir cinayet değil, daha kapsamlı bir örgüt tarafından işlenmiş olabileceğini söyledi. Avukat Halavut, cinayette ihmali olan kamu görevlileri için  defalarca mahkemeye başvuruda bulunduklarını ve bu görevlilerin yargılanmasını istediklerini hatırlatarak, bu taleplerine rağmen örgütün kapsamının ortaya çıkmadığını, Dink cinayetinin Malatya Zirve Yayınevi katliamı ve Trabzon'daki Rahip Santoro cinayeti olaylarıyla yönlerinin olmasına rağmen illiyet bağı kurulmasını sağlayacak delillere ulaşılamadığını ve kamu görevlilerinin yargılanması durumunda davaya ilişkin daha fazla delil toplanabileceğini dile getirdi.

Savcı Usta'nın cinayete ilişkin örgütün Trabzon hücre yapılanmasına işaret ettiği halde Trabzon emniyetinin yargı karşısına çıkarılmamasını sorgulamadığını ve kamu görevlilerinin yargılanmasının üst örgütün deşifresi açısından önemli olduğunu belirten Halavut, Savcı Usta'nın sanıklardan Osman Hayal ile ilgili tespitinin dışında diğer tespitlerine kısmen katıldıklarını söyledi.

Tutuksuz sanıklardan Osman Hayal'in yargılama sırasında çelişkili ifadeler verdiğini ve savcının belirttiğinin aksine cinayet sırasında Trabzon'da değil, İstanbul'da olduğunu düşündüklerini aktaran Halavut, Osman Hayal'ın de "adam öldürmeye iştirak" ve "örgüt üyeliği" suçlamasından cezalandırılması gerektiğini vurguladı. Avukat Halavut, bütün sanıkların ayrı ayrı cezalandırılmasını talep etti.

"Sadece Trabzon Emniyeti'ne üye"

Duruşmada sanıklardan Erhan Tuncel'in avukatı, müvekkilinin "ısmarlama bir fail" olduğunu ve Hrant Dink cinayetinde bir örgütün bulunmadığını öne sürdü. Tuncel'in avukatı, müvekkilinin sadece "yardımcı istihbarat elemanı olarak Trabzon Emniyeti'ne üye" olduğunu söyledi.

Tuncel coştu

Daha sonra Erhan Tuncel sözlü savunmasını yaptı. Mahkeme heyetine savunmasını üç bölüm halinde hazırladığını ve 2-3 saat kadar süreceğini söyleyen Tuncel, savunmasına şiir okuyarak başladı.

Dostoyevski, Mevlana ve Che Guavera'dan alıntı

Köşe yazılarından alıntıyla "kozmopolizm, küresel ahlak" gibi konulara değinen Tuncel, "Şimdiye kadar kendimi savunmadan cinayeti olduğu gibi anlattım, susmadım" dedi. Daha sonra da Dostoyevski'den ve Mevlana'dan alıntılar yapan Tuncel, "Susmak onların dilinden konuşmamaktır" diye konuştu. Tuncel savunmasında bütün bunlarla da sınırlı kalmayarak Che Guavera'ya gönderme yaparak, "Gerçek bir devrimci dünyadaki tüm haksızlıkları benliğinde hissedendir" dedi. Tuncel, savunmasında "Suçluyu kazıyın altından insan çıkar" sözlerini de kullandı.
 
Tuncel, savunmasında Dink cinayetini, Keloğlan masalına benzetti ve "Bir varmış bir yokmuş" diye başlayarak Hrant Dink'in İstanbul Valiliği'nde tehdit edilmesinden itibaren anlatmaya başladı. Tuncel, süreci "ezop diliyle" anlatmasının nedenini ise, "5 yıl sonra hala masal anlatılıyor" diyerek açıkladı.

Savcıya dönük ifadeler

Davanın savcısına yönelik, "Savcı art niyetlidir diyemem, iyi niyetli hiç diyemem" ifadelerini kullanan Tuncel, "görevde ihmali olan" kamu görevlilerinin savcıyı kandırdığını ileri sürdü.

Savunmasında Ergenekon analizleri yapan Tuncel, Yasin Hayal'e yönelik suçlamalarda bulundu. Hayal'in Asala'dan El Kaide'ye kadar pek çok örgüte ilişkin bilgisi bulunduğunu söyledi ve "eylemlerini gün gün sayardı" diyerek imalarda bulundu.

Ramazan Akyürek'i övdü

Başbakanlık Teftiş Kurulu raporuna değinen Tuncel, savunmasında Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek'e ilişkin de "Yolda görsem tanımayacağım Sayın Ramazan Akyürek, İstihbarat Daire Başkanı olunca Ergenekon terör örgütüne dokunan kişidir. Ergenekon, önceki sorumlu Sabri Uzun'a da gitti ama o  dokunmadı" dedi.

"Azmettirici, planlayıcı, tetikçi Yasin Hayal"

Ramazan Akyürek ve kendisinin cinayetin azmettiricisi olarak basında yer aldığını söyleyen Tuncel, "Olayın azmettiricisi, planlayıcısı ve tetikçisi Yasin Hayal'dir" dedi.
 
Cinayet sonrasında yaptığı açıklamalar nedeniyle eski İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın pasifize edildiğini ileri süren Tuncel, eski Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay'ı da gözaltına alınmasıyla ilgili gerçekleri söylememekle suçladı. Tuncel, Ramazan Akyürek'i savunarak, Celalettin Cerrah ve Reşat Altay hakkında suçlamalarda bulundu. Tuncel, "Ali Fuat Yılmazer ve Ramazan Akyürek müdürüm, benim açıklamalarımı ifşa ederek hükümete karşı bir darbeyi engellemiştir" diye konuştu.


Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin davanın 25. duruşmasında sanıklara karar öncesi son sözleri soruldu.

"Vatan sağolsun"

Duruşmada olan sanıklardan Erhan Tuncel, son sözünde, “Bu yolda bir aile, bir gençlik ve bir istikbal kaybettim. Vatan sağolsun" dedi.

"Kalemimi kıracak delikanlı arıyorum"

Sanık Yasin Hayal, iddianameyi hazırlayan savcılardan Fikret Seçen’e hakaret etti.  Mahkeme Başkanı’nın hakaret etmemesi için uyardığı Hayal, “Benden şikayetçi olabilir" diye konuştu.
Hayal daha sonra “Bu salonlarda birçok Anadolu çocuğunun kalemi kırılmıştır. Buradan mahkemenize meydan okuyorum. Bakalım hangi delikanlı benim kalemimi kıracak? Kalemimi kıracak delikanlı arıyorum" ifadesini kullandı

"Beraatimi istiyorum"

Tutuksuz sanık Ersin Yolcu ve duruşmada olmayan sanıkların avukatları da beraatlerini talep ettiler.

 
"Hrant'ın arkadaşları"ndan açıklama

Duruşma öncesinde Beşiktaş'taki Barbaros Parkı'nda toplanan "Hrant'ın arkadaşları", duruşmanın yapılacağı Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesine kadar yürüdü. Adliye binasının önünde çeşitli sloganlar atan BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, HAS Parti İstanbul İl Başkanı Mehmet Bekaroğlu ile gazeteci ve akademisyenlerin de aralarında bulunduğu Hrant'ın arkadaşları adına yapılan basın açıklamasında, "Biz Hrant için, içeride neye göre karar vereceklerini biliyoruz. Bu karar devletin kararıdır. Emniyetiyle, jandarmasıyla, istihbaratıyla, yargısıyla, medyasıyla, hükümetiyle, muhalefetiyle 5 yıl önce Hrant'ı aramızdan almaya karar vermiş olanlar şimdi adalet saraylarında bir karar daha verecekler" denildi.

"Biz bitti demeden, bu dava bitmeyecek" ifadesi kullanılan açıklamada, 2 gün sonra, 19 Ocak'ta Taksim'de Hrant'a doğru yürüneceği ve sokaklarda olunacağı duyurusu da yapıldı.

Grup üyeleri, duruşmanın bitimine kadar adliye önünde bekleyişlerini sürdüreceklerini açıkladı.

"Bizimle dalga geçtiler!"

Özel yetkili İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin "örgüt işi değil" diyerek Hrant Dink cinayetini sadece Yasin Hayal ve yargılanan sanıklarla sınırlı tutması, davanın 5 yıldır mücadele eden avukatı Fethiye Çetin'i isyan ettirdi. Çetin, "Bizimle dalga geçtiler, dalganın en büyüğünü meğerse sona saklamışlar. Bu dava bitmedi yeni başlıyor" dedi. 

Özel yetkili İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararını açıklamasının ardından tepkiler yükseldi. 5 yıldır adalet arayışını sürdüren Dink ailesinin avukatı Fethiye Çetin ve Hrant'ın Arkadaşları mahkeme önünde açıklama yaptı. Çetin, şunları söyledi:

"5 yıl geçti ve bu 5 yıl içerisinde Arat Dink ne demişti, 'Bizimle dalga geçtiler.' Dalganın meğerse en büyüğünü sona saklamışlar. Onu da bugün öğrendik. Meğer Hrant Dink bütün o planlı eylemlerden değil, Pelitli'deki üç beş kendi bilmezce öldürülmüş, meğer burada örgüt yokmuş. Gerçekten bu kadarını beklemiyorduk. Bu karar ne anlama geliyor? Geleneğin hiçbir şekilde bozulmasına izin verilmediği anlamına geliyor. Nedir bu gelenek? Devletin siyasi cinayetler geleneği ve devletin bir kısım vatandaşını ötekileştirerek düşmanlaştırma geleneği. Bu gelenek devam ediyor, bu kararla bir kez daha tecil ettiler. Bu devletin halkını bombalayan, katil, imhacı, kundakçı, katliamcı gibi sıfatlarla birlikte anılmasından çok rahatsız olanlar, devleti bu sıfatlardan arındırmak için hiçbir çaba sarfetmediler. Ellerindeki fırsatı da ellerinin tersiyle reddettiler. Kanlı acılı tarih ve bunu yaratanla yüzleşmek ve 'bir daha asla' diyebilmek için bu dava eşsiz bir fırsattı ama onlar bu fırsatı kullanmadılar ve kullanmak istemediler."

"Biten bir komedi dosyasıdır"

Çetin açıklamasında siyasilere de tepkisini dile getirdi. Çetin şöyle konuştu:

"Bugünün siyasileri, kendilerini ötekileştiren gelenekle bugün ittifak kurmuş görünüyorlar. Ama bilsinler ki, devlet dönüşmediği sürece bu ittifakları geçicidir. Biz biliyoruz ki, bu gelenek önce geçici müttefiklerini yiyerek ve yok ederek yoluna devam etmiştir. Bugün bu kararla cinayet tetikçilerinin yargılandığı dosyanın ilk safhası kapandı. Biten bir komedi dosyasıdır bizim için bu dava yeni başlıyor. Tetikçilerin yargılandığı bu süreçte bebekten katil yaratan karanlığa saklanan bütün fail ve failler bütün çıplaklığıyla ortayaç ıktılar. Bu nedenle yeni başlıyor. Gideceğimiz çok yol var. Bunların her birini büyük bir kararlılıkla sorgulayacağız. Karanlıkların aydınlanmasına, faillerin yargılanması için her şeyi yapacağız. Biz bitti diyene kadar bu dava bitmeyecek."

Hrant'ın Arkadaşları'ndan Gülten Kaya ise, karara ilişkin, "Şairin dediği gibi, 'Cinayeti sadece kör bir kayıkçı gördü" dedi.


Cnn Türk