YARGITAY 21. Hukuk Dairesi
ESAS: 2014/12775
KARAR: 2014/27008


Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.

Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,

2-Dava, sigortalının iş kazası sonucunda vefatı nedeniyle yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.

Mahkemece maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Dosya kapsamından murisin %20, davalının %80 oranında kusurlu oldukları anlaşılmaktadır.

Kural olarak iş kazasına maruz kalan sigortalının maddi tazminat miktarı, işçinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşur.

Pasif dönem, sigortalının aktif çalışma döneminin sona ereceği, bir başka anlatımla emeklilik döneminin başlayacağının varsayıldığı tarihten itibaren, muhtemel bakiye ömrü sonuna kadar devam edecek olan dönemi ifade eder. Varsayıma dayalı olarak pasif dönem, erkeklerde 60, kadınlarda 55 yaşın dolduğu tarihte başlatılır. Bunun nedeni, SSK kapsamında çalışanların 506 sayılı Yasa hükümlerine göre bu yaşta emekli olabileceklerinin kabulüdür.

Gerçekte bu tür tazminat davalarında zarar hesabında varsayımlara göre sonuca gidilmesi bir zorunluluktan kaynaklanmaktadır. Pasif dönemin de her sigortalının koşullarına göre hangi tarihte gerçekleşebileceği ayrı ayrı tespit edilebilir ve buna göre hesap yapılabilir ise de henüz böyle bir uygulama bulunmamaktadır.

Eğer, dava sırasında sigortalının yaşlılık aylığının fiilen kendisine bağlandığı anlaşılabiliyor ise artık varsayıma gidilerek sigortalı erkek ise 60, kadın ise 55 yaşına kadar aktif çalıştığı varsayımına göre hesap yapılmaz, pasif dönemin artık belli olan emeklilik tarihi esas alınarak hesaplanması gerekir. Bu hesaplamada pasif dönemde esas alınması gereken ücret ise muhakkak ki asgari geçim indirimsiz asgari ücrettir.

Bu açıklamadan olarak somut olayda, murisin 01/11/2006 tarihinde emekli olup fiilen yaşlılık aylığı aldığı belli olduğuna göre artık ihtimale dayalı olarak 60 yaşına kadar çalışacağı varsayımıyla hesaplama yapılan 09/12/2013 tarihli bilirkişi raporuna itibar edilerek maddi tazminat davasında neticeye varılması hatalı olmuştur. Ayrıca 2 seçenekli olarak düzenlenen bu hesap raporunda her ne kadar asgari ücret üzerinden de hesaplama yapılmış ise de asgari geçim indiriminin dikkate alınmış olması yönüyle, mahkemenin itibar etmediği bu seçenek açısından da hesap raporu hatalıdır.

Yapılacak iş, davacıların maddi zararının hesaplanması bakımından, murisin 01/11/2006 tarihinden itibaren pasif dönem denilen emeklilik dönemine girdiği ve emeklilik döneminde kazancının asgari geçim indirimsiz asgari ücret düzeyinde olacağı kabulüne göre yeni bir hesap raporu alarak tüm delilleri bir arada değerlendirip neticesine göre karar vermekten ibarettir.

Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 11/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.



Kaynak: kararara.com