Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:

1-Dosyadaki yazılara, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı Belediye vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 

2-Davacı vekili, davacının davalı Belediye'de çalışırken 6111 sayılı Yasa kapsamında başka bir kuruma nakledildiğini, yıllık izinlerinin eksik kullandırıldığını, fazla mesai yaptığını, hafta tatilleri ile milli bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, ilave tediye alacağının ödenmediğini iddia ederek yıllık izin ücreti ile bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini istemiştir.

Mahkemece istek kısmen hüküm altına alınmış, davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 08.10.2013 tarihli ilamı ile özetle, “1-...Davacının davalı Belediye'de çalışırken 6111 sayılı Yasanın 166.maddesine göre norm kadro fazlası işçi olarak tespit edilip Gıda Tarım Hayvancılık Bakanlığı Şiran İlçesi Müdürlüğünde görevlendirildiği anlaşılmakta olup bu hususta taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Bu maddi ve hukuki olgu karşısında davacının iş sözlemesi devam ettiğine ve yıllık izin ücreti iş sözleşmesinin feshi ile muaccel hale geldiğine göre yıllık izin ücretinin reddi yerine kabulü hatalıdır.

2-Davacının hafta tatili, milli bayram ve genel tatil çalışma ücreti uyuşmazlık konusudur.

Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tanık anlatımlarına göre davacının tüm hafta tatillerinde ve dini bayramların iki gün dışındaki tüm genel tatil ve milli bayram günlerinde çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır.

Davacı tanıklarından Rafet davacının hafta tatili, milli bayram-genel tatil çalışmaları hakkında bilgisi olmadığını beyan etmiş, diğer davacı tanığı Yalçın dini bayramlarda iş çıktığında çalıştığını, hafta sonları ise su kaynağının kontrol için 1-2 kez gittiğini, resmi tatillerdeki çalışma düzeni hakkında bilgisi olmadığını belirtmiş, davalı tanıkları ise genel olarak davacının mesai düzenini kendisinin belirlediğinden köyde yaşadığından bahsetmişlerdir. Davacı vekili ise davacının hafta sonları 1 gün çalıştığını iddia ve kabul etmiştir. 

Davalı Belediye'nin kamu kurumu olması, tüm iş ve işlemlerinin kayıt altında tutulmasının gerekliliği karşısında öncelikle davalı işverenden istek dönemini kapsar şekilde puantajlar ve ücret bordroları ve gerekirse ödemelerin banka kanalı ile yapılması halinde banka hesap kayıtları getirtilmeli, davacının hafta tatili, milli bayram ve genel tatillerde çalışıp çalışmadığı kayden tespit edilmeli, başka bir anlatımla davalının tuttuğu kayıtlara göre ödenmesi gereken alacak varsa hüküm altına alınmalıdır. Aksi halde tanık anlatımları ile davacının iddiasını ispata yeterli olmadığından, davacı da dava dilekçesinde haftada bir gün çalışmadığını kabul ettiğinden taleplerin reddine karar verilmelidir. 

3-İlave tediye alacağı ihtilaflıdır.

...Mahkemece istek hüküm altına alınmış ise de, dava tümden ıslah edilmediği gibi ıslah harcı ile birlikte başvuru harcı yatırılmadığından dilekçenin bir ek dava dilekçesi olarak kabulü de mümkün değildir. Bu nedenle bu alacak hakkında dava açma hakkı saklı kalmak kaydıyla ilave tediye alacağına ilişkin ıslah isteminin reddine karar vermek gerekirken bu alacak hakkında hüküm kurularak usulsüz ıslaha değer verilmiş olması isabetsiz olmuştur. 

4-Kabule göre de; Davacının hesaplamaya esas alınan son yevmiyesi bilirkişi tarafından 48,30TL olarak kabul edilmiş ise de, dosya içinde bulunan 2011 yılı Ekim ayı bodrosuna göre davacının yevmiyesi 46,50TL'dir. SSK ücret matrahı da 1455,00TL olarak görünmektedir. Raporda davacının 2011 yılından önceki dönem yevmiyelerinin de neye göre saptandığı anlaşılamamaktadır. Mahkemece davacının son ay yevmiyesi ile ilgili bu farklılık üzerinde durulmaması ve son aylık ücreti ve yevmiyesinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmemesi ayrıca hesaplamaya esas alınan geçmiş döneme ilişkin bordrolar getirtilerek bu miktarlara göre hesaplama yapılmamış olması hatalı olmuştur.” gerekçeleri ile bozulmuştur.

Mahkeme bozma kararına uymuş, davalı Belediye'den puantaj ve sair kayıtların gönderilmesi için yazı yazmış, ek hesap raporu aldıktan sonra yeniden davanın kısmen kabulüne karar vermiş, yıllık izin ücret talebini reddetmiş, ilave tediye alacağı hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.

Öncelikle belirtilmelidir ki; 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da açıkça vurgulandığı üzere;
Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, mahkeme yönünden; bozma kararında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak, kararda açıklanan hukuki esaslar çerçevesinde hüküm kurmak yükümlülüğü doğar. Bu hukuki aşama “usulü kazanılmış hak” olarak adlandırılır. Bu hukuki kurum mahkemeye; hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esaslar ve yerine getirilmesi istenilen hususlar kapsamında, yargılama usulünün, davanın sürüncemede kalmaması ve en az maliyetle bir an önce bitirilmesi amacına yönelik “usûl ekonomisi ilkesi” çerçevesindeki hükümleri ışığında, uyulan bozma kararı gereğinin yerine, tam olarak getirilmemesi gerekçesiyle ikinci kez “BOZULMASINA” sebebiyet vermeyecek şekilde, özenle işlem yapmak ve hüküm kurmak zorunluluğunu getirir. 

Uzun yıllardan beri Yargıtay'ın kökleşmiş, sapma göstermeyen uygulamaları ve öğretide benimsenen usulü kazanılmış hak müessesesi, usul hukukunun dayandığı vazgeçilmez ana temellerinden biridir.

Mahkeme bozma kararına uyduğuna göre bozma doğrultusunda işlem yapmak zorundadır. Bu kapsamda mahkeme davalı Belediye'den davacı işçinin çalışma gün ve saatlerine ilişkin belgeler ve puantaj kayıtlarının gönderilmesi için yazı yazmıştır. Gönderilen yazıya puantaj kaydı tutulmadığı yönünde cevap verilmiştir. Bu halde davacı işçinin davalı Belediye kayıtlarına göre hafta tatili ile milli bayram ve genel tatil çalışması tespit edilememiştir. Bu nedenle soyut ve çelişkili ve iddiayı teyit etmeyen tanık anlatımları ile sonuca gidilmesi mümkün olmadığından hafta tatili ile milli bayram ve genel tatil çalışma ücretine ilişkin taleplerin reddi yerine yanılgılı değerlendirme ile kabulü hatalı olmuştur.

O halde davalı Belediye vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.

SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 09.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.