T.C.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 
Esas No:2013/8488
Karar No:2013/18001 

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Sair temyiz itirazları yerinde değilse de;

Alacaklı tarafından 15.05.2012 tarihinde, bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçluya örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine borçlunun yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda aynı senedin daha evvel Bakırköy 13. İcra Müdürlüğü'nün 2012/140 sayılı takip dosyası ile takibe konulduğu ve Bakırköy 5. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2012/410-2012/399 sayılı kararı ile takibin iptaline karar verildiğini, daha evvel takibe konularak iptal edilen senedin yeniden takibe konulduğunu ileri sürerek takibin ip-teline talep ettiği, mahkemece bononun kambiyo senedi vasfında olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği görülmüştür.

Takibe konu senet ile daha evvel Bakırköy 13. İcra Müdürlüğünün 2012/140 sayılı takip dosyası ile takibe konulan ve Bakırköy 5. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2012/410-2012/399 sayılı kararı ile takibin iptaline karar verilen senedin aynı senet olduğu ve borçlu tarafından ibraz edilen

18.01.2012 tarihli senet örneğinde icra müdürlüğünün aslı gibidir onayının bulunduğu bu örnekte keşide yerinin olmadığı ve keşide yerinin takipten sonra tamamlandığı görülmüştür.

TTK'nın 688/6.maddesinde; bonoda tanzim yerinin yazılı olması gerektiği, aynı kanunun 689/son madesinde ise; tanzim edildiği yer gösterilmeyen bir bononun tanzim edenin adı ve soyadı yanında yazılı olan yerde tanzim edilmiş sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Hukuk Genel Kurulu'nun 02.10.1996 gün ve 1996/12-590 sayılı kararında da benimsendiği üzere tanzim yeri olarak idari birim adının (kent, ilçe, bucak, köy gibi) yazılması zorunlu ve yeterlidir. Bu nedenle takibe dayanak belgede tedavüle çıkarıldığı sırada tanzim yeri yazılı bulunmadığından kambiyo senedi vasfı yoktur. Eksikliğin sonradan giderilmiş olması sonuca etkili değildir. O halde, mahkemece İİK'nın 170/a maddesi gereğince takibin iptaline karar vermek gerekirken bu hususun gözardı edilerek istemin reddi isabetsizdir.

SONUÇ

Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nın 366 ve HUMK'un 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içende karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.



hukukmedeniyeti.org