T.C.
DANIŞTAY
10. DAİRE
E. 2014/3950
K. 2015/2774
T. 8.6.2015

* KAMU ÇALIŞANLARININ FAALİYET YÜRÜTTÜĞÜ SERVİSLERDE KAMERALI TAKİP SİSTEMİ UYGULAMASI (Kamusal Alanın da Özel Hayatın Gizliliği İlkesi Kapsamında Olduğu - Uygulamanın Usul ve Esaslarını Gösteren Yasal Dayanağın Bulunmaması ve Toplanan Görüntülerin İleride Başka Bir Şekilde Kullanılmayacağına Dair Güvence Bulunmaması Gözetilerek Uygulamanın İptali Gereği)

* KAMERALI TAKİP SİSTEMİ / KAMU YARARI (Aralarında Orantılılık Bulunmadığından Kamu Çalışanlarının Faaliyet Yürüttüğü Servislerde Uygulanan Kameralı Takip Sisteminin Anayasal İlke Olan Ölçülülük İlkesine de Aykırılık Teşkil Ettiği - Kamusal Alanın da Özel Hayatın Gizliliği İlkesi Kapsamında Olduğu/Özel Hayatın ve Aile Hayatının Korunması/Mahremiyet Hakkı)

* ÖLÇÜLÜLÜK İLKESİ (Kamu Çalışanlarının Faaliyet Yürüttüğü Servislerde Uygulanan Kameralı Takip Sistemi ve Amaçlanan Kamu Yararı Arasında Anayasal İlke Olan Ölçülülük İlkesine de Aykırılık Bulunduğu - Temel Hak ve Hürriyetlerin Sınırlanması/Özel Hayatın Gizliliği/Mahremiyet Hakkı/Özel Hayatın ve Aile Hayatının Korunması)

* ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİ (Kamu Çalışanlarının Faaliyet Yürüttüğü Servislerde Güvenlik ve Suçun Önlenmesi Amacıyla Kameralı Takip Sistemi Kurulmasının Özel Hayatın Gizliliği Kapsamında Değerlendirilmesi Gereği - Kameralı Takip Sisteminin Özel Hayatın Gizliliği İlkesi Kapsamında Kişisel Görüntülerin Alınması ve Ölçülülük İlkesi Kavramı İçinde Değerlendirilmesi Gereği)

2709/m. 12, 13, 20

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi/m. 8

Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi/m. 17

ÖZET : Gelişen teknolojinin, kamu hizmetlerinin etkin ve verimli yürütülmesini kolaylaştırıcı etki sağlaması amacıyla, kamu kesiminde kullanılmaya başlanılmasını doğal karşılamak gerekir.Kamu çalışanlarının faaliyet yürüttüğü servislerde güvenlik ve suçun önlenmesi gibi sebeplerle uygulanan kameralı takip sisteminin, temel hak ve hürriyetler içerisinde sayılan özel hayatın gizliliği ilkesi kapsamında kişisel görüntülerin alınması ve ölçülülük ilkesi kavramları içinde değerlendirilmesi gerekmektedir.

Kamu çalışanlarının faaliyet yürüttüğü servislerde güvenlik ve suçun önlenmesi sebebiyle uygulanan kameralı takip sistemi uygulamasının, kamusal alanda da olsa "özel hayatın gizliliği" ilkesi kapsamında bulunduğunun anlaşılması karşısında; uygulamanın sınırlarını usul ve esaslarını gösteren bir yasal dayanağının bulunmaması, toplanan görüntülerin ileride başka bir şekilde kullanılamayacağına dair bir güvencenin mevcut olmaması gözönüne alındığında, temel haklar ve Anayasal ilkelerle bağdaşmayan davaya konu işlemin iptaline karar verilmesi gerekir.

İstemin Özeti: Çorum İdare Mahkemesince davanın reddi yolunda verilen 8.12.2010 tarih ve E:2009/772, K:2010/774 Sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi Düşüncesi: Anayasa'nın 13. maddesinde, temel hak ve özgürlüklerin, ancak bu hakların özüne dokunulmaksızın kanunla sınırlandırılabileceği ve bu sınırlamaların da Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzenine ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı kurala bağlanmıştır.

Olayda, davaya konu edilen ve kamu personeline yönelik uygulanan kameralı takip sistemi uygulamasının bireylerin temel hak özgürlükleri ile doğrudan ilgili olduğu, uygulamanın yasal dayanaktan açıkça yoksun olduğu, kamusal alanda olsa dahi bireyin mahremiyet hakkını ihlal ettiği, bu sebeple davanın reddi yolunda verilen kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, davacı tarafından, Çorum Vergi Dairesi Müdürlüğü'nde kamu çalışanlarının faaliyet yürüttüğü servislerde başlatılan kameralı takip sistemi uygulamasının sona erdirilmesi istemiyle yapılan 4.9.2009 tarihli başvurunun zımnen reddine dair işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

Çorum İdare Mahkemesince, kamera takip sisteminin kurulan Çorum Vergi Dairesi Müdürlüğünde insan sirkülasyonun yoğun olduğu, hırsızlık olma ihtimalinin bulunduğu, söz konusu kameraların güvenlik açısından gerekli olduğu ve özel hayatın gizliliğini ihlal etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı tarafından, anılan Kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Anayasa'nın "Temel Hak ve Hürriyetlerin Niteliği" başlıklı 12. maddesinde; "Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir. Temel hak ve hürriyetler, kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumluluklarını da ihtiva eder." hükmüne; "Temel Hak ve Hürriyetlerin Sınırlanması" başlıklı değişik 13. maddesinde; "Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca- Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz." hükmüne; "Özel Hayatın Gizliliği" başlıklı değişik 20. maddesinde ise; "Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir, özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz." hükmüne yer verilmiştir.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin "Özel Hayatın ve Aile Hayatının Korunması" başlıklı 8. maddesinde; herkesin özel ve aile yaşamına, konutuna ve haberleşmesine saygı gösterilmesi hakkına sahip olduğu, Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesinin "Mahremiyet Hakkı" başlıklı 17. maddesinde de, hiç kimsenin özel ve aile yaşamına, konutuna veya haberleşmesine keyfi veya hukuka aykırı olarak müdahale edilemeyeceği; onuru veya itibarının hukuka aykırı saldırılara maruz bırakılamayacağına, herkesin bu tür saldırılara veya müdahalelere karşı hukuk tarafından korunma hakkına sahip olduğu belirtilmiştir.

Gelişen teknolojinin, kamu hizmetlerinin etkin ve verimli yürütülmesini kolaylaştırıcı etki sağlaması amacıyla, kamu kesiminde kullanılmaya başlanılmasını doğal karşılamak gerekir. Ancak; teknoloji kullanılarak kişisel görüntülerin kayıt altına alınması uygulamasının, yukarda belirtilen hükümlere uygun olması gerektiğinde kuşku ve duraksamaya yer bulunmamaktadır.

Kamu çalışanlarının faaliyet yürüttüğü servislerde güvenlik ve suçun önlenmesi gibi sebeplerle uygulanan kameralı takip sisteminin, temel hak ve hürriyetler içerisinde sayılan özel hayatın gizliliği ilkesi kapsamında kişisel görüntülerin alınması ve ölçülülük ilkesi kavramları içinde değerlendirilmesi gerekmektedir.

Kameralı takip sistemi ile kurumca amaçlanan kamu yararı arasında orantılılık bulunmadığından bu uygulama, anayasal ilke olan ölçülülük ilkesine aykırılık teşkil etmektedir. Anayasa'nın 13. maddesinde, temel hak ve hürriyetlerin ancak kanunla sınırlanabileceği, değişik 20/3. maddesinde de, kişisel verilerin ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebileceğinin belirtildiği, ancak konuyla ilgili bu aşamada yasal bir düzenlemenin yapılmadığı anlaşılmaktadır.

Olayda, kamu çalışanlarının faaliyet yürüttüğü servislerde güvenlik ve suçun önlenmesi sebebiyle uygulanan kameralı takip sistemi uygulamasının, kamusal alanda da olsa "özel hayatın gizliliği" ilkesi kapsamında bulunduğunun anlaşılması karşısında; uygulamanın sınırlarını usul ve esaslarını gösteren bir yasal dayanağının bulunmaması, toplanan görüntülerin ileride başka bir şekilde kullanılamayacağına dair bir güvencenin mevcut olmaması gözönüne alındığında, yukarda belirtilen temel haklar ve Anayasal ilkelerle bağdaşmayan davaya konu işlemin iptaline karar verilmesi gerekirken davanın reddi yolunda verilen Kararın hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle, Çorum İdare Mahkemesi'nin 8.12.2010 tarih ve E:2009/772, K:2010/774 Sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan İdare Mahkemesine gönderilmesine, 8.6.2015 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY :

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden Kararın onanması gerektiği düşüncesiyle aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum.



kazanci.com.tr