Kahramanmaraş’ta, birlikte nöbet tuttuğu er Eren Özel’i, “tüfeğiyle dürterek uyandırırken öldürdüğü” iddia edilen er Ahmet Aktaş’a ‘bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek’ suçlamasıyla beş yıl hapis verilmişti. Askeri mahkeme, gerekçeli kararında, sanık Aktaş’ın “emirlere aykırı olarak” tüfeğini tam dolduruşa getirdiği, silahın emniyetini açtığı ve elinde tutması gerekirken duvara dayadığı kaydedildi. Aktaş’ın “Kendisinden beklenmeyen davranışlar sergileyerek, insan yaşamına kayıtsız kalmak suretiyle” ve “Bir şey olmaz’ düşüncesiyle” arkadaşının ölümüne neden olduğu vurguladı. 
Gerekçeli kararda, Er Ahmet Aktaş’ın nöbete giderken tüfeğinin boş ve emniyette olduğu, şarjörlerin de kütüklüklerde takılı olduğu ifade edildi. Aktaş’ın nöbet kulübesinde uyumadan önce vücuduna rahatsızlık verdiği için şarjörlerden birini tüfeğe taktığı ve Nöbet Genel Talimatı’na ve “emirlere aykırı olarak” tüfeğini tam dolduruşa getirdiği, emniyetini açıp duvara dayadığı kaydedildi. Nöbetin diğer yarısında Er Eren Özel’in uyumak üzere kulübe içindeki ızgaraya yattığı, Aktaş’ın ise kalkıp tüfeğini namlusu havaya bakacak şekilde kulübenin kapı aralığı bıraktığı belirtildi. Özel’in kıvrılıp uyuduğu sırada tüfeğin kayarak üzerine düştüğü savunularak, “Namlunun ölenin kafasına doğru yöneldiği, (uyanıp) tüfeği tutmaya çalışırken elinin tetiğe değmesi neticesinde tüfeğin ateş aldığı ve hayatını kaybettiği anlaşılmıştır.”

Kararda Aktaş’ın “kendisinden beklenmeyen davranışlar sergileyerek, insan yaşamına kayıtsız kalmak suretiyle tüfeğin kayarak, müteveffaya ateş almasına” ve ölüme neden olduğu vurgulandı. Aktaş’ın altı aylık asker olduğu vurgulanarak, “Tüfeğin kabiliyetleri hakkında bilgi ve beceriye sahip olmasına rağmen kutsal nöbet sırasında olayın meydana gelmesi ve ve bu olayın diğer askeri personel üzerinde yarattığı olumsuz etkinini ağırlığı” nedeniyle ceza tayin edilirken altı sınırdan uzaklaşıldığı ifade edildi. Kararda, şöyle denildi:

“Sanık Aktaş’ın, üzerine dolu şarjör taktığı tüfeğin tam dolduruşta ve emniyetinin açık olabileceğini, bu nedenle en ufak bir tetik temasında ateş alabileceğini ve yerde yatmakta olan görev arkadaşını vurabileceğini öngörmesine rağmen kendisine güvenerek silahını elinden bırakmaması gerekirken kapı aralığına dayayarak, tedbirsiz davranışlarına devam etmesi; olayın bütünü dikkate alındığında, Aktaş’ın iradi olarak gerçekleştirilen bir seri hareketin sonucu objektif olarak öngördüğü ve buna rağmen ‘birşey olmaz’ düşüncesiyle hareket ederek sonucun meydana gelmesine yol açtığı, bu nedenle eylemini bilinçli taksir altında gerçekleştirmiş olduğu...”

BEŞ YIL HAPİS

 Er Özel, 8 Eylül 2011’de Kahramanmaraş 5. Zırhlı Tugayı’nda askerliğini yaparken üst devresi er Ahmet Aktaş’la birlikte nöbete gitmişti. İddialara göre İlkin Aktaş uyumuş, sonra Özel aynı bölümde kıvrılarak uyumuştu. Özel, olayın ardından yattığı yerde sol gözünden vurulmuş vaziyette ölü olarak bulunmuştu. Önce erin intihar ettiği söylendi. Aynı gün ifadesi alınan Aktaş tüfeğinin duvara çarpıp ateş aldığını öne sürdü. İkinci ifadesinde, duvara yasladığı tüfeğin Özel’in üzerine düştüğünü, erin de tüfeği tutup ayağa kalkmak isterken patlama olduğunu iddia etti. Üçüncü ifadesinde, tüfeğin kapıya çarparak patladığını savundu. Dördüncü ifadesinde ise ‘tüfeğiyle dürterek uyandırdığı sırada namluya dokunması’ sonucu Özel’in kendisini vurduğunu iddia etti. 

 Aktaş’ın yasak olmasına rağmen kulübede neden şarjör taktığı, tüfeğin emniyetinin neden açık olduğu anlaşılamadı. ATK 1. İhtisas Kurulu tarafından verilen ilk raporda, “Özel’i öldüren kurşunun uzak atış mesafesinden atıldığı” ve ölümün kaza sonucu gerçekleşmiş olabileceği ifade edildi. Aktaş’a ‘bilinçli taksirle adam öldürme’ iddiasıyla 5. Zırhlı Tugay Komutanlığı Gaziantep Askeri Mahkemesi’nde dava açıldı. Bu arada, Özel Ailesi’nin başvurusu üzerine İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Nadir Arıcan’ın hazırladığı uzmanlık raporunda, Özel’in kasten öldürülmüş olabileceğini ifade edildi. Prof. Arıcan, atışın uzak değil, bitişik mesafeden yapıldığına dikkat çekerken, Özel’in sol kulağı arkasındaki sıyrık için de, “Ölüm öncesi ya da sonrasında sıyrık oluşturacak nitelikteki cisimlerle künt travma sonucu olduğunu düşündürmektedir” dedi. Özel’in dizlerini kendine çekip sol elini bacakları arasına sıkıştırmış haldeki görüntüsü karşısında da Arıcan, “Uyku pozisyonunda olduğunu düşündürmektedir. Bulgular Ahmet Aktaş’ın, namludan tutup kalkmak üzereyken silahın ateş alması öyküsünü desteklemiyor” dedi. 

 Askeri mahkeme, ATK ile Prof. Arıcan’ın raporlarını tekrar ATK 1. İhtisas Kurulu’na gönderdi ve çelişkinin giderilmesini istedi. Kurul 16 Temmuz 2014’te ikinci bir rapor hazırlayarak, mahkemeye sundu. İlk raporunu tekrar eden kurul, ölümün sanığın anlattığı şekilde gerçekleşmiş olabileceğinde ısrar ederek, “Kişinin bulunduğu ortam, olayda kullanılan silahın özellikleri, ateşli silahın mermi çekirdeği giriş yarası lokalizasyonları, atış mesafesi özellikleri birlikte değerlendirildiğinde, yaralanmanın sanık ifadesinde belirtildiği şekilde meydana gelmiş olabileceği mütalaa olunur” dedi. 

 ATK raporu ile ikna olmayan askeri mahkeme Gaziantep Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ergin Dülger’i davet ederek, dosyayı kendisine teslim etti. 

 Karar duruşması, 25 Aralık 2014’te görüldü. Mahkeme salonunda bir nöbet kulübesi maketi kuran ve 94 fotoğraflık bir slayt gösterisi yapan Prof. Dülger, sanığın öldürme kastıyla hareket etmediğini belirterek, “tüfeğin duvardan kayması sırasında sanığın tüfeği tutarken tetiğe basması veya dokunması daha yüksek bir olasılıktır” dedi. Dülger ayrıca, er Özel’in doğal uyku halinde hayatını kaybettiğini vurguladı. Askeri savcı da esas hakkındaki mütalaasında, sanık Ahmet Aktaş’ın emir ve talimatlara aykırı olarak şarjör taktığını, emniyet mandalını kapalı bulundurması gerekirken tek atışa getirdiğini ve tüfeği kontrol etmediğini kaydetti. Tüfeğin kendiliğinden patlamaya dair bir arızasının olmadığını vurgulayan savcı, er Aktaş’ın, “Dikkatsiz ve tedbirsiz şekilde hareket etmesi ve bu esnada elinin de tetiğe gelmesi ile” silahın ateş aldığını ve Eren Özel’in öldüğü ifade etti. Mahkeme de Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 85/1. maddesi gereğince ‘bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek’ suçundan Aktaş’a beş yıl hapis cezası verdi.

 Haber: İSMAİL SAYMAZ - Radikal