Nüfus kaydında iras bırakan (1314-1970) S.’ın manevi evladı olarak kayıtlı bulunan (1328-1977) S.’nin kaydının iptali istemiştir. Medeni Kanunun yürürlüğünden önceki hukukumuzda evlat edinmeye (tebenni) hukuki sonuç doğuran bir kurum olarak yer verilmemiştir. Kişilerin yanlarına alıp büyüttükleri çocuklar manevi evlat olarak nüfus siciline kayıt edilmiş olsalar bile bu olgu, manevi evlada miras hakkı tanınmasına yol açmaz. (Y.2.HD'nin 01.11.1937 gün 2856-3800 sayılı, 28.05.1971 gün 3316/3466 sayılı kararları) Medeni Kanunun yürürlüğünden önce evlat edinme müessesi bulunmadığından, (8 Şevval 1298/02 Eylül 1881) tarihli Nüfus Nizamnamesi eski hukuk zamanından gelen “manevi evlat” kaydının hukuki dayanağı yoktur.

Medeni Kanunun yürürlüğünden sonra, yapılmış usulüne uygun evlatlık sözleşmesinin varlığı da iddia ve ispat edilmemiştir. Maddi olayın belirtilen hukuki çerçeve içinde değerlendirilmesi, manevi evlat kaydının Medeni Kanunun yürürlüğünden önce nüfusa işlendi- ğinin gözetilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle, S. ile S. arasında geçerli bir evlatlık sözleşmesinin varlığı kabul edilerek davanın reddi doğru bulunmamıştır.

Yargıtay Kararları 355

SONUÇ Hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, duruma için takdir olunan 65.000.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi. 07.06.1999