T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2013/10-2281
K. 2015/1727
T. 19.6.2015

• MUHTELİF İŞYERLERİNDE ÇALIŞTIKTAN SONRA MESLEK HASTALIĞININ ORTAYA ÇIKMASI HALİ ( Her İşyerinde Geçen Çalışma Süresi ve Koşullarının Meslek Hastalığı Sebebiyle Oluşan Sürekli İş Göremezlik Oranına Etkisi Farklı Olacağından İşverenlerin Kusurlarının Ayrı Ayrı Belirlenmesinin Zorunlu Olduğu - Meslek Hastalığı Sonucu Sürekli İşgöremezlik/Rücuan Alacak Davası )

• RÜCUAN ALACAK DAVASI ( Meslek Hastalığı Sonucu Sürekli İşgöremezlik - Davacının Meslek Hastalığına Yakalandığı Tarihe Kadar İki Ayrı İşyerinde Çalıştığı/ Muhtelif İşyerlerinde Çalıştıktan Sonra Meslek Hastalığının Ortaya Çıkması Halinde Her İşyerinde Geçen Çalışma Süresi ve Koşullarının Meslek Hastalığı Sebebiyle Oluşan Sürekli İş Göremezlik Oranına Etkisi Farklı Olacağından İşverenlerin Kusurlarının Ayrı Ayrı Belirlenmesinin Zorunlu Olduğu )

• MESLEK HASTALIĞI SONUCU SÜREKLİ İŞGÖREMEZLİK ( Rücuan Alacak Davası - Davacının Meslek Hastalığına Yakalandığı Tarihe Kadar İki Ayrı İşyerinde Çalıştığı/Muhtelif İşyerlerinde Çalıştıktan Sonra Meslek Hastalığının Ortaya Çıkması Halinde Her İşyerinde Geçen Çalışma Süresi ve Koşullarının Meslek Hastalığı Sebebiyle Oluşan Sürekli İş Göremezlik Oranına Etkisi Farklı Olacağından İşverenlerin Kusurlarının Ayrı Ayrı Belirlenmesi Gerektiği )

818/m.50,51,141

ÖZET : Dava, meslek hastalığı sonucu sürekli işgöremezlik durumuna giren sigortalıya Kurumca yapılan sosyal sigorta yardımlarının işverenlerden tahsili istemine ilişkindir. Davacının meslek hastalığına yakalandığı tarihe kadar iki ayrı işyerinde, çalıştığı anlaşılmaktadır. Bu tür, muhtelif işyerlerinde çalıştıktan sonra meslek hastalığının ortaya çıkması halinde, her işyerinde geçen çalışma süresi ve koşullarının meslek hastalığı sebebiyle oluşan sürekli iş göremezlik oranına etkisi farklı olacağından işverenlerin kusurlarının ayrı ayrı belirlenmesi zorunludur. Bu nedenle, bu tür sorumlulukta müteselsilen değil, ayrı ayrı her işverenin kendi kusurundan sorumlu olması kabul edilmelidir. O halde, ayrı zamanlarda ve ayrı ortamlarda meslek hastalığının oluşmasında birbirleriyle irtibatlı olmaksızın katkıları bulunan davalıların kusurları oranında Kurum alacağından sorumlu tutulmaları gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki "rücuan alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 1. İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 7.3.2012 gün ve 2010/775 E. 2012/133 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi üzerine. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 1.4.2013 gün ve 2012/11828 E. 2013/6364K. sayılı ilamı ile;

( ... 1- )Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, tarafların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- ) 10.4.202-1.2.2003 tarihleri arasında C... C... Yıkama Ltd. Şti işyerinde, 2.6.2003-17.6.2004 tarihleri arasında E... Yıkama Ltd. Şti. işyerinde kot kumlama işinde işçi olarak çalışan sigortalının 11.7.2008 tarihinde anlaşılan meslek hastalığının meydana gelmesinde, davalılar birlikte kusurları olmayıp ayrı zamanlarda ve ayrı ortamlarda meslek hastalığının oluşmasında birbirleriyle irtibatlı olmaksızın katkıları bulunduğundan davalıların kusurları oranında Kurum alacağından sorumlu tutulmaları gerekirken yazılı şekilde müşterek ve müteselsil sorumluluğa karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır... )

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

H.G.K.nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, meslek hastalığı sonucu sürekli işgöremezlik durumuna giren sigortalıya Kurumca yapılan sosyal sigorta yardımlarının işverenlerden tahsili istemine ilişkindir.

Davacı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili dava dilekçesinde özetle, Kurum sigortalısı Ş. K.'a davalı C... C... Yıkama Tem. Tic. San. Ltd. Şti adına işlem gören işyerinde çalıştığı sırada tutulduğu meslek hastalığı sebebiyle gelir bağlandığı ve tedavi giderleri yapıldığını sigortalının her iki davalının da işyerinde kot pantolon yıkama ve kumlama işinde çalıştığını, bu işyerlerinde kullanılan maddeler ve çalışılan yerlerin niteliğinin işçi sağlığı ve işyeri güvenliği ile ilgili yasal düzenlemelere uygun olmaması sebebiyle sigortalının silikozis hastalığına yakalandığını belirterek sürekli işgöremezlik durumuna giren sigortalıya Kurumca yapılan sosyal sigorta yardımlarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.

Davalı C... C... Yıkama Temizleme Tic. Ltd. Şti. vekili; sigortalı Ş. K.'un müvekkili şirket bünyesinde kumlama işinde çalışmadığını, daha önce mobilya cilalama atölyesinde çalışması ve ciğerlerinde rahatsızlık olduğunu belirtmesi sebebiyle iş yerinde yıkamaya gelen malların makineye götürülmesinde, depolanmasında ve hazırlanan malların servis araçlarına taşınmasında görev verildiğini, bu sebeple sigortalının sağlık durumundan sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

Davalı E... Taşlama Yıkama Boyama ve İnş. San Tic. Ltd. Şti. vekili davacının kendi iş yerlerinde çalıştığı dönemde gerekli tedavi işlemlerinin yapıldığını çalışması ile ilgili gerekli olan maske, gözlük ve kulaklık verildiğini çalışma koşullarına uygun havalandırma sisteminin bulunduğunu buna karşı bilirkişi raporunda en ağır kusurun müvekkiline verilmesi ve davacıya % 10 kusur verilmesinin doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Yerel mahkemece, '%68,72 maluliyet oram ve davalıların toplam %90 kusuru üzerinden' davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerinin temyizi üzerine Özel Dairece yukarda açıklanan gerekçelerle bozulmuş, mahkemece, eksik teselsül hali için sorumluların eyleminin aynı anda gerçekleşmesi veya irtibatlı olması gibi bir koşulun aranmadığı bu sebeple davalıların müteselsil sorumluluklarından ayrılmayı gerektirir bir neden bulunmadığı' gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme kararı davacı SGK ile davalılardan C... C... Yıkama Temizleme Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Uyuşmazlık, farklı dönemlerde ayrı iş yerlerinde çalışan, davacıda ortaya çıkan meslek hastalığı nedeni ile davalıların sorumluluğunun kusurları oranında mı yoksa müşterek ve müteselsildi mi olduğu noktasında toplanmaktadır.

Bu konuda, öncelikle mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunu ( BK )'nun teselsülü düzenleyen hükümlerinin incelenmesinde yarar bulunmaktadır:

Bilindiği üzere, müteselsil borçluluk, alacaklının, borcun tamamının ifasını birden çok borçludan ve dilediğinden isteyebildiği, borcun tamamı ifa edilinceye kadar borçluların hepsinin sorumlu olduğu bir borç ilişkisidir.

Müteselsil borçluluğun kaynağı BK'nun 141. maddesinde belirtilmiştir.

Maddeye göre, "Alacaklıya karşı, her biri borcun mecmuundan mesul olmağı iltizam ettiklerini beyan eden müteaddit borçlular arasında teselsül vardır.

Böyle bir beyanın fıktanı halinde teselsül ancak kanunun tayin ettiği hallerde olur."

Madde hükmünden anlaşıldığı gibi, müteselsil borçluluk, ya bir hukuki işlemden ya da kanundan doğmaktadır. Maddenin 2. fıkrasında yer verilen kanuni teselsül, müteselsil borçluluğun doğrudan doğruya bir kanun hükmüne dayandığı, bizzat kanun koyucunun öngördüğü borçluluk halidir.

Haksız fiil halinde müteselsil sorumluluk hali ise 818 Sayılı Kanunun 50. maddesinde aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:

"Birden ziyade kimseler birlikte bir zarar ika ettikleri takdirde müşevvik ile asıl fail ve fer'an methali olanlar, tefrik edilmeksizin müteselsilen mesul olurlar. Hakim, bunların birbiri aleyhinde rücu hakları olup olmadığını takdir ve icabında bu rücuun şümulünün derecesini tayin eyler.

Yataklık eden kimse, vaki olan kardan hisse almadıkça yahut iştirakiyle bir zarara sebebiyet vermedikçe mesul olmaz."

Aynı Kanun'un "Muhtelif Sebeplerin İçtimai Halinde, Müteselsil Mesuliyet" başlıklı 51. maddesinde de:

"Müteaddit kimseler muhtelif sebeplere ( haksız muamele, akit, kanun ) binaen mes'ul oldukları takdirde haklarında birlikte bir zarar vukuuna sebebiyet veren kimseler hakkındaki hükümlere göre muamele olunur.

Kural olarak haksız bir fiili ile zarara sebebiyet vermiş olan kimse, en evvel, tarafından hata vaki olmamış ve üzerine borç alınmamış olduğu halde kanunen mes'ul olan kimse en sonra, zaman ile mükellef olur." şeklinde düzenleme getirilmiştir.

Bu durumda; birden çok kişi, gerek haksız eylem, gerek sözleşme ve gerekse kanun kuralı gibi sebeplerden ve aynı zarar için zarara uğrayana karşı sorumlu iseler, bunlar arasında, bir zarara ortaklaşa sebep olanlar hakkındaki dönmeye ( rücu ) dair kurallar uygulanır.

Kural olarak; en başta, haksız eylemiyle zarara yol açan sorumlu tutulur; en son olarak da kusuru olmaksızın ve sözleşme gereği sorumluluğu olmadığı halde kanun kuralı gereğince sorumlu tutulan kişiye başvurulur.

Birinci halde; birden fazla kişiler, müşterek kusurları ile zarara sebep olmuşlardır. Bu durumda zarara sebep olmuş olanlar arasında tam teselsül bulunduğundan söz edilir ( BK. madde 50 ). Aralarında tam teselsül olanlar, suçu işleyenle bu suça iştirak etmiş olanlar arasında fark gözetilmeksizin zarar görene karşı müteselsilen sorumlu durumundadırlar.

İkinci halde ise; birden fazla kişinin, müşterek kusurları ile sebep olmadıkları ancak zarardan çeşitli hukuki sebeplerle sorumlu tutuldukları durumda eksik teselsül ( BK. madde 51 ) söz konusudur.

Görülüyor ki, Borçlar Kanunu'nun 51. maddesinde, aynı Kanun'un 50. maddesine atıf yapılarak birden çok kimseler, değişik sebeplerle ( haksız eylem, akit, kanun ) sorumlu oldukları taktirde zarar gören tam teselsülde ( dayanışmada ) olduğu gibi ( BK. mad.50/1 ) giderim isteğinin bir bölümünü veya tamamını, bu sorumlulardan birinden ya da bir kaçından dava açarak isteyebilecektir. Gerek öğretide ve gerekse uygulamada ayrık düşünce olmaksızın bu kural kabul edilmektedir. Daha açık bir ifadeyle, zarar gören eksik teselsülde de; tam teselsülde olduğu gibi tazminat borçlularından herhangi birine müracaat edebilir ve tazminatın tamamının ödenmesini isteyebilir. Bundan başka borçlulardan birinin yaptığı ödeme, ödenen miktar oranında diğerini de borçtan kurtarır ve daha sonra ödeyenin onlara karşı rücu ( dönme ) hakkı doğabilir.

Bu aşamada tam teselsül ( BK. madde 50'e dayanan müteselsil sorumluluk ) ile eksik teselsül ( BK. mad.51'e dayanan müteselsil sorumluluk ) arasında yapılan ayrımın ve farkların önemini de vurgulamak yerinde olacaktır:

818 Sayılı Kanunun gerek 50. gerekse 51. maddelerinde müteselsil sorumluluk öngörülmüş bulunmakla birlikte, anılan iki madde arasındaki diğer hukuki farklılıklar ise şu şekildedir:

BK'nun 50. maddesi; aynı zarardan dolayı birden fazla kişinin birlikte müteselsilen sorumlu tutulmalarını, birden fazla kişinin ortak kusurlarıyla zarara birlikte sebebiyet vermiş olmaları koşuluna bağlamıştır. Buna göre, birden fazla kişi aynı zarara ortak kusurlarıyla sebebiyet vermiş olmalıdırlar. BK'nun 51. maddesi ise bundan farklı olarak, aynı zarardan dolayı birden fazla kişinin birlikte müteselsilen sorumlu tutulmalarını birden fazla kişinin bu zarardan dolayı ortak kusurları sebebiyle değil; hukuksal sebeplerle sorumlu olmalarına bağlamıştır. Burada müteselsilen sorumlu tuttuğumuz kişilerin, sorumluluklarının sebepleri farklı hukuksal nedenlere dayanmaktadır. Bu açıklamalar karşısında BK'nun 51. maddesine dayanan müteselsilen sorumluluğun sebebi haksız fiil, kanun veya sözleşme sebebiyle birden fazla kişinin sorumlu tutulmasıdır.

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, davacının meslek hastalığına yakalandığı tarihe kadar iki ayrı işyerinde, 10.4.2002-1.2.2003 tarihleri arasında C... C... Yıkama Ltd. Şti işyerinde, 2.6.2003-17.6.2004 tarihleri arasında E... Yıkama Ltd. Şti. işyerinde çalıştığı anlaşılmaktadır. Bu tür, muhtelif işyerlerinde çalıştıktan sonra meslek hastalığının ortaya çıkması halinde, her işyerinde geçen çalışma süresi ve koşullarının meslek hastalığı sebebiyle oluşan sürekli iş göremezlik oranına etkisi farklı olacağından işverenlerin kusurlarının ayrı ayrı belirlenmesi zorunludur. Bu nedenle, bu tür sorumlulukta müteselsilen değil, ayrı ayrı her işverenin kendi kusurundan sorumlu olması kabul edilmelidir.

O halde, ayrı zamanlarda ve ayrı ortamlarda meslek hastalığının oluşmasında birbirleriyle irtibatlı olmaksızın katkıları bulunan davalıların kusurları oranında Kurum alacağından sorumlu tutulmaları gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davalıların müşterek ve müteselsil sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne dair kararda direnilmesi isabetsiz bulunmasına göre, H.G.K.nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Bu sebeple direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davacı vekili ile davalılardan C... C... Yıkama Temizleme Tic. Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istenmesi halinde temyiz peşin harcının yatıranlara iadesine, 19.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


kazanci.com.tr