T.C 
YARGITAY 
6. CEZA DAİRESİ
ESAS NO:2008/15262
KARAR NO:2009/8376
KARAR TARİHİ:05.05.2009

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; katılan Metro Grosmarket Bakırköy Alışveriş Hizmetleri Tic. Ltd. Şti.ne karşı eylemlerinde suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Ancak;

1. Suçtan zarar görenler Leman F..... ve Serpil V.......'a karşı eylemleri nedeniyle hüküm kurulurken; sanıkların her bir yakınana karşı eylemleri için denetime olanak verecek şekilde ayrı ayrı uygulama yapılması yerine iki kez ayrı ayrı denmek suretiyle toplu uygulama yapılarak 5271 sayılı CMK'nun 232. maddesine aykırı davranılması,

2. Sanıkların Metro alışveriş merkezinden hırsızlığa kalkışma ve yaşı küçük mağdurları suça azmettirme eylemlerinden kurulan hükmün incelenmesinde;

a) Sanıkların olay günü 1996 ve 1997 doğumlu Ceyhun B...... ve Hasan B.......'la birlikte katılan Metro Grosmarket alışveriş merkezine gittikleri, burada sanıkların krem ve parfümleri çaldıkları, yaşı küçük çocukların ise sanıkların azmettirmesiyle diş fırçası çaldıkları, ancak güvenlik görevlisi tanık Ethem Eryılmaz'ın kuşkulanarak sanıkları izlemesi sonucu kendi üstlerindeki krem ve parfümleri attıktan sonra, mağaza çıkışında yakalandıkları, adı geçen çocukların yanlarına gelmesi üzerine, onlarında yakalandığı ve üstlerinde diş fırçalarının bulunduğu olayda, eylemlerinin bu bölümü bir bütün olarak katılan şirkete karşı hırsızlık suçunu oluşturduğu halde, 5237 sayılı TCY'nın 142/1-b, 38/2, 35/2. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları yerine katılana karşı eylemden beraat ve yaşı küçük çocukları hırsızlığa azmettirme suçlarından ise hükümlülüklerine karar verilerek,

b) Eylem kalkışma aşamasında kaldığı halde, tamamlandığının kabulü ile yazılı biçimde hüküm kurulması,

c) 5237 sayılı TCY.nın 145. maddesindeki " malın değerinin azlığı " kavramının, 765 sayılı TCY'nın 522. maddesindeki "hafif " veya "pek hafif" ölçütleriyle her iki maddenin de cezadan indirim olanağı sağlaması dışında benzerliği bulunmadığı, "değerin azlığının" 5237 sayılı Yasaya özgü ayrı ve yeni bir kavram olduğu, Yasa koyucunun amacı ile suçun işleniş biçimi ve olayın özelliği de gözetilmek suretiyle, daha çoğunu alma olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak da gerekiyorsa ceza vermekten vazgeçebileceği ölçüdeki düşük değerler esas alınmak, yasal ve yeterli gerekçeleri de açıklanmak koşuluyla uygulanabileceği düşünülmeden, bu maddeye düzenleniş amacının dışında yorumlar getirilerek cezadan indirim yapılması,d) Yakalanma koşulları altındaki eylemde rızai geri verme bulunmadığı halde TCY'nın 168. maddesinin uygulanması,

Bozmayı gerektirmiş, yerel Cumhuriyet Savcısının beraat hükmüne yönelen temyiz isteği ile katılan Metro Grosmarket Bakırköy Alışveriş Hizmetleri Tic. Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazları ile sanıklar Seda Babaçörs ve Belkız Karadan savunmanlarının temyiz itirazları ve tebliğnamedeki düşünce bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan yakınanlar Serpil ve Leman'a karşı eylemde diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 05/05/2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 2. Ceza Dairesi 
ESAS: 2013/23376
KARAR: 2014/12243

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;

Dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;

Olaydan hemen sonra mağazadan uzaklaşmayan mağazanın önünde bekleyen sanığın, şikayetçiye, suça konu alarm cihazını verdikten sonra kaçmayarak mağaza önünde beklediği ve güvenlik görevlileri tarafından polis ekipleri gelinceye kadar tutulduğunun anlaşılması karşısında, eylemin teşebbüs aşamasında kaldığı gözetilmeden, hatalı değerlendirmeyle tamamlanmış suçtan hüküm kurulması,

Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle istem gibi BOZULMASINA, 06/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C
YARGITAY
CEZA GENEL KURULU
ESAS NO: 2009/6-242
KARAR NO : 2009/291
KARAR NO: 15.12.2009

Sanıklar Zeynel Aslanla Ufuk Altun'un dört şikayetçiye yönelik eylemleri nedeniyle ayrı ayrı 5237 sayılı TCY'nın 142/1-b, 143/1 inci maddeleri uyarınca 2 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmalarına, TCY'nın 53 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında sayılan haklardan yoksun bırakılmalarına, haklarında 63 üncü maddesinin uygulanmasına, tutukluluk hallerinin devamına, hükmen tutuklanmalarına ve olayda kullanılan 34 DUP 78 plakalı aracın 5237 sayılı TCY'nın 54 üncü maddesi uyarınca zoralımına ilişkin, Küçükçekmece 6. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 10.01.2008 gün ve 906-1 sayılı hüküm, sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosyayı inceleyen YARGITAY 6. Ceza Dairesince 01.07.2009 gün ve 8853-10870 sayı ile;

"Sanıklar hakkında, geceleyin konut dokunulmazlığını bozma suçundan zamanaşımı içinde soruşturma yapılabileceği anlaşılmış,

Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre diğer temyiz itirazları YERİNDE GÖRÜLMEMİŞTİR.

Ancak;

Sanıkların, TCY'nın 53 üncü maddesinin 2 nci fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar aynı maddenin 1 inci fıkrasında öngörülen hakları kullanmaktan yoksun kılınmasına, aynı maddenin 3 üncü fıkrası uyarınca da kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından, söz konusu yasaklamanın koşullu salıverilen sanık hakkında uygulanmamasına, karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde uygulama yapılması;

Bozmayı gerektirmiş, sanık Zeynel Aslan ve savunmanıyla sanık Ufuk Altun savunmanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle bozulmasına, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasanın 8/1 inci maddesi aracılığıyla CMUK.nun 322 nci maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkralarından TCY'nın 53 üncü maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümler çıkarılarak yerlerine,

'Sanığın, TCY'nın 53 üncü maddesinin 2 nci fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar aynı maddenin 1 inci fıkrasında öngörülen hakları kullanmaktan yoksun kılınmasına, aynı maddenin 3 üncü fıkrası uyarınca da kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından, söz konusu yasaklamanın koşullu salıverilen sanık hakkında uygulanmamasına,' cümlesi yazılmak suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin düzeltilerek onanmasına" KARAR VERİLMİŞTİR.

YARGITAY C.Başsavcılığınca 23.11.2009 gün ve 254239 sayı ile;

"Küçükçekmece 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 10.01.2008 tarih ve 2007/906 esas ve 2008/1 sayılı dosyasının incelenmesinde,

Sanıklar Zeynel Aslan ve Ufuk Altun, suç tarihinde gece sayılan zamanda yakınanlar Şükrü Ünal, İsrafil Akçay, Veysel Akkaya ve Seyfettin Şakiroğlu'nun, apartman dairelerinin önlerindeki birer çift kullanılmış ayakkabılarını çalmışlar, yakınan Şükrü Ünal ve kimliği tesbit edilemeyen arkadaşının takibi üzerine yakalanmışlar ve polise suça konu ayakkabılarla TESLİM EDİLMİŞLERDİR. Sanıklar üzerlerine atılı suçları İTİRAF ETMİŞLERDİR.

YARGITAY Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 18.04.2008 tarihli tebliğnamede, çalınan ayakkabıların değerine göre, 5237 sayılı TCY'nın 145 inci maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması ve aracın müsaderesi yönünden kararın bozulması istendiği halde karar DÜZELTİLEREK ONANMIŞTIR.

İtirazımız sanıklar Zeynel Aslan ve Ufuk Altun için, suça konu ayakkabıların değerinin az olması nedeniyle, her suç için 5237 sayılı TCY'nın 145 inci maddesindeki indirimden faydalandırılmaları GEREKTİĞİNE İLİŞKİNDİR.

5237 sayılı TCY'nın 145/1 inci maddesindeki indirimin yapılabilmesi için malın değerinin az OLMASI GEREKMEKTEDİR. Suça konu ayakkabıların dairelerin giriş kapısı önünde bulunması onların halen kullanılmakta OLDUĞUNU GÖSTERMEKTEDİR. Kullanılmış ayakkabıların genellikle ikinci el piyasası bulunmamakta ve alış fiyatlarıyla orantılı olmayacak DERECEDE BİLİNMEKTEDİR. Sanıklar hakkında hırsızlığa konu malların değerlerinin az olması, yakınanların şikayetlerinden vazgeçmeleri ve sanıkların benzer suçlardan geçmiş sabıkaları bulunmaması nedeniyle, her suç için 5237 sayılı TCY'nın 145/1 inci maddesine göre, cezalardan indirim yapılması gerektiği kanaatindeyiz" gerekçeleriyle itiraz yasa yoluna başvurularak YARGITAY 6. Ceza Dairesinin 01.07.2009 tarih ve 8853-10870 sayılı düzeltilerek onama kararının kaldırılarak, Küçükçekmece 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 10.01.2008 tarih ve 906-1 sayılı kararının bozulmasına karar verilmesi TALEP OLUNMUŞTUR.

Dosya YARGITAY Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle KARARA BAĞLANMIŞTIR.

TÜRK MİLLETİ ADINA

CEZA GENEL KURULU KARARI

Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, 5237 sayılı TCY'nın 145 inci maddesinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı NOKTASINDA TOPLANMAKTADIR.

Müştekilerden Şükrü Ünal'ın Yeşilova Mahallesi Dere Sokakta bulunan bir adrese doğalgaz kontrolü için gittiği, işi bittikten sonra evden ayrılmak üzere dışarı çıktığında, daire dışına bıraktığı ayakkabılarının yerinde olmadığını gördüğü, terlikle binadan dışarı çıktığı, arabasına binerek giderken elinde poşetle giden bir şahsı gördüğü ve takip etmeye başladığı, bu şahsın da 34 DUP 78 plakalı bir araca binerek Fevzi Çakmak Caddesine çıktığı, daha sonra aracını karanlık bir sokağa park ettiği, araçtan iki şahsın indiği ve ara sokaklara daldıkları, müştekinin emekli bir polis arkadaşıyla birlikte otonun bulunduğu yerde beklediği, şüphelilerin yaklaşık 5 dakika sonra ellerinde iki poşetle geri geldikleri, kendilerini görmeleri üzerine şüphelenip birisinin yaya olarak devam ettiği, diğerinin ise merdivenlerin başına oturduğu, arkadaşının bu şahsı tuttuğu kendisinin ise otonun başında beklediği, diğer şahsın kendisini beklediğini görmesi üzerine otonun yanına gelmediği, oto içerisine baktığında tahmini 57 çift kundura ve bot türü 19 çift spor ayakkabısını gördüğü, 155'i arayarak olay yerine polis çağırdığı,

Gelen polis ekiplerince sanıklar Zeynel Aslan ve Ufuk Altun'un yakalandıkları, Ufuk Altun'a ait olan 34 DUP 78 plakalı aracın bagaj bölümünde 10 poşet giyilmiş ayakkabı saptandığı, durumdan nöbetçi C.Savcısı haberdar edilip, C.Savcısının talimatı doğrultusunda gerekli işlemler yapılarak gözetim altına alınan sanıkların araçla birlikte polis karakoluna sevkedildiği, Küçükçekmece Polis Karakolunda yapılan sayımda 51 çift kundura, 20 çift spor ayakkabı, 5 çift bot olmak üzere 76 çift çalıntı ayakkabı saptandığı, zaptedilen ayakkabılardan sahipleri tespit edilen 4 çiftin, Şükrü Ünal, Veysel Akkaya, Seyfettin Şakiroğlu ve İsrafil Akçay isimli şahıslara teslim edildiği, diğer ayakkabı sahiplerine ise ulaşılamadığı,

Toplanan KANITLARDAN ANLAŞILMAKTADIR.

Şikayetçilerden Şükrü Ünal gerek soruşturma gerek kovuşturma aşamasında olayın gelişimini tutanakta yazıldığı şekliyle ifade etmiş, çalınan ayakkabısını teslim aldığını ve sanıklardan şikayetçi olmadığını beyan etmiş, diğer şikayetçiler İsrafil Akçay, Veysel Akkaya ve Seyfettin Şakiroğlu olayın oluşumuyla ilgili bilgilerinin bulunmadığını, oturdukları binanın ana giriş kapısının devamlı kapalı olduğunu, ayakkabıların daire kapısının önünden çalındığını, karakoldan aramaları üzerine çalınmış ayakkabılarını teslim aldıklarını şikayetçi olmadıklarını, BEYAN ETMİŞLERDİR.

Sanıklar Zeynel Aslan ve Ufuk Altun kollukta susma haklarını kullanmışlar, Cumhuriyet Savcılığında ise sanık Zeynel Aslan 16.10.2007 günlü beyanında; suçlamayı kabul ederek, işsiz olduğunu ve Ufuk Altun isimli arkadaşının aracıyla kaza yapmaları nedeniyle borçlarını ödemek için gece vakti açık buldukları binaların içine girerek ayakkabı çaldıklarını, şüphe üzerine polisler tarafından yakalandıklarını, arabada bulunan ayakkabıları Tarlabaşı'nda satın aldıklarını, temizleyip satacaklarını beyan etmiş, sorguda ise sadece bir binaya girdiklerini önceki beyanlarını bu şekilde kabul ETTİĞİNİ SÖYLEMİŞTİR.

Duruşmada ise, suçlamaları reddederek ele geçen ayakkabılardan 70 tanesini Beyoğlu'nda bir eskiciden satın aldıklarını, 4 çift kundurayı ise bir apartman binasının farklı dairelerinin önünden çaldıklarını, ayakkabıların farklı kişilere ait olduğunu tahmin ettiğini, olayın gece saat 21.00 sıralarında gerçekleştiğini BEYAN ETMİŞTİR.

Sanık Ufuk Altun da, C.Savcılığındaki beyanlarında diğer sanıkla benzer anlatımda bulunarak Zeynel birlikte bayramda ayakkabı satan kişileri görüp 150 liralık ayakkabı aldıklarını sonra satın aldıkları bu ayakkabıların çalıntı olduğunu, kendilerinin de bu şekilde çalıp satarak kar edebileceklerini düşündüklerini, bu amaçla kapılarını açık gördükleri binaların içine gece saat 21-21.30 civarında girip yeni gördükleri ayakkabıları çaldıklarını, sonrasında polislerce yakalandıklarını, amaçlarının borçlarını kapatıp arabasını yaptırmak olduğunu, arabada ele geçen diğer ayakkabıları ise Beyoğlu, Tarlabaşı'nda tezgahtan satın aldıklarını söylemiş, sorguda savcılık beyanının doğru olduğunu, ancak yalnızca bir binaya girdiklerini ve daha sonra yakalandıklarını, duruşmada ise olayın arkadaşı Zeynel'in duruşmada anlattığı şekilde meydana geldiğini İFADE ETMİŞTİR.

Tutanak tanıkları, tutanağın doğru olduğunu beyan ederek hırsızları yakalayan vatandaşın haber vermesi üzerine sanıkları yakalayıp tutanak düzenlediklerini, sanıkların ayakkabıların hangi şikayetçiye ait olduğu veya çaldıkları yerler konusunda bir yardımlarının bulunmadığını, sadece Sefaköy'den buraya doğru çaldıklarını ifade ettiklerini BEYAN ETMİŞLERDİR.

Bu kanıtlar ışığında sanıkların hukuki durumları değerlendirildiğinde;

5237 sayılı TCY'nın 145 inci maddesinde; "(1) Hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir" hükmü yer almakta iken, anılan hüküm, 29.06.2005 gün ve 5377 sayılı Yasanın 16 ncı maddesi ile; "(1) Hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, suçun işleniş şekli ve özellikleri de göz önünde bulundurularak, ceza vermekten de vazgeçilebilir" ŞEKLİNDE DEĞİŞTİRİLMİŞTİR.

Maddeyle hırsızlık suçlarına, "konu değer"in azlığı nedeniyle yargıca, cezada indirim yapma veya ceza vermeme yönünde, geniş bir takdir YETKİSİ TANINMIŞTIR.

YARGITAY 6. Ceza Dairesince, istikrarlı bir şekilde uygulanan "daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma" görüşünün, 145 inci madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin, yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da OLANAKLI DEĞİLDİR. 145 inci maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını TEMEL ALMAKTADIR. Değer azlığıyla Yasa Koyucu tarafından neyin kastedildiği, duraksamaları önleyecek biçimde açıklığa kavuşturulmamış, rakamsal bir sınırlandırma getirilmemiş ancak yargıca, yargılama konusu maddi olayla ilgili olarak takdir ve değerlendirme YETKİSİ TANINMIŞTIR. Ne var ki, Yasa Koyucu, yargıcın takdirini, soyut ve farklı bir DİSİPLİNLE SINIRLANDIRMIŞTIR. O da; "az olarak kabul edilecek değerin" yargıcın takdirinde, ceza vermekten vazgeçmesini gerektirecek ehemmiyetsiz ölçüde olması, başka bir ifadeyle değere dayalı ihlalin ceza verilmemeyi nasafeten haklı saydıracak alt DÜZEYDE BULUNMASIDIR. Yargıç, çalınan veya çalınmaya kalkışılan bu değerin azlığını ya indirimli bir cezayla ya da suçun işlenmesindeki özellikler itibarıyla ceza VERMEMEKLE DEĞERLENDİREBİLECEKTİR.

Maddenin ilk metninden sonraki değişiklikte; "suçun işleniş şekil ve özellikleri göz önünde bulundurularak" ibaresinin, "cezada indirim" seçeneğinden sonra ve "ceza vermekten vazgeçilebilir" seçeneğinden önce yazılmasının, suça konu malın değerini FARKLILAŞTIRMAYACAĞI AÇIKTIR. Bu nedenle; "az ceza verme" seçeneğinde daha yüksek değerin aranacağı, "ceza vermekten vazgeçme" halinde ise daha az bir değerin aranmasının gerekli OLDUĞU DÜŞÜNÜLMEMELİDİR.

Bu itibarla, 5237 sayılı Yasanın 145 inci maddesinin uygulanmasında, 765 sayılı TCY'nın 522 nci maddesinde öngörülen "hafif" ya da "pek hafif" kavramlarıyla irtibatlı bir yoruma gidilmemeli, YARGITAY'dan, anılan maddenin uygulanması sürecindeki içtihatlarına paralel şekilde, yıllık değer ölçülerini BELİRLEMESİ BEKLENMEMELİDİR. 5237 sayılı Yasanın 145 inci maddesinin konuluş amacı gözetilmeli, anılan hükmün 765 sayılı TCY'nın 522 nci maddesinden farklı olduğu KABUL EDİLMELİDİR.

Yargıç, bu değerlendirmenin yanı sıra her somut olayda, suçun işleniş şekli, mağdur veya sanığın konumu, olayın gerçekleştiği yer ve zamanı dikkate alacak, 5237 sayılı TCY'nın 3 üncü maddesinde işaret edildiği üzere, "işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı" olacak şekilde bir cezaya hükmetmek suretiyle ceza ADALETİNİ SAĞLAYACAKTIR. Görüldüğü gibi maddeyle getirilen sistem, sadece malın değerinin objektif ölçütlere göre belirlenerek cezadan indirim veya ceza verilmemesinden İBARET DEĞİLDİR. Olayın özelliği, mağdurun konumu, failin kişiliği ve suçun işleniş şekli, her olayda değerlendirmeye konu edilecek, meydana gelen haksızlığa faili iten etkenler ve bu haksızlığın mağdur üzerindeki etkileri de gözetilerek, maddenin uygulanıp uygulanmaması ve özellikle ceza verilmeme haliyle ilgili seçeneğin, eylemin failine uygun düşüp düşmeyeceği belirlenecek ve takdirin gerekçesi de KARARDA GÖSTERİLECEKTİR.

Ancak burada 5237 sayılı TCY'nın 147 nci maddesinde düzenlenmiş bulunan "ağır ve acil bir ihtiyacı karşılamak için hırsızlık suçunun işlenmesi" hali ile 145 inci maddede öngörülen "değer azlığı" KAVRAMI KARIŞTIRILMAMALIDIR. 145 inci maddede öngörülen değer azlığıyla zorunluluk halini düzenleyen 147 nci maddenin uygulanma koşulları birbirinden farklı olup, 147 nci maddenin ayırıcı ölçütü hırsızlığın ağır ve acil bir ihtiyacı karşılamak İÇİN YAPILMASIDIR. Burada hırsızlığın konusu olan malın değerinin az veya çok olmasının herhangi bir ÖNEMİ YOKTUR. Örneğin ölümcül bir hasta için eczaneden çok pahalı bir ilacın çalınması söz konusu olabilir. Buradaki ölçü değer değil, ağır ve acil bir ihtiyaç için bu MALIN ÇALINMASIDIR.

Buna karşılık 145 inci maddenin uygulanmasındaki en önemli kriter kuşkusuz değer ölçüsüdür ve bu değerin "ceza vermeme" halini de haklı saydıracak düzeyde AZ OLMASIDIR.

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;

İkinci el ayakkabıların pazarlanma olanağı bulunduğunu saptayan sanıkların, birlikte gece vakti saptadıkları apartmanlara girerek, kapı önünde buldukları ayakkabıları çaldıkları, sanıkların satılabilecek evsaftaki ayakkabıları seçmek suretiyle eylemlerini gerçekleştirdikleri, bu işe özel araç tahsis ettikleri, yakalanma risklerinin azlığı ve kolay para kazanma yöntemi olarak benimsedikleri bu yolla, farklı semtlerdeki apartmanlara girmek suretiyle eylemlerini gerçekleştirdikleri, sanıkların çaldıkları ayakkabıların yalnızca mağdurları saptanan dört çift ayakkabıdan ibaret olmayıp, araçta yapılan aramada bagaj bölümünde 10 poşet içinde, 51 çift kundura, 20 çift spor ayakkabı, 5 çift bot olmak üzere toplam 76 çift çalıntı ayakkabının saptandığı, olayda 5237 sayılı TCY'nın 145 inci maddesinin uygulanma koşullarının bulunmadığı, yalnızca sahipleri saptanabilen ayakkabıların değil, olayın bütünü göz önünde bulundurulmak suretiyle, 145 inci maddenin uygulanma koşullarının belirlenmesi gerektiği, yerel mahkeme takdirinde ve özel daire kararında bu yönüyle bir isabetsizlik BULUNMADIĞI ANLAŞILMAKTADIR.

SONUÇ :

Açıklanan nedenlerle,

1- YARGITAY C.Başsavcılığı itirazının REDDİNE,

2- Dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere YARGITAY C.Başsavcılığına tevdiine, 15.12.2009 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi


KARARARA.COM