YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ
ESAS: 2014/9061
KARAR: 2015/1473

Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y   K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Davacı idare vekili dilekçesinde; müdür yardımcılığı görevinde bulunan davalıya ek ders ücreti olarak fazladan 7838 TL ödendiğini beyan ederek, ödenen bu bedelin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Mahkemece; kesinleşen idare mahkemesinde açılan davanın, idari işlemin bulunmaması nedeni ile reddine karar verildiği, böylelikle de davacı tarafın davasının dayanağını oluşturan bir işlemin mevcut olmadığının kesinleşmiş mahkeme kararı ile sabit olduğu, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesi ve dava şartı yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; dava konusu alacağın tahsili amacı ile davacı idare tarafından, davalı aleyhine ödeme ihtarı içeren bir yazı gönderildiği, gönderilen bu yazının iptali amacı ile, davalı tarafından idare mahkemesinde iptal davası açıldığı, İdare mahkemesi tarafından da "...davalı adına çıkarılan kamu zararına ilişkin borcun tahsili amacı ile gönderilen dava konusu borç bildirim belgesinin, idari davaya konu olabilecek nitelikte kesin ve nihai sonuç doğuran idari işlem niteliğinde olmadığı, bu nedenle işin esasının incelenmesinin mümkün bulunmadığı...." gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği ve verilen bu kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.

Bilindiği üzere, sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir.

Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir.

Sebepsiz zenginleşme, bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır.

Dava konusu uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacağın tahsili talebine ilişkindir.

Somut olayda; mahkemenin kararına dayanak olarak aldığı, idare mahkemesi kararında, ortada idari davaya konu olabilecek idari bir işlemin bulunmaması nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir. Yoksa; davalıya yapılan ödemenin yasal olup olmadığı konusunda bir değerlendirme yapılmamıştır.

Öyle ise mahkemece, davacının talebinin sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı bir talep olduğu kabul edilip, yapılacak tahkikat neticesinde, davalıya yapılan ödemenin haksız olduğunun tespit edilmesi durumunda davanın kabulüne karar verilmesi, aksi halde şimdiki gibi fakat farklı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


kararara.com