T.C.
Yargıtay
4. Hukuk Dairesi

Esas No:2014/16145
Karar No:2015/13017 

Davacı M.. G.. vekili avukat H.. D.. tarafından, davalı R.. U.. aleyhine 25/11/2013 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 09/07/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, basın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.


Davacı, davalının Y.. A.. G.. 29/11/2012 günlü sayısının 9. sayfasında, "..." başlıklı yazısında yer alan haberin tamamen gerçek dışı olduğunu belirterek, kişilik haklarına saldırı nedeniyle Manevi tazminat isteminde bulunmuştur.


Davalı, cevap dilekçesiyle yetki itirazında bulunarak davanın esastan da reddi gerektiğini savunmuştur.


Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; Tapu Müdürlüğünden gelen yazılara göre haberin gerçek olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 116/a maddesinde; "Kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı" ilk itirazlar arasında sayılmıştır. 138. maddenin 1. bendinde; "Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir." 138. maddenin 3. bendinde; "İlk itirazlar, ön sorunlar gibi incelenir ve karara bağlanır." ifadeleri yer almaktadır. Ön sorunların incelenmesi usulünü gösteren 164. maddenin 3. bendinde ise; "Hâkim, ön sorun hakkındaki kararını taraflara tefhim veya tebliğ eder." şeklinde düzenlemeler yapılmıştır.


Dosya kapsamından; davalılardan R.. U..'nun 24 Aralık 2013 tarihli cevap dilekçesiyle yetki itirazında bulunduğu, Mahkemece ön inceleme duruşmasında yetki itirazının reddine karar verilmesine rağmen, ön inceleme duruşmasına katılmayan davalı R.. U..'ya, red kararının tebliğ edilmediği ve böylece savunma hakkının kısıtlandığı anlaşılmaktadır.


Anayasa'nın 36. maddesi gereğince herkes, yasal araç ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olup davalının kanıtları toplanmadan karar verilmiş olması onun savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur.
Mahkemece açıklanan yön gözetilmeyerek, yetki itirazının reddi kararının davalıya tebliğ edilmeden, açılan davaya ilişkin savunması yöntemine uygun olarak incelenip değerlendirilmeden, eksik inceleme ile yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.


SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 16/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

www.hukukmedeniyeti.org