8. Hukuk Dairesi 2012/2567 E, 2012/9347 K.

S. T. ile M.n aralarındaki alacak davasının reddine dair K. 1. Aile Mahkemesinden verilen 09.02.2012 gün ve 533/167 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

Davacı vekili, tarafların 1993 yılında evlendiklerini, evlilik birliği içinde vekil edeninin miras bırakanı-babasının ölümüyle mirasçılarına kalan mal varlığının taksimi sonucu vekil edenine verilen nakit parayla 14128 ada 2 parselde 1 numaralı bağımsız bölümün satın alınarak davacının isteği, eşine duyduğu güven ve samimiyet duygusuyla taraflar üzerine ½'şer payla tapuya tescil edildiğini, ancak davalının ilgisizliği nedeniyle halen bakımevinde kalan davacının hastalandığını, ileri derecede hayati fonksiyonlarını yitirdiğini ve terkedildiğini, bağıştan rücu koşullarının gerçekleştiğini, uyuşmazlık konusu taşınmazın ortaklığın hükmen giderilmesi kararı verilerek satıldığını açıklayarak, satış bedelinin davalı üzerindeki paya ilişkin bölümünün fazla hakları saklı tutularak şimdilik 20.000 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı vekili, uyuşmazlık konusu taşınmazın alım bedelinin eşler tarafından yarı yarıya karşılandığını ve resmi senede karşı bağış iddiasının dinlenemeyeceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Taraflar 1993 yılında evlenmiştir. Uyuşmazlık konusu 14128 ada 2 parselde 1 numaralı bağımsız bölüm ½'şer payla 1.6.1994 tarihinde satın alma suretiyle taraflar adına tescil edilmiş, K. 4.Sulh Hukuk Mahkemesinin 23.12.2010 tarih, 2010/1577 Esas ve 2097 Karar sayılı ilamıyla nizalı taşınmazda ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.

Davacı tarafından iddia edilen bu nitelikteki bir işlemin 818 sayılı Borçlar Kanununun 234 (6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 285) ve devamı maddeleri gereğince bağış niteliğinde bulunduğu açıktır. Temyize konu dava, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanununun 244 vd. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 295.vd.) maddeleri gereğince bağıştan rücuya dayalı bedel isteğine ilişkindir. Bağıştan rücu nedeniyle açılmış bulunan temyize konu davanın kanuni dayanağı 818 sayılı Borçlar Kanununun 244 vd.( 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 295 vd.) maddeleri olduğuna göre, uyuşmazlığın çözüm yeri dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK.nun 1 ve devamı maddeleri uyarınca belirlenecek genel mahkemelerdir. Dava, Aile Mahkemesine açılmış ve hükme bağlanmıştır. Görev kamu düzeni ile ilgili olduğundan iddia ve savunma olarak ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözönünde bulundurulur. 6100 SAYILI HMK.NUN GEÇİCİ 1.MADDESİNDE BU KANUNUN YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNDEN ÖNCE AÇILAN DAVALARIN AÇILDIĞI TARİHTE GÖREVLİ OLAN MAHKEMELERCE BAKILMASINA DEVAM EDİLECEĞİ BİLDİRİLDİĞİNE GÖRE, DAVANIN BELİRLENEN NİTELİĞİ VE TALEP EDİLEN TAZMİNAT MİKTARI İTİBARİYLE TEMYİZE KONU DAVAYA BAKMA GÖREVİNİN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE AİT OLMASI İCAP EDER. MAHKEMECE GÖREVSİZLİK KARARI VERİLMESİ GEREKİRKEN, HATALI DEĞERLENDİRMEYLE AİLE MAHKEMESİNDE YARGILAMAYA DEVAM EDİLEREK DAVANIN ESASI HAKKINDA HÜKÜM KURULMASI DOĞRU DEĞİLDİR.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve yasa hükümlerine aykırı bulunan yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, yine 6100 sayılı HMK.nun geçici 3.maddesi yollamasıyla HUMK.nun 388/4 (HMK.m 297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 18.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.