Yargıtay Ceza Genel Kurulu, prostat tedavisi sırasında hastasına "anal yoldan parmak masajı" yapan doktor hakkında "fiili livata yoluyla ırza geçmek" suçlamasıyla açılan davada verilen beraat kararını onadı.
Kırklareli'nde M. U. adlı bir kişi, prostat şikayeti nedeniyle üroloji uzmanına başvurdu. Uzman doktor, hastaya "anüse parmak masajı" tedavisi yapılması gerektiğini belirterek, anal yoldan parmak masajı yaptı. M.U. parmak masajına başlanmasının ardından kısa bir süre sonra "uzman doktorun iki elinin de omuzlarında olduğunu ve anüs bölgesine cinsel organı ile girip çıktığını fark ettiğini, arkasını döndüğünde doktorun apar topar pantolonunu düzelttiğini" ileri sürdü. Olayın ardından Kırklareli Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma açıldı. Soruşturma çerçevesinde Edirne Adli Tıp Şube Müdürlüğünce bir rapor hazırlandı. Raporda, "M.U'ya yapılan tedavi yönteminin doğal olduğunu ve fiili livata olduğunu düşündürecek herhangi bir bulguya rastlanmadığı" kaydedildi. Raporda bulguların ilk muayene tarihiden sonra meydana gelmiş olabileceği ve "kaydırıcı maddeler" kullanmak suretiyle meydana gelen livata olgularının tıbbi bulguda meydana gelmeyeceğinin tıbben bilindiği belirtilerek, olayın adli
tahkikatla aydınlatılabileceğinin altı çizildi.

-"BİRAZ HOYRATÇA"-

Bunun üzerine uzman doktor hakkında "fiili livata yoluyla ırza geçmek" suçlamasıyla dava açıldı. Davayı görüşen Kırklareli Ağır Ceza Mahkemesi, M. U'nun yaşı gereği vücut gelişimi dikkate alındığında muayene esnasında kaydırıcı madde kullanılması sebebiyle "livataya" maruz kalıp kalmadığı hususunun şüphede kaldığına işaret etti. Mahkeme, delil yetersizliği sebebiyle uzman doktor hakkında beraat kararı verdi.
M. U yerel mahkemenin kararını temyiz etti. Davanın temyiz incelmesini yapan Yargıtay 5. Ceza Dairesi, "sanığın kaçamaklı savunmasının ve tanık beyanlarının dikkate alınmadan" beraat yönünde karar verildiğini ifade ederek oy çokluğuyla yerel mahkemenin beraat kararını bozdu. Daire kararına iki üye muhalefet etti. Muhalif üyeler, hastaya uygulanan tedavinin "biraz hoyratça" gerçekleştirilmesi nedeniyle hastanın tedaviyi farklı yorumladığını ve onur kırıcı bir hal olarak algılayıp, tepki göstermiş olabileceği ifadesini kullandı. Muhalif üyeler, "davayla ilgili kanıtların alt sınırı 7 yıl hapis cezasını gerektiren böylesine ağır bir suçtan dolayı doktor olan sanığın cezalandırılması için yeterli görülmediği, kuşkunun bulunduğuna" işaret ederek, beraat kararının yerinde olduğunu savundu.

-"5 DAKİKADA OLMAZ"-

Bozma kararının ardından davayı yeniden görüşen yerel mahkeme, kararında direndi. Mahkemenin direnme kararında, "37 yaşında, evli, sanık doktordan daha uzun ve daha iri yapıda olan katılanın, anüsüne erkek cinsel organının sokulması ve üzerine abanılıp ileri geri hareket yapılması durumunda bunun ne anlama geldiğini derhal fark etmesi gerektiği halde, fark edemediğine ilişkin anlatımları şüphe ile karşılanmış ve mahkememizce inandırıcı bulunmamıştır" denildi.
Ayrıca, direnme kararında, hastanın muayene odasında toplam 5 dakika kaldığının anlaşıldığı ifade edilerek, "bu kadar kısa bir süre içerisinde sanık doktorun üzerine fiili gerçekleştirmesi de mümkün görülmediği" belirtildi. Yerel mahkemenin ilk kararında direnmesinin ardından dava dosyası Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun önüne geldi. Kurul, yerel mahkemenin beraat kararını onadı.(ANKA)
(EÖ/ÖMR)