"Özür durumunuza rağmen resen atandıysanız dava açın" haberinde özür durumu olan öğretmenlerin norm kadro fazlası oldukları gerekçesi ile resen atanamayacakları hususunu mevzuat açısından incelemiş ve bu nedenle açılacak davaların kazanılacağını vurgulanmıştı.
 
Adana 2. İdare Mahkemesi, 29.04.2013 tarih ve 2012/1867 Esas, 2013/674 sayılı Kararının 3. sayfasında; “Bu durumda, aile birliğinin korunması ilkesi ile kamu hizmetinin düzenli bir şekilde yürütülmesi gereği arasında bir denge kurulması gerektiği, olayda 2011 yılından bu yana Kadirli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü emrinde görev yapan ve ihtiyaç fazlası durumunda olan davacının, görevli bulunduğu ilçede boş ilan edilen 16 eğitim kurumundan tercih hakkının tamamını kullanarak on eğitim kurumunu tercih ettiği dikkate alındığında davacının aile birliğinin bozulmaması noktasında üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiği, ayrıca davalı idare tarafından Kadirli ilçesinde Sınıf Öğretmenliği branşında 16 eğitim kurumunda 29 ihtiyaç gösterilmesine rağmen kadrili ilçesine 28 sınıf öğretmeni atandığı, davalı idarece boş olarak ilan edilen bir kadroya atama yapılmadığı, yani dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte Kadirli ilçesinde davacının branşında boş bir kadronun bulunduğu görülmekte olup kamu görevlisinin eşinin yaşamakta olduğu yere normal toplu ulaşım vasıtalarıyla gidip-gelme olanağının bulunmaması durumunda naklen atamanın aile birliğine zarar vereceği de dikkate alınarak yapılan değerlendirmeye göre eşinin yaşamakta olduğu Kadirli ilçesinde davacının branşında boş bir kadro var iken normal ulaşım vasıtalarıyla gidip-gelme olanağının bulunmadığı Düziçi ilçesine atanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmamaktadır.”gerekçesiyle özür durumu olan norm kadro fazlası davacının öğretmenin ilçe dışına resen atanmasını iptal etmiştir.
 

İşte o karar;







Ayrıca yine Adana 2. İdare Mahkemesi, 30.04.2013 tarih ve 2012/1863 Esas, 2013/686 sayılı Kararında; davacının Kadirli ilçe merkezinden dava konusu işlemle atandığı Bahçe ilçe merkezi arasında direkt mutad vasıtanın bulunmadığından Osmaniye il merkezine gelinip buradan başka bir vasıta ile Bahçe ilçesine gidilebileceğinden iptal kararı vermiştir.
 
MEB bu nedenle, özür durumu olan norm kadro fazlası öğretmenlerin ilçe dışına resen atanmamaları için genelge yayınlanmalı ayrıca;.

MEB, Kaybettiği Davalardan Ders Çıkarmalı Mevzuatları Bu Hukuki Görüşlere Göre Düzenlemelidir
 
Millî Eğitim Bakanlığı uygulamaları hakkında açılan davalar sonucunda yargı kararlarının gereğini yerine getiren Bakanlık; yargı kararının gerekçelerini, yeni hazırladığı mevzuat düzenlemelerinde dikkate almıyor. Bunun sonucunda açılan davalarla iptal edilen atamalar eğitim öğretimi olumsuz etkiliyor. Kamu zarara uğratılıyor. Bunu bizzat MEB kendi eliyle yapıyor.

MEB, Norm Kadro Fazlası Öğretmenlerin Yer Değiştirmeleri Konusunda Kapsamlı Bir Genelge ve Atama Dönemlerinde Kılavuz Çıkarmalıdır
 
Norm kadro fazlası Öğretmenlerin atama dönemlerinde İl Milli Eğitim Müdürlüklerinde uygulama birliği bulunmamaktadır. Uygulama birliğinin sağlanması, okul ve kurumlarda yönetim, eğitim ve öğretim hizmetlerinin gerekli ve yeterli personelce yürütülmesi, Personel boyutunda atıl kapasite yaratılmaması, var olan atıl kapasitenin ihtiyaç duyulan okul ve kurumlara yönlendirilmesine zemin oluşturarak verimliliğe dönüştürülmesi için MEB acilen Norm kadro fazlası öğretmenlerin yer değiştirmeleri konusunda kapsamlı bir genelge çıkarmalıdır.
 
İdarenin Kaybedeceğini Bile Bile Dava Açılmasına Sebebiyet Vermesi Kamu Zararı Meydana Getirmektedir
 
Kamu idaresine karşı aynı konuda açılan davaların kamu idaresince sürekli kaybedilmesi, sadece dava konusu işleme ait ödeme yükü çıkarmamaktadır. Ayrıca dava masrafı adı altında önemli bir mali yük çıkarmakta ve kamu zararı meydana getirmektedir.
 
Bu nedenle, her bir idarenin kaybedeceğini bile bile dava açılmasına sebebiyet vermemesi temel ilke olmalı her türlü idari ve adli uyuşmazlık için sulh yoluna gidilmelidir.
 
MEB, Personeli İle Yaşadığı Uyuşmazlıklarda Sulh Yoluna Gitmelidir
 
İdarenin davaların açılmasını önlemek, devleti zarara uğratmamak adına, Anlaşmazlıkları önleyici hukuki tedbirleri zamanında almak, uyuşmazlıkların sulh yoluyla çözümü konusunda mütalaa vermek adına 02.11.2011 tarih ve 28103 Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) nin “Adli uyuşmazlıklarda sulh” başlıklı 9. maddesine göre idareler, kendi aleyhlerine dava açılacağını veya icra takibine başlanılacağını öğrenmeleri durumunda da karşı tarafı sulhe davet edebilirler. Sulhe davet, uyuşmazlığın tarafı olan gerçek veya tüzel kişilerce de yapılabilmektedir. Bu durumda önlem almayan kamu yöneticileri de kamu zararı meydana getirmektedirler.

MEB; Mevzuat Ve Hukuka Açıkça Aykırı Uygulamalardan Vazgeçmelidir
 
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Özel hayatın gizliliği” başlıklı 20/1. maddesinde “Herkes özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir.” hükmüne, dolaylı olarak kadınlara yönelik pozitif ayrımcılık tanıyan; “Ailenin korunması ve çocuk hakları” başlıklı 41. maddesinde; “Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar.” hükmüne, “Milletlerarası andlaşmaları uygun bulma” başlıklı 90. maddesinin son fıkrasında ise; “usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletler arası anlaşmalar kanun hükmündedir.” hükmüne yer verilmiştir.

Bunun yanında Türkiye tarafından 18.05.1954 tarihinde İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme imzalanmış, bu tarihten itibaren adı geçen sözleşme iç hukukumuzun bir parçası halini almıştır. Anılan Sözleşmenin “Haklar ve Özgürlükler” başlıklı 1.bölümünün “Özel hayatın ve aile hayatının korunması” başlıklı 8. maddesinde de; “1- Herkes özel hayatına, aile hayatına, konutuna ve haberleşmesine saygı gösterilmesi hakkına sahiptir. 2- Bu hakkın kullanılmasına bir kamu otoritesinin müdahalesi, ancak ulusal güvenlik, kamu ehliyeti, ülkenin ekonomik refahı, dirlik ve düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın ve ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için, demokratik bir toplumda zorunlu olan ölçüde ve yasayla öngörülmüş olmak koşuluyla söz konusu olabilir” hükmüne yer verilmiştir.

Diğer yandan, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Yer Değiştirme Suretiyle Atanma” başlıklı 72. maddesi 2. fıkrasındaki; “Yeniden veya yer değiştirme suretiyle yapılacak atamalarda; aile birimini muhafaza etmek bakımından kurumlar arasında gerekli koordinasyon sağlanarak memur olan diğer eşin de isteği halinde ataması, atamaya tabi tutulan memurun atandığı yere 74 ve 76 ncı maddelerde belirtilen esaslar çerçevesinde yapılır. Yer değiştirme suretiyle atanmaya tabi memurun atandığı yerde eşinin atanacağı teşkilatın bulunmaması ya da teşkilatı olmakla birlikte niteliğine uygun münhal bir görev bulunmaması ve ilgilinin de talebi halinde, bu personele eşinin görev süresi ile sınırlı olmak üzere aşağıdaki şartlarda izin verilebilir.” hükümlerinde de aile biriminin muhafaza edilmesi için gerekli koordinasyonun sağlanması gerektiği vurgulanmıştır.

Ayrıca, 06.05.2010 tarihli ve 27573 sayılı Resmî Gazete'de Yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’nin “Özür durumuna bağlı yer değiştirmeler” başlıklı 35. maddesi 1. fıkrasındaki; “Öğretmenler, sağlık, eş ve öğrenim durumu özürleri nedeniyle özür gereklerinin karşılanabileceği yerlere yer değiştirme isteğinde bulunabilirler. Ancak bu özürler nedeniyle yer değişikliği istekleri, hizmet gerekleri ile özür durumlarının birlikte karşılanması temelinde değerlendirilir.” hükümleri ve aynı yönetmeliğin “Eş durumu özrü” başlıklı 37. maddesi 2 fıkrasındaki; “Öğretmenlerin bu özür durumundan yer değiştirme isteğinde bulunabilmesi için eşinin, atanmak istediği yerde sosyal güvenlik kurumuna bağlı olarak çalışması ve bu durumu belgelendirmeleri gerekmektedir.” hükümlerinde hiçbir şarta bağlı kalınmaksızın eş durumu özründen dolayı yer değiştirme isteğinde bulunan öğretmenin, eşinin herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna bağlı olarak çalıştığını belgelendirmesi halinde eşinin yanına eş durumu özrü gurubundan yer değiştirme isteğinin gerçekleştirilmesi gerektiği kayıt altına alınmıştır.
 
Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin 41. maddesi bir bütün olarak değerlendirilip NORM KADRO FAZLASI ÖĞRETMENLER; ÖZÜR DURUMLARI VE TERCİHLERİ DE DİKKATE ALINMAK SURETİYLE öncelikle görevli oldukları yerleşim yerindeki ya da ilçedeki eğitim kurumlarına tercihleri ve hizmet puanı üstünlüğüne göre atanacaklar, tercihte bulunmayanlar ise 5. fıkraya göre resen atanacaklardır.
 
Yönetmelik çok açık bir biçimde norm kadro esasları gereğince yapılacak düzenlemeler sonucu ortaya çıkan ve özür durumu olan norm kadro fazlası öğretmenlerin özür durumlarının dikkate alınacağından bahsetmektedir. Bu nedenle özür durumu olan norm kadro fazlası öğretmenler başka ilçelere resen atanamazlar.
 
Yukarıda sıraladığımız mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; atamalarda aile birimi ve birliğinin muhafazası için gerekli önlemlerin alınması gerektiği vurgulanmıştır.

Buna rağmen Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin “İhtiyaç fazlası öğretmenlerin yer değiştirmeleri” başlıklı 41. maddesi 1. fıkrasında yer alan; norm kadro esasları gereğince yapılacak düzenlemeler sonucu öğretmen fazlalığı oluşması hâlinde, ÖZÜR DURUMLARI VE TERCİHLERİ DE DİKKATE ALINMAK SURETİYLE ATANIRLAR.” hükümlerindeki “ÖZÜR DURUMLARI dikkate alınır” hükmünü ve İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşmenin 8. maddesindeki Özel hayatın ve aile hayatının korunmasının yasalarda belirlenmek şartıyla bazı kriterler hariç hiçbir şekilde kamu otoritesinin müdahalesinin olamayacağı hükmünü, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Yer Değiştirme Suretiyle Atanma” başlıklı 72. maddesi 2. fıkrasındaki “aile birimini muhafaza etmek bakımından kurumlar arasında gerekli koordinasyonun alınması” hükmü yok sayılarak norm kadro fazlası öğretmenlerin resen ikamet ettiği ilçe dışına ataması yapılmıştır.

06.05.2010 tarihli ve 27573 sayılı Resmî Gazete'de Yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin “İhtiyaç fazlası öğretmenlerin yer değiştirmeleri” başlıklı 41. maddesi 1. fıkrasında yer alan; NORM KADRO ESASLARI GEREĞİNCE YAPILACAK DÜZENLEMELER SONUCU ÖĞRETMEN FAZLALIĞI OLUŞMASI HÂLİNDE, ÖZÜR DURUMLARI VE TERCİHLERİ DE DİKKATE ALINMAK SURETİYLE ATANIRLAR.” hükümlerini ve 5. fıkrasındaki “FAZLA KONUMDAKİ ÖĞRETMENLERDEN HERHANGİ BİR KURUMA ATANMAK ÜZERE BAŞVURUDA BULUNMAYANLARIN görev yerleri, il içinde valiliklerce isteklerine bakılmaksızın belirlenir.” hükümlerinin yok sayılarak eş durumu özrü nedeniyle resen atamaların iptal edilmesine yönelik açılan davalarda yürütmeyi durdurma kararları verilmektedir.
 
Örneğin; Adana 2. İdare Mahkemesinin 2012/1378 sayılı, 2012/1435 sayılı, 2012/1456 sayılı ve 2012/1476 sayılı Yürütmeyi Durdurma Kararlarında; norm fazlası durumuna düşen ve idarece resen atanan öğretmenlerin atamalarının “Hizmet puanı üstünlüğü”,“Münhal durumdaki eğitim kurumlarının tamamının ilan edilmediği ve tercihlerine sunulmadığı”, “Çok sayıda ücretli öğretmen görevlendirildiği”, “12 yıllık kesintili zorunlu eğitim sistemi nedeniyle çok sayıda öğretmenin norm kadro fazlası durumuna düştüğü” ve “Eş Durumu özründen gelen öğretmenlerin özür durumlarına ilişkin aile bütünlüğüne aykırı yapılan re'sen atamanın, hukuka ve mevzuata aykırı olduğu” dile getirilerek yürütmelerinin durdurulmasına karar verilmiştir.
 
Eskişehir 1. İdare Mahkemesinin 2012/963 sayılı ve 2012/1006 sayılı Yürütmeyi Durdurma Kararlarında, Eskişehir 2. İdare Mahkemesinin 2012/890 sayılı ve 2012/936 sayılı Yürütmeyi Durdurma Kararlarında; norm fazlası durumu düşen ve idarece resen atanan öğretmenlerin atamalarının “hizmet puanı üstünlüğü”, “münhal durumdaki eğitim kurumlarının tamamının ilan edilmediği ve tercihlerine sunulmadığı”ve “eş özründen Eskişehir’e gelen öğretmenlerin özür durumlarına ilişkin aile bütünlüğüne aykırı yapılan re'sen atamanın atanılan yere mutad vasıta ile ulaşım imkânı bulunmadığından hukuka ve mevzuata aykırı olduğu” dile getirilerek yürütmeleri durdurulmuştur.
 
Hatay İdare Mahkemesi 2012/2279 sayılı Yürütmeyi Durdurma Kararı ile Norm fazlası durumu düşen ve atanan öğretmenin atamasının “eş özrü ”ne aykırı yapılamayacağını belirterek Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına Dair Yönetmeliğin 28. maddesi ile 9. maddesinde yer alan zorunlu yer değiştirmeye tabi devlet memurlarının eşlerinin atamalarında norm kadro hükümlerinin uygulanmayacağı ve Anayasanın aile bütünlüğü ilkesi ile 657Sayılı Devlet Memurları Kanununun 72. Maddesinde belirtilen aile bütünlüğü ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle işlemin yürütmesini durdurmuştur.
 
Öğretmenlerin Aile Bütünlüğü, Huzur Ve Mutluluğunu Bozacak Her Türlü İşlem Hukuksuzdur
 
Çorum İdare Mahkemesinin 2013/107 sayılı Yürütmeyi Durdurma Kararında; “Anayasanın 20/1. maddesinde “Herkes özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir.”hükmüne 41. maddesinde; “Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar.” hükmüne, 90. maddesinin son fıkrasında ise; “usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletler arası anlaşmalar kanun hükmündedir.”hükmüne yer verilmiştir.
 
Bunun yanında Türkiye tarafından 18.05.1954 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi imzalanmış, bu tarihten itibaren adı geçen sözleşme iç hukukumuzun bir parçası halini almıştır. Anılan Sözleşmenin 8. maddesinde de; 1- Herkes özel hayatına, aile hayatına, konutuna ve haberleşmesine saygı gösterilmesi hakkına sahiptir. 2- Bu hakkın kullanılmasına bir kamu otoritesinin müdahalesi, ancak ulusal güvenlik, kamu ehliyeti, ülkenin ekonomik refahı, dirlik ve düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın ve ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için, demokratik bir toplumda zorunlu olan ölçüde ve yasayla öngörülmüş olmak koşuluyla söz konusu olabilir” hükmüne yer verilmiştir.
 
Diğer yandan, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 72. maddesinde “ Yeniden veya yer değiştirme suretiyle yapılacak atamalarda; aile birimini muhafaza etmek bakımından kurumlar arasında gerekli koordinasyon sağlanarak memur olan diğer eşinde isteği halinde ataması, atamaya tabi tutulan memurun atandığı yere 74 ve 76’ncı maddelerde belirtilen esaslar çerçevesinde yapılır” hükümlerine vurgu yapılıp Milli Eğitim Bakanlığı Atama ve Yer değiştirme Yönetmeliğinin 41. maddesine göre yapılacak atamalarda özür durumları ve tercihlerin de dikkate alınması gerektiği ifade edilmiş olup dava konusu işlemin yürütmesini durdurmuştur.
 
Edirne İdare Mahkemesinin 2013/89 sayılı Yürütmeyi Durdurma Kararı ile Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin “İhtiyaç fazlası öğretmenlerin yer değiştirmeleri” başlıklı 41. maddesi 1. fıkrasında yer alan norm kadro fazlası durumunda olan öğretmenlerin özür durumlarının dikkate alınıp, Anayasa’da düzenlenen Aile Birliğinin korunmasına yönelik hükümlerin göz önünde bulundurularak atama yapılması gerekmekte olduğundan bu hükümler dikkate alınmadan yapılan atama işleminin yürütmesini durdurmuştur.
 
Zorunlu Yer Değiştirmeye Tabi Personelin Eşine Norm Kadro Uygulanmaz

Ayrıca; Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına Dair Yönetmelik'in “Amaç” başlıklı 1. maddesinde: "Bu Yönetmelik; 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 2 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişik 2 nci maddesi ve aynı Kanunun 2670 sayılı Kanunla değişik 72 nci maddesine dayanılarak, Devlet Memurlarının aynı kurum içinde yer değiştirme suretiyle atanmalarını sağlamak amacıyla düzenlenmiştir." hükmüne, "Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarda Göz Önünde Bulundurulacak Hususlar" başlıklı 9. maddesinde: "Yer değiştirme suretiyle atanmalar, Devlet Memurlarının dengeli bir şekilde dağılımını sağlamak için öğrenimi, uzmanlığı, iş tecrübesi, mesleki bilgisi gibi özellikleri ile boş kadro durumu göz önünde bulundurularak kurumlarınca hazırlanan bir plan dâhilinde yapılır.

Yapılacak atamalarda; aile birimini muhafaza etmek bakımından, eş ve sağlık durumları ilgili kurumlar arasında gerekli koordinasyon sağlanarak dikkate alınır.

Farklı kurumlarda çalışıp da her ikisi de yer değiştirmeye tabi olan eşlerden unvan, kadro ve görev bakımından daha aşağıda bulunanın görev yeri yukarıda bulunana bağlı olarak değiştirilir.

Aynı veya farklı kurumlarda çalışıp da eşlerden birinin yer değiştirmeye veya bu yönetmelik hükümlerine göre yer değiştirmeye tabi olmaması hallerinde, yer değiştirmeye tabi olmayan veya özel yönetmeliklerine göre yer değiştirmeye tabi olan eşin görev ve unvanı ile hizmetin özelliği dikkate alınır. Bu yönetmelik hükümlerine göre zorunlu yer değiştirmeye tabi tutulan memurun, memur olan eşinin yer değiştirme talebi öncelikle yerine getirilir.

İlgili mevzuatı uyarınca zorunlu yer değiştirmeye tabi tutulan eğitim ve öğretim hizmetleri sınıfı, mülki idare amirliği hizmetleri sınıfı ve Emniyet Hizmetleri Sınıfına giren Memurlar, Türk Silahlı Kuvvetlerine mensup subay ve astsubaylar, hâkim ve savcılar ile bu Yönetmeliğin ek 1 inci maddesi kapsamına girenlerin görev süresiyle sınırlı olmak üzere atandıkları yere, memur olan eşinin atanmasında mevzuatı uyarınca yürürlüğe konulan norm kadro sayılarına ilişkin hükümler uygulanmaz." düzenlemesine, “Özel Yönetmelikler” başlıklı 28. maddesinde ise: “Kurumlar bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde halen görevde bulunan memurların geçmiş hizmetlerinin bu Yönetmelik çerçevesinde nasıl değerlendirileceğini ve bu Yönetmeliğin çeşitli maddelerinde kurumlarca tespiti öngörülen diğer hususları kapsayan özel Yönetmeliklerini Devlet Personel Dairesinden olumlu görüş alınmak sureti ile çıkarırlar. Özel Yönetmeliklerde bu Yönetmeliğe aykırı hükümler yer alamaz….” düzenlemesine yer verilmiştir.

Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına Dair Yönetmeliğin 9. maddesine göre zorunlu yer değiştirmeye tabi olan mülki idare hizmetleri sınıfı, emniyet hizmetleri sınıfı, subay, astsubay, hâkim ve savcılar gibi zorunlu yer değiştirmeye tabi kamu görevlilerinin atandıkları yere, memur olan eşlerinin atamalarında eşin görev yaptığı kurumla ilgili olarak norm kadro sayılarına ilişkin hükümlerin uygulanmayacağı, kurumların hizmet puanı veya kadro yetersizliği gibi mazeretler ileri sürerek zorunlu atamaya tabi personelin memur olan eşini atama yoluna başvuramayacakları anlaşılmaktadır.
 
Bu mevzuat hükmüne göre; Kurumların hizmet puanı veya kadro yetersizliği gibi mazeretler ileri sürerek zorunlu atamaya tabi personelin memur olan eşini atamama veya ücretsiz izin almaya dolaylı olarak zorlama gibi bir yola başvuramaz. MEB bu konuda uygulama birliği sağlamalıdır.
 
Bu konuda Denizli İdare Mahkemesinin 2012/1125 sayılı Yürütmeyi Durdurma Kararı bulunmaktadır.
 
Denzili'de yaşanan olayda, Denizli'de görevli öğretmen, eşinin Antalya'ya atanması üzerine, eş durumu kapsamında Antal'ya nakil başvurusunda bulunmuş ancak kontenjan açılmadığı için bu talebi yerine getirilememiştir. Açılan davada mahkeme Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Yer değiştirme Yönetmeliğinin 9. maddesindeki "İlgili mevzuatı uyarınca zorunlu yer değiştirmeye tabi tutulan eğitim ve öğretim hizmetleri sınıfı, mülki idare amirliği hizmetleri sınıfı ve Emniyet Hizmetleri Sınıfına giren Memurlar, Türk Silahlı Kuvvetlerine mensup subay ve astsubaylar, hâkim ve savcılar ile bu Yönetmeliğin ek 1 inci maddesi kapsamına girenlerin görev süresiyle sınırlı olmak üzere atandıkları yere, memur olan eşinin atanmasında mevzuatı uyarınca yürürlüğe konulan norm kadro sayılarına ilişkin hükümler uygulanmaz." hükme dikkat çekmiş ve bu hüküm gereğince kurumların hizmet puanı veya kadro yetersizliği gibi mazeretler ileri sürerek zorunlu atamaya tabi personelin memur olan eşini atamama veya ücretsiz izin almaya dolaylı olarak zorlama gibi bir yola başvuramayacaklarını belirtmiştir.
 

Ahmet KANDEMİR
 
Memurlar.net Öğretmenler Bölüm Sorumlusu